What's new

Ülke Yönetimi

Status
Not open for further replies.
http://www.aksam.com.tr/guncel/turkiye-almanyaya-karsi-harekete-geciyor/haber-610089


Türkiye Almanya'ya karşı harekete geçiyor!
30 Mart 2017 Perşembe - 14:43 | Son Güncelleme : 30 03 2017 - 14:43
Türkiye, terörle mücadele kapsamında 16 Nisan sonrası büyük bir operasyona başlıyor. Hükümet, Almanya'nın Türkiye'deki tüm faaliyetlerini inceleyecek

  • Yorum Yaz0
    Avrupa'da FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin hamiliğini yapan Almanya, bir yandan teröristleri Türk güvenlik birimlerine karşı korurken diğer yandan ajan vakıfları eliyle Türkiye'nin her yanında faaliyet gösteriyor. Türkiye'de resmi olarak faaliyet gösteren 22 yabancı vakıftan çoğu Almanlara ait ve terör gruplarının birçok eyleminde bu vakıfların olması dikkat çekiyor.
    SAVAŞI ONLAR BAŞLATTI



    15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasıyla birlikte maskesi düşen ve Türkiye'ye karşı açıktan tavır alan Almanya, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) görevlisi imamlara yönelik 'casusluk' suçlamasıyla başlattığı istihbarat savaşını da tırmandırdı. Alman istihbarat kurumu BND'nin şefi Bruno Kahl'ın, “15 Temmuz'un arkasında FETÖ'nün olduğuna ikna olmadım” şeklindeki sözlerinin ardından, BND'nin bu ülkedeki FETÖ'cüleri MİT'e karşı uyardığının ortaya çıkması bardağı iyice taşırdı. Bu ülkedeki teröristlerin iadesi için MİT'in dosya verdiği Alman makamları, FETÖ'cüleri iade etmek yerine onları “İzleniyorsunuz, adres değiştirin” şeklinde uyarmayı, ardından da MİT hakkında soruşturma açmayı tercih etti. İki ülke arasındaki tüm istihbarat anlaşmalarını rafa kaldıran bu hareket, gözleri BND'nin Türkiye'deki faaliyetlerine çevirdi.

    BÜYÜK DARBE İNECEK

    Türkiye'de cirit atan vakıfları aracılığıyla bir yandan terör örgütlerine milyonlarca dolar akıtan, bir yandan da 16 Nisan referandumunda 'hayır' çıkması için her şeyini ortaya koyan Almanya'nın, asıl darbeyi halkoylamasında çıkacak 'evet' sonrası yiyeceği belirtiliyor. Referandum sürecinin son bulmasının ardından Almanya'nın Türkiye'deki tüm ilişkileri mercek altına alınacak. Almanya'daki Türk imamların evlerine baskın düzenleyen BND'ye karşı güvenlik birimleri, sahadaki etki ajanlarına karşı operasyonlara başlayacak. Başta vakıflar olmak üzere, terör örgütlerini fonlayan örtülü istihbarat kurumlarına büyük darbe indirilecek.

    PROJE ÜSTÜNE PROJE

    Her biri, Türkiye'deki farklı ayrıştırma konularında uzmanlaşan istihbarat vakıfları terör örgütlerine her türlü desteği veriyor. Bu kurumların bazısı yalnızca FETÖ üyelerine destekle uğraşırken, bazısının uzmanlık alanı ise PKK oluyor. Alman istihbaratının sadece 2015'te PKK'ya bağlı derneklere aktardığı rakamın 32 milyon avro olduğu belirtiliyor. Suriye sınır hattı boyunca PKK bağlantılı bir eylem grubu oluşturmaya da çalışan Alman istihbaratı, sığınmacılara yönelik Arapça yayın yapan 4 gazete ile bir de radyoya destek veriyor. Bazı vakıflar da sadece mezhep konusuna yoğunlaşmış durumda. Hem gurbetçiler içindeki hem de Türkiye'deki Alevi vatandaşlar üzerine projeler geliştiren BND, 90'lı yıllardan buyana altyapısını oluşturmaya çalıştığı “Ali'siz Alevilik” fikrinin propagandasını yapıyor. Mezhep kavgasını körüklemek için Almanya'nın sadece 2015'te harcadığı paranın 15 milyon avro olduğu belirtiliyor.

    Gezici hendekçi 'hayır'cı

    Türkiye'deki Alman ajanlarının yoğunluğu, yaşanan birçok olayda kendini gösterdi. 2015 Eylül'ünde İstanbul'da polis ile sığınmacılar arasında yaşanan arbedede gözaltına alınan 5 kişiden 2'si ajan çıkmış, şüpheli Fransız ve Alman'ın 2013 Haziran'ında başlayan Gezi olaylarında da çeşitli grupları provoke ettiği belirlenmişti. 16 Nisan referandumu öncesi Türk bakanlara 'evet' için konuşma yapmalarına izin vermeyen Almanya, Türkiye topraklarında ise 'hayır'ı finanse ediyor. Mart ayı başında Friedrich Naumann Vakfı'nın ev sahipliği yaptığı toplantıda 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu öncesinde 'hayır' propagandası yapıldığı ortaya çıkmıştı.

    MAYIN MAKİNELERİ

    Türkiye'de kaos ve karmaşa yaratmayı amaçlayan birçok olayın perde arkasında rol oynayan vakıflar, Gezi olaylarının yanısıra PKK'nın hendek kazıp barikat kurma eylemlerinde, hatta Artvin-Cerattepe olaylarında da başrolde bulundu. Yerel yönetimlere altyapı çalışmaları için kredi sağlayan 'Kauf-W' adlı 'yardım' kurumu, HDP'ye bağlı belediyelere iş makineleri alımında aracılık etti. Bu makineler daha sonra PKK'nın mayın döşeme 'iş'lerinde kullanıldı. PKK'nın çukur ve hendeklerinde parmağı olduğu ortaya çıkan ve gözaltına alınan 5 Alman uyruklu ajan, operasyonlar sırasında tutuklanmıştı.

    CIA'nın Konrad'ı çok etkili

    Kültürel anlamda Türkiye'nin bölünmesi, istikrarsızlaşması alanında 'uzmanlaşan' Konrad Adenaur Vakfı, ismini, ABD ajanı olduğu İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde İngilizler tarafından açıklanan Konrad Adenauer'dan alıyor. Adenauer, Alman Hıristiyan Demokrat hareketinin kurucusu ve CIA'in bu partide yuvalandığı biliniyor. Adenauer, 1931-1933 yılları arasında Deutsche Kolonialgesellschaft (Alman Sömürgecilik Derneği) Başkan Yardımcılığını yaparken, bu bile Alman vakıflarının Türkiye'deki işlevini anlatmaya yeterli görülüyor. Bu vakıf, birtakım etkinliklerle yerel basını kontrol ediyor, medya gücünü kullanmak için gazetecilere 'ödül' adı altında rüşvet de dağıtıyor.

    Çoğu BND ajanı

    Türkiye NATO'ya üye olduktan sonra piyasaya çıkan Alman vakıfları arasında Conrad Edenauer Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı, Heinrich Böll Vakfı gibi önemli kuruluşlar var. Türkiye'de etkin faaliyet gösteren bu vakıflar sık sık 'ajanlık' iddialarının muhatabı oldu. Sahadaki 'vakıf personeli' kanalıyla her bölgeden bilgi toplayan bu kurumlar, Anadolu'nun kültürel kodlarında ayrışmaya yol açacak her unsuru terör örgütlerine jurnalledi. PKK, DHKP-C, MLKP, Ermeni diasporası ve Ezidilere istihbarat bilgisi servis ederek tahrip etmek istediği alanlarda bu örgütlere mühimmat taşıyan Alman vakıfları, arazide görevli elemanlarıyla suçlamaların odağına yerleşti. Alman vakıfları olarak bilinen kuruluşların Alman istihbarat servisi BND tarafından kontrol edildiği ve vakıflarda görev alanların neredeyse tamamının BND elemanı olduğu belirtiliyor. Vakıfların finansmanı Alman federal bütçesinin örtülü ödeneğinden karşılanıyor. Vakıflar, elde ettikleri bu bütçeyi, Türkiye'de menfaatleri doğrultusunda kullanmak istedikleri STK'ları fonlamak için kullanıyor. Türkiye'deki her bir vakıf, Almanya'daki mevcut siyasi partilerin de birer yan kuruluşu olarak çalışıyor.

    Erdoğan uyarmıştı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında bazı Alman vakıflarının BDP ve BDP'li belediyeler üzerinden PKK'ya para aktardığını söylemişti. KCK operasyonlarında belediye yöneticilerinin gözaltına alındığını belirten Erdoğan, bölgeye gönderilen paranın yatırıma dönüşmediğine dikkat çekmişti. Alman vakıflarının belediyeler ile kredi sözleşmesi yaptığını söyleyen Erdoğan “Hangi müteahhitlerle iş yapmaları gerektiğini söylüyorlar. Bu yolla resmen PKK'ya para gönderiyor o vakıflar” demişti.

    Kaynak: Yeni Şafak




Tabii canım
 


Türkiye Almanya'ya karşı harekete geçiyor!
30 Mart 2017 Perşembe - 14:43 | Son Güncelleme : 30 03 2017 - 14:43
Türkiye, terörle mücadele kapsamında 16 Nisan sonrası büyük bir operasyona başlıyor. Hükümet, Almanya'nın Türkiye'deki tüm faaliyetlerini inceleyecek




    • Yorum Yaz0
      Avrupa'da FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin hamiliğini yapan Almanya, bir yandan teröristleri Türk güvenlik birimlerine karşı korurken diğer yandan ajan vakıfları eliyle Türkiye'nin her yanında faaliyet gösteriyor. Türkiye'de resmi olarak faaliyet gösteren 22 yabancı vakıftan çoğu Almanlara ait ve terör gruplarının birçok eyleminde bu vakıfların olması dikkat çekiyor.
      SAVAŞI ONLAR BAŞLATTI



      15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasıyla birlikte maskesi düşen ve Türkiye'ye karşı açıktan tavır alan Almanya, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) görevlisi imamlara yönelik 'casusluk' suçlamasıyla başlattığı istihbarat savaşını da tırmandırdı. Alman istihbarat kurumu BND'nin şefi Bruno Kahl'ın, “15 Temmuz'un arkasında FETÖ'nün olduğuna ikna olmadım” şeklindeki sözlerinin ardından, BND'nin bu ülkedeki FETÖ'cüleri MİT'e karşı uyardığının ortaya çıkması bardağı iyice taşırdı. Bu ülkedeki teröristlerin iadesi için MİT'in dosya verdiği Alman makamları, FETÖ'cüleri iade etmek yerine onları “İzleniyorsunuz, adres değiştirin” şeklinde uyarmayı, ardından da MİT hakkında soruşturma açmayı tercih etti. İki ülke arasındaki tüm istihbarat anlaşmalarını rafa kaldıran bu hareket, gözleri BND'nin Türkiye'deki faaliyetlerine çevirdi.

      BÜYÜK DARBE İNECEK

      Türkiye'de cirit atan vakıfları aracılığıyla bir yandan terör örgütlerine milyonlarca dolar akıtan, bir yandan da 16 Nisan referandumunda 'hayır' çıkması için her şeyini ortaya koyan Almanya'nın, asıl darbeyi halkoylamasında çıkacak 'evet' sonrası yiyeceği belirtiliyor. Referandum sürecinin son bulmasının ardından Almanya'nın Türkiye'deki tüm ilişkileri mercek altına alınacak. Almanya'daki Türk imamların evlerine baskın düzenleyen BND'ye karşı güvenlik birimleri, sahadaki etki ajanlarına karşı operasyonlara başlayacak. Başta vakıflar olmak üzere, terör örgütlerini fonlayan örtülü istihbarat kurumlarına büyük darbe indirilecek.

      PROJE ÜSTÜNE PROJE

      Her biri, Türkiye'deki farklı ayrıştırma konularında uzmanlaşan istihbarat vakıfları terör örgütlerine her türlü desteği veriyor. Bu kurumların bazısı yalnızca FETÖ üyelerine destekle uğraşırken, bazısının uzmanlık alanı ise PKK oluyor. Alman istihbaratının sadece 2015'te PKK'ya bağlı derneklere aktardığı rakamın 32 milyon avro olduğu belirtiliyor. Suriye sınır hattı boyunca PKK bağlantılı bir eylem grubu oluşturmaya da çalışan Alman istihbaratı, sığınmacılara yönelik Arapça yayın yapan 4 gazete ile bir de radyoya destek veriyor. Bazı vakıflar da sadece mezhep konusuna yoğunlaşmış durumda. Hem gurbetçiler içindeki hem de Türkiye'deki Alevi vatandaşlar üzerine projeler geliştiren BND, 90'lı yıllardan buyana altyapısını oluşturmaya çalıştığı “Ali'siz Alevilik” fikrinin propagandasını yapıyor. Mezhep kavgasını körüklemek için Almanya'nın sadece 2015'te harcadığı paranın 15 milyon avro olduğu belirtiliyor.

      Gezici hendekçi 'hayır'cı

      Türkiye'deki Alman ajanlarının yoğunluğu, yaşanan birçok olayda kendini gösterdi. 2015 Eylül'ünde İstanbul'da polis ile sığınmacılar arasında yaşanan arbedede gözaltına alınan 5 kişiden 2'si ajan çıkmış, şüpheli Fransız ve Alman'ın 2013 Haziran'ında başlayan Gezi olaylarında da çeşitli grupları provoke ettiği belirlenmişti. 16 Nisan referandumu öncesi Türk bakanlara 'evet' için konuşma yapmalarına izin vermeyen Almanya, Türkiye topraklarında ise 'hayır'ı finanse ediyor. Mart ayı başında Friedrich Naumann Vakfı'nın ev sahipliği yaptığı toplantıda 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu öncesinde 'hayır' propagandası yapıldığı ortaya çıkmıştı.

      MAYIN MAKİNELERİ

      Türkiye'de kaos ve karmaşa yaratmayı amaçlayan birçok olayın perde arkasında rol oynayan vakıflar, Gezi olaylarının yanısıra PKK'nın hendek kazıp barikat kurma eylemlerinde, hatta Artvin-Cerattepe olaylarında da başrolde bulundu. Yerel yönetimlere altyapı çalışmaları için kredi sağlayan 'Kauf-W' adlı 'yardım' kurumu, HDP'ye bağlı belediyelere iş makineleri alımında aracılık etti. Bu makineler daha sonra PKK'nın mayın döşeme 'iş'lerinde kullanıldı. PKK'nın çukur ve hendeklerinde parmağı olduğu ortaya çıkan ve gözaltına alınan 5 Alman uyruklu ajan, operasyonlar sırasında tutuklanmıştı.

      CIA'nın Konrad'ı çok etkili

      Kültürel anlamda Türkiye'nin bölünmesi, istikrarsızlaşması alanında 'uzmanlaşan' Konrad Adenaur Vakfı, ismini, ABD ajanı olduğu İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde İngilizler tarafından açıklanan Konrad Adenauer'dan alıyor. Adenauer, Alman Hıristiyan Demokrat hareketinin kurucusu ve CIA'in bu partide yuvalandığı biliniyor. Adenauer, 1931-1933 yılları arasında Deutsche Kolonialgesellschaft (Alman Sömürgecilik Derneği) Başkan Yardımcılığını yaparken, bu bile Alman vakıflarının Türkiye'deki işlevini anlatmaya yeterli görülüyor. Bu vakıf, birtakım etkinliklerle yerel basını kontrol ediyor, medya gücünü kullanmak için gazetecilere 'ödül' adı altında rüşvet de dağıtıyor.

      Çoğu BND ajanı

      Türkiye NATO'ya üye olduktan sonra piyasaya çıkan Alman vakıfları arasında Conrad Edenauer Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı, Heinrich Böll Vakfı gibi önemli kuruluşlar var. Türkiye'de etkin faaliyet gösteren bu vakıflar sık sık 'ajanlık' iddialarının muhatabı oldu. Sahadaki 'vakıf personeli' kanalıyla her bölgeden bilgi toplayan bu kurumlar, Anadolu'nun kültürel kodlarında ayrışmaya yol açacak her unsuru terör örgütlerine jurnalledi. PKK, DHKP-C, MLKP, Ermeni diasporası ve Ezidilere istihbarat bilgisi servis ederek tahrip etmek istediği alanlarda bu örgütlere mühimmat taşıyan Alman vakıfları, arazide görevli elemanlarıyla suçlamaların odağına yerleşti. Alman vakıfları olarak bilinen kuruluşların Alman istihbarat servisi BND tarafından kontrol edildiği ve vakıflarda görev alanların neredeyse tamamının BND elemanı olduğu belirtiliyor. Vakıfların finansmanı Alman federal bütçesinin örtülü ödeneğinden karşılanıyor. Vakıflar, elde ettikleri bu bütçeyi, Türkiye'de menfaatleri doğrultusunda kullanmak istedikleri STK'ları fonlamak için kullanıyor. Türkiye'deki her bir vakıf, Almanya'daki mevcut siyasi partilerin de birer yan kuruluşu olarak çalışıyor.

      Erdoğan uyarmıştı

      Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında bazı Alman vakıflarının BDP ve BDP'li belediyeler üzerinden PKK'ya para aktardığını söylemişti. KCK operasyonlarında belediye yöneticilerinin gözaltına alındığını belirten Erdoğan, bölgeye gönderilen paranın yatırıma dönüşmediğine dikkat çekmişti. Alman vakıflarının belediyeler ile kredi sözleşmesi yaptığını söyleyen Erdoğan “Hangi müteahhitlerle iş yapmaları gerektiğini söylüyorlar. Bu yolla resmen PKK'ya para gönderiyor o vakıflar” demişti.

      Kaynak: Yeni Şafak


Göktürkler

İçeride bir kesim hala eski alışkanlıklarında ısrar ediyor.
Olayları anlamakta zorlananların atladığı nokta burası. Halkı APTAL yerine koymakla işlerin üstesinden geleceğini sanıyorlar. PKK'yı da, HDP'yi de, Demirtaş'ı da, merkez medyanın ilişki ağını da, sipariş yazıları da, özel manşetleri de gizleyebileceklerini düşünüyorlar.
Ama yanılıyorlar...
Çünkü Türkiye eski Türkiye değil... Ankara, çok rahat kontrol edebilecekleri bir merkez olmaktan uzun zaman önce çıktı.
Gelin bugün bizim canımızı sıkan gelişmelere TEPEDEN bakalım. Ne olup bittiğini anlamaya çalışalım.
Dengelerin nasıl değiştiğini görmek için adım atalım...
Hep söyledim! Biz de SOL asla ve kat'a YERLİ ve MİLLİ olmadı!
Olmasına izin verilmedi. Dönün biraz geriye...
18 Aralık 2012'ye...
Hatırlayın o günü!
ODTÜ'lü gençler okulu ve çevreyi ateşe verip UZAYA GÖNDERİLEN TÜRK UYDUSU'nu protesto ediyorlardı.
Polisle çatışıyorlardı. Yapımına 2007'de başlanan GÖKTÜRK-2, 5 yılda bitirildi. YAZILIMLARININ YÜZDE 100'ü Türk mühendisler tarafından yapılan UYDU Çin'e ait roketle yörüngesine oturtuldu.
Peki Göktürk-2 ne yapıyordu?
bullet.jpg
Dünyanın çevresini sadece 93 dakikada dolaşabiliyordu...
bullet.jpg
Uzaydan, yeryüzündeki bir kişinin kol saatini ve yelkovanın üzerindeki yazıyı bile görüntülüyordu.
bullet.jpg
Yanındaki uyduları, sinyal bozucu sistemi sayesinde etkisiz hale getirebiliyordu.
bullet.jpg
Gerçek zamanlı görüntü aktarımı yapabiliyordu.
bullet.jpg
Gece-gündüz yüzde 100 başarılı görüntü alabiliyordu.
bullet.jpg
Hareketli hızlı çekim özelliği vardı. (ABD'deki bazı gelişmiş uydularda var)...
bullet.jpg
Canlı cansız nesneyi hatasız ayırt edebiliyordu.

Daha da var ama öne çıkan özellikleri bunlardı. Özellikle İKİNCİ MADDEYE YOĞUNLAŞIN! Gökyüzünden bir insanın kolundaki saati ve yelkovanının rengini anında masaya koyuyordu! KAÇIŞ YOKTU YANİ! ABD medyası dün yazdı...
Gökyüzündeki AKINCILARIMIZIN neler yaptığını...
Anlaşılan, Göktürk dışında da etkili silahlarımız vardı! İnsansız Hava Araçları (İHA) hariç... Herkes anlıyor ama içerideki naylon SOL'cular ile MERKEZ MEDYA bir türlü anlamak istemiyordu. Dillerinde sadece ERDOĞAN vardı.
Uydularımız fırlatılırken de Erdoğan protesto ediliyordu. Cumhuriyet tarihimiz boyunca YÜZDE 100 MİLLİ uydu bu dönemde yapılıyor, inanılmaz kaliteli görüntü ve fotoğraf elde ediliyor, bölge avucumuzun içine alınıyor ancak ODTÜ tüm bunlara ve Erdoğan'a karşıydı! Tıpkı Aydın Bey'in gazeteleri gibi... Karşı olan biri daha vardı o günlerde! İSRAİL! "Yüksek çözünürlüklü görüntüler yanlış ellere düşer!" gerekçesiyle Türk uydularına da Erdoğan'a da karşıydılar...
Kendileri tepemizde UYDULARLA dolaşırken hiç sesleri çıkmıyordu. Neyse... Bizim uydular son dönemde SINIRIMIZI MERCEK ALTINA ALDI! Hem Esad'ı hem PKK'yı salise salise izledi. Sizlerle paylaştığım fotoğrafa bakın! Kim ne yapıyorsa Ankara'nın anında haberi oldu. Kimine göre 3000, kimine göre ise 850 İŞ YAPAN uydu vardı.
ABD yukarıda da pastanın büyük dilimini almıştı. Ama bizim dışımızda herkes oradaydı. 2012'de biz de o lige katıldık. Daha sonra oyuncularımızı artırdık!
Tabii bizim orada olmamız birilerini rahatsız etti. Bunlardan biri ALMANYA idi. Hiç görülmemiş bir şey yaptı Almanlar... Bir ilk yaşandı.
Bizim UYDULARIMIZI izlemek ve çalışmalarını aksatmak için CASUS UYDU gönderdi. Birileri hem PKK ile hem de casus uydu ile geliyordu, gelmeye çalışıyordu.
Ama başarılı olamadılar. GÖKTÜRKLER, Türk yazılımı sayesinde yukarıda DESTAN yazıyordu.
Rus casus uydusu, gitmesini istemedikleri Esad'a düzenli olarak aşağıdaki hedeflerle ilgili bilgi aktarıyordu.
Tüm hareketlilik anında Esad'a iletiliyor, Şam rejimi de bu bilgiler doğrultusunda istenilen yeri hemen imha ediyordu.
Ama artık çok zor! Çünkü GÖKTÜRKLER o bölgeyle ilgili bütün bilgi akışını kesti. Biz engel olduğumuz için kimse HAVADA kafasına göre operasyon yapamıyordu. SİNYAL BOZUCU mekanizma ile bütün iletişimleri istediği an kesip atıyor, ama kendileri asla etkilenmiyordu!
İşte bu vurucu özellik etrafa korku salıyordu.
Sadece Esad'a mı? Elbette hayır!
PKK, Kandil ve bölgede kim varsa herkes huzursuz! Kimse dışarı adımını atamıyor. Kimse mağaradan çıkamıyor.
Tepede Türk UYDULARI var.
Teröristin ayakkabısıyla basıp geçtiği karıncayı anında görüyor.
PKK'nın içinde kim yabancı kim yerli, an be an biliniyor.
Eskidendi o mağaradan çıkıp intikal ederek karakol basmalar!
Şimdi bölgeyi kuşatan Türk kuşları var. Görüntüler, bilgiler akıyor TÜRK F-16'lar'ı da havalanıp yüzde 100 isabetle hedefleri imha ediyor.
PKK'daki paniğin nedeni bu!
Avrupa'nın ısrarla "Barıştan vazgeçmeyin sakın!" diye feryat etmesinin nedeni de bu!
Devlet bunları yaparken, havada da rakipleriyle mücadele ederken en büyük direnç yine içeriden geliyordu. Bazıları kendilerinden geçip PKK'ya destek atar noktaya gelmişlerdi.
Devletine milletine karşıydılar.
Ülkenin büyümesi, güç olması hiç işlerine gelmiyordu. Yabancılar yıllardır bizi bunlarla kontrol ediyorlardı. Dedim ya hem kendileri hem de destek verdikleri yapılar YUKARIDAN DA ARTIK AN BE AN İZLENİYORDU. "Kimin eli kimin cebinde" sorusunun cevabı artık yüksek çözünürlükle anlaşılıyordu.
Devlet bunu biliyordu!
Sıra millette!
Herkes görecek ve öğrenecek. GÖK-TÜRK'ten rahatsız olan varsa bilin ki bizden değildi!
Bir de bakarsanız havadan daha güzel haberler gelir...
Unutmayın YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜK'ün bize vereceği hediye çok değerli olur!
Tabii bence!.

http://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2015/08/28/gokturkler


Onun adı çomarmış, herşeye inanırmış. :p:
 
Bir .. birşeyler demeye çalışıyor, bu ... bağlayacak bir yönetici yok mu burada, yoksa dingonun ahırı mı burası?? Kürdistan kuruluyor mu HDP lilere sorduk biz cevabı aldık, cigiriyorlar şimdi mahpus damlarinda, birkaç false flag milliyetçi nin ne dediğine göre karar verecek değiliz. Kendi önünden yemlen sen koçum, iletişim kurmamizda bir fayda görmüyorum.
 
Bir .. birşeyler demeye çalışıyor, bu ... bağlayacak bir yönetici yok mu burada, yoksa dingonun ahırı mı burası?? Kürdistan kuruluyor mu HDP lilere sorduk biz cevabı aldık, cigiriyorlar şimdi mahpus damlarinda, birkaç false flag milliyetçi nin ne dediğine göre karar verecek değiliz. Kendi önünden yemlen sen koçum, iletişim kurmamizda bir fayda görmüyorum.
Allah Allah ben seni baska türlü hatirliyorum, hani Erdogan zionistti?

https://defence.pk/pdf/threads/turkeys-protests-rebooted.256988/page-27#post-4355531

I am islamist, but not akp type of islamist. It is unclear What Erdogan is. Once upon a time erdogan were making politics right beside Erbakan Hoca ( islamist, anti-unfair system of west, not anti-west) But erdogan leaved the way of erbakan hoca, i guess he came to agreement with western zionistic system which they have been supporting the founder ideology ( the kemalism, the ataturkists) because kemaslism have not enough backing from turkish public. For a while erdogan looked like islamist until setting akp, current rulling party. After that he follow the moderate islam's way of Fethullah Gulen, the collabrator of usa, a turkish cleric. Now the conflict between akp and other seculer groups is to not sharing the collobartorism of west, west don't care seculers, because most of public hate them, akp is the best choice for them. It is short story of near past politic history of turkey.
 
Allah Allah ben seni baska türlü hatirliyorum, hani Erdogan zionistti?

https://defence.pk/pdf/threads/turkeys-protests-rebooted.256988/page-27#post-4355531

I am islamist, but not akp type of islamist. It is unclear What Erdogan is. Once upon a time erdogan were making politics right beside Erbakan Hoca ( islamist, anti-unfair system of west, not anti-west) But erdogan leaved the way of erbakan hoca, i guess he came to agreement with western zionistic system which they have been supporting the founder ideology ( the kemalism, the ataturkists) because kemaslism have not enough backing from turkish public. For a while erdogan looked like islamist until setting akp, current rulling party. After that he follow the moderate islam's way of Fethullah Gulen, the collabrator of usa, a turkish cleric. Now the conflict between akp and other seculer groups is to not sharing the collobartorism of west, west don't care seculers, because most of public hate them, akp is the best choice for them. It is short story of near past politic history of turkey.
Yine bitanesini yakaladin,gel seni MIT yapalim.:omghaha::omghaha::omghaha:
 
Sanane koçum sana mı soracam ne olacağımı, ülkede son 3 sene de neler değişmedi, benim de Erdoğan hakkında fikrim değişti, Erdoğan rüştünü ispatladı bana? Diğer ya...K kafaliya da sesleniyorum kim kimi besliyor, bu toprakların asıl sahibi zaten benim. Kafa ütülemeyin de elinizden ne geliyorsa yapın.
Daha gecen seneye kadar Iran bölümünde Türkiye hakkinda ileri geri konusan sen gelip simdide milliyetcilikmi tasliyorsun?
Biliriz sizin gibilerin milliyetciligini, yarin gene ayaklar altina alirsiniz, bu konuda cok esneksiniz konjonktüre göre milliyetci, islamci, liberal oluyorsunuz hepsini gördük.
 
Ego tatmin etmegi birakin. Türklügü bilerek ya da yanilarak yok ettiler.
Az önce Viyana göbeginde süpermarket kasasinda sirada beklerken önümde 72 Euro Cent degerinde 2 kücük sise su alan Türkce konusan 2 türbanli kiza, yürüyen bantta müsteri ayirimi yapan, plastik bloku uzattim ve buyrun dedim.


Cevap neydi ? Inanilmaz yav.

" Scheiss Türk" .
Ikiside 20 yaslarinda türbanli ama daracik tayt giymis kültürsüz yaratikdi,
insan demeye bin sahit lazim.


Almanca siz nesiniz diye sorunca " Wir sind Muslime" cevabi geldi.
Bu kadar ahlaksizlik olmaz.


Siradaki herkes " Secimlerde kime oy verecegimizi biliyoruz" diye slogan atmaya basladilar.

Bizi maalesef böyle temsil ediyorlar. Düsmanlik tohumunu bunlar ekiyor. Yaziklar olsun.
Eskiden varmiydi boyle hakaretler,simdi neden var aciklayabilirmisin?
 
Eskiden varmiydi boyle hakaretler,simdi neden var aciklayabilirmisin?

Canim kardeşim.
Sosyokültürel nedenlerini çok iyi biliyorum. Benim uzmanlık alanlarımdan sadece bir tanesi.
Aile cehaleti, yurtdışında dışlanma, aşağılık kompleksi ve maalesef kutsal dinimizi agressif eylembirliği olarak görmek. İşid böyle yaratılmadımı ? Avrupa yıllarca bu yaratıklara bilinçli olarak eşit şans tanımadı ve PKK'ya parellel Türkiye Cumhuriyetine düşman '' Milliyetsiz Türk Düşmanı ISLAMCI bir zümre yarattı ''!


Amaaa......, bu trend 90 ladan beri böyle - boşuna mı MİLLİ GÖRÜŞ dış teşkilatların gözetiminde ?

Bunların hepsi bizim Devletimizin affedilmez hatası ve dış güçlerin bunları uzun vadeli kullanıma uygun şekillendirmesine göz yummasıdır.

Parti savunmayacağım. Devlet önemlidir.

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.


Rahmetli Ömer Halisdemir'in annesi dün mübarek Kandil günü vefat etti.

Ne oldu ? BİZİM DEVLETİMİZDE SAHİP ÇIKMA GELENEĞİ YOKTUR.

Avrupalı'ların sahip çıkma geleneğine ve Devlet displin geleneğine hayranım.
Özellikle Ingilizlerin.

Almanya ve Avusturya'yı bir kenara bırak onlar gercek NAZİ rejimini yıksalardı tamamen yıkılırlardı.

Tabiri caizse takiye ve boyama yaptılar.

@T-123456
 
Last edited:
Türk Adaletine yaziklar olsun, az önce GÖKCE FIRAT serbest birakildi.
Bu adalet sistemini Dünya'da Tanzanya bile adli istinabelerde ciddiye almaz.
Kesin Devlet bürokrasisi icinde heryerde Adalet, SGK, v.s. Sabotörler var.

Denemesi bedava.
M.s. CHP li degilsen bazi Belediyelerde bazi islerin yasal olsa da yürümez. Vice Versa.
(AKP icin de gecerli)
Yazik ülkemize.


 
Yobaz fahişesi. Birde baş örtüsü takmış oruspu.
Başörtüsünü taşımaya layık değil bu kadın. Onun taktığı tamamen gösteriş amaçlı birşey.Dinle alakası yok. Bunların beş vakit namaz kılmadıklarına yüzde yüz eminin. Hele sabah namazına kalkanları varsa ben erkek değilim.
Sakallıların ve türbanlıların çoğu namaz kılmıyor. Gösteriş ve sosyal statü için en kolayı dış görünüş.
Allah hepimizi affetsin. Tanrı gibi yüce bir kelimeyi, ucuz ağızlarımıza alıyoruz.
 
Status
Not open for further replies.

Latest posts

Back
Top Bottom