What's new

Ülke Yönetimi

Status
Not open for further replies.
Look at the picture,these are PKK supporters,we have nothing to do with them.


Kardesim,benim Turkcem ilk okul Turkcesi,bana biraz normal cumleler kullanarak anlatibilirsen benim icin anlamak sorun olmaz ama boyle anlamam ve cevap yazmam zor.


Tabi ki, hangi cümlede sıkıntı var?
 
Look at the picture,these are PKK supporters,we have nothing to do with them.
And these? We have nothing with anyone but they've something with us.
Women is a Turkish Left party member in EU.
And metinfeyzioglu. I just saw these...

IMG_0986.jpg
 
Istersen hukukcular tarafinda yapilan degerlendirmeyi oku, hepsi olmasada bazi Maddeler demokrasinin olmazsa olmazi olan Gücler ayrimina aykiri.

Beni en cok rahatsiz eden misaller:

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 19/D. maddesiyle, Anayasa'nın 146. maddesinde düzenlenen Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının, "Askerî Yargıtay" ve "Askerî Yüksek İdare Mahkemesi"nin kaldırılması ve buralardan Anayasa Mahkemesi'ne üye seçimine son verilmesi neticesinde, 17'den 15'e indirilmesi önerilmektedir.

DEĞERLENDİRME: Önerilen düzenleme uyarınca askeri mahkemelerin kaldırılmasının bir sonucu olarak Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nden Anayasa Mahkemesine üye seçilmesi uygulamasına son verilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken konu, Mahkeme'nin üye sayısının değişmesi değil; ama bu üyelerin atanama biçimidir. Bu bağlamda, üye sayısı 15' düşürülen Yüksek Mahkeme'nin;

• 3 Üyesi, Cumhurbaşkanının iktidar partisi genel başkanı olarak kontrol ettiği Meclis tarafından seçilmekte,
• 3 Üyesi, üyelerini Cumhurbaşkanının belirlediği YÖK tarafından önerilmekte ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilmekte,
• 4 Üyesi, belli kategori isimleri arasından doğrudan Cumhurbaşkanınca seçilmekte.
• Kalan 5 Üye de Yargıtay ve Danıştay'ın gösterdiği adaylar arasından yine Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.


Özetle, Anayasa Mahkemesi'nin neredeyse tüm Üyeleri bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş ve atanmış olmaktadır.

Bu şekilde oluşmuş bir Anayasa Mahkemesi'nin de, Cumhurbaşkanı'nın iktidar partisi genel başkanlığını yaptığı Meclisten gelecek kanunların Anayasa'ya uygunluğunu ne kadar etkin bir biçimde denetleyebileceği ya da Yüce Divan görevini tarafsız ve bağımsız şekilde nasıl yerine getirebileceği konusunda endişe duymak ise, kaçınılmaz görünmektedir.

BAĞLANTILI HÜKÜMLER:
- Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı (Teklif m. 1, Anayasa m. 9)
_________________________________________________________________________

DEĞİŞİKLİK:
Anayasa değişikliği teklifinin 9. maddesiyle (Anayasa Komisyonu'nda 8.madde olarak kabul edilmiştir), Anayasa'nın 104. maddesinin neredeyse tümüyle baştan yazılması önerilmekte ve Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkilerinin neler olduğu sıralanmaktadır. Bu kapsamda, değiştirilmesi teklif edilen 104. maddenin 17. fıkrasında, teklif kapsamındaki en önemli değişiklik önerilerinden biri olan "Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi" düzenlenmektedir. Anılan düzenleme uyarınca, Cumhurbaşkanı'nın yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarabileceği öngörülmekte ve bu Kararnamelere ilişkin çeşitli esaslara yer verilmektedir.

DEĞERLENDİRME: Bu düzenlemenin, Cumhurbaşkanı'nın sistem içindeki rolünü aşırı ölçüde güçlendiren ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni rolünü aşırı ölçüde sınırlayan bir düzenleme olduğu açıktır. Ne var ki, bu konuya yalnızca temel devlet organları arasında yaratılan sorunlu yetki dağılımı açısından değil; düzenlemenin doğrudan vatandaşlara olan etkisi ve hukuk devleti ilkesine verebileceği muhtemel zararlar yönünden de yaklaşmak gerekmektedir.

Bu bağlamda hatırda tutulması gereken husus, anayasal sistemimizde "Kanun Hükmünde Kararnameler" yoluyla yapılan kimi düzenlemelerin olumsuz etkileri ve bu yolla hukuk düzenimizde yaratılan karmaşa halidir. Gerçekten, Anayasa'nın 91. maddesi uyarınca, kanun hükmünde kararnameler ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve kanun hükmünde kararnamenin "…amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını…" gösteren "Yetki Kanunları"na dayanmalarına rağmen, bu sınırlamaların pek çok durumda aşıldığı bilinmektedir. Nitekim bu durum, Anayasa Mahkemesini de yıllar içinde konuyla ilgili çeşitli içtihatlar geliştirmeye itmiş ve kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin anayasal sınırlar içinde kullanılmasını sağlamaya yönelik çeşitli ilave ölçütlerin geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Sonuç olarak, Türkiye'de yasama yetkisinin yürütme organı ile paylaşıldığı istisnaî ve sınırlı durumlarda dahi; getirilen kurumun amacına, çıkarılan yetki kanunlarına ve Anayasa'da çizilen açık sınırlara aykırı ve çok geniş düzenlemelerin yapıldığı örneklere rastlanmaktadır. Durum böyleyken, Cumhurbaşkanı'na verilen ve kaynağını doğrudan Anayasa'dan alan böyle bir düzenleme yetkisinin, hukuk devleti ilkesi yönünden doğurabileceği sorunlar üzerince ciddiyetle düşünülmesi gerektiği açıktır.

ANAYASA KOMİSYONU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER:

Komisyon'da yapılan değişikliklerle, yukarıdaki değerlendirmelerin üzerine Cumhurbaşkanı'nın sistem içindeki rolünü Türkiye Büyük Millet Meclisi aleyhine sınırlayan iki yeni düzenleme daha yapılmıştır:

" Üst kademe kamu yöneticilerini atar , görevlerine son verir" ibaresinin yanına " bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler" ifadesi eklenmiştir. Böylece Cumhurbaşkanı idari teşkilatın şekillenmesinde kanunlarla bağlı olmayacağı gibi, atama ve görevden almaya ilişkin kuralları da kendisi koyacaktır.

"Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir" hükmü , "Türkiye Büyük Millet Meclisi adına, Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir" şeklinde değiştirilmiştir. Bu düzenleme yasama yetkisinin devredilmezliği ve asliliği ilkeleri ışığında yeniden değerlendirilmelidir. Zira millet tarafından seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yasama yetkisinin " tek bir kişi" ye, bu kişi Cumhurbaşkanı dahi olsa, devredilmesi mümkün hale gelmektedir.

Gerçekten, söz konusu teklifle; Yürütme organının (ve İdare'nin) başı olan Cumhurbaşkanı'na tüm üst düzey kamu yöneticilerini ve bunları ne şekilde atayacağını belirleme yetkisi tanınmakta, bu yolla devlet üst kademesinin sürekli biçimde ve kontrolsüz şekilde yenilenmesinin yolu açılmış olmaktadır.

BAĞLANTILI HÜKÜMLER:

- Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Teklif m. 9, Anayasa m. 104/17)
- Merkezi idarenin kuruluşu-Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (Teklif m. 15, Anayasa m. 126/3 ve 4)
- Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği-Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (Teklif m. 19/B, Anayasa m.118/6).

_____________________________________________________________________________________

DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişiklik teklifinin 7. maddesiyle (Anayasa Komisyonu'nda 6.madde olarak kabul edilmiştir) Anayasa'nın 98. maddesinde yapılması önerilen değişiklik uyarınca, maddenin "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bilgi edinme ve denetim yolları" olan kenar başlığının Anayasa metninden çıkarılması öngörülmektedir.

DEĞERLENDİRME: Bu durum, temel olarak Yasama Organı'nın Yürütme'yi hukukî yollarla denetlenme imkânlarının ortadan kaldırması sonucunu doğurmaktadır.

Bu değişiklikle birlikte, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bilgi edinme ve denetim yolları" ibaresinin Anayasa'dan çıkarılması ve yerine bir öneri konulamamış olması sonucunda, söz konusu madde "Başlıksız" kalmaktadır. Böylece, değişiklik teklifiyle birlikte, Türkiye'de Yasama ile Yürütme organı arasındaki ilişkilerin "isimlendirilemediği" bir hükümet sisteminin önerildiği izlenimi ortaya çıkmaktadır.

BAĞLANTILI HÜKÜMLER:

- TBMM'nin görev ve yetkileri (Teklif m. 6, Anayasa m. 87)
- Genel Görüşme (Teklif m. 7, Anayasa m. 98/3)
- Soru (Teklif m. 7, Anayasa m. 98/5)
- Gensoru (Teklif m.19/E, Anayasa m. 99 - kaldırılmak istenen hüküm).
________________________________________________________________________________

DEĞİŞİKLİK:
Anayasa değişikliği teklifinin 6. maddesiyle (Anayasa Komisyonu'nda 5.madde olarak kabul edilmiştir), Anayasa'nın 87. maddesinin değiştirilmesi teklif edilmekte ve "…Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek…" görev ve yetkisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri arasından çıkarılması öngörülmektedir.

DEĞERLENDİRME: Bu durum, teklifin kabulü halinde, artık Türkiye'de Yasama Organı'nın Yürütme Organı üzerinde anayasal araçlar yoluyla herhangi bir siyasî denetim sahibi olamayacağı anlamına gelmektedir. Üstelik bu durum, Yasama ve Yürütme organları arasında "sert kuvvetler ayrılığı" modeli olarak bilinen ABD tipi saf Başkanlık Sistemlerini bile aşan bir değişiklik önerisidir. Zira anılan ülkede Yasama Organı (Kongre), Başkan'ın birlikte çalışacağı Bakanların göreve getirilmesinde önemli ölçüde söz sahibi olmaktadır. Dahası, Kongre Bütçe Yasası yoluyla Başkan'a harcama yetkisi verme tekelini elinde bulundurmakta ve Yürütme Organı üzerinde etkili bir denetim sahibi olabilmektedir.

Bu kapsamda, önerilen Anayasa değişikliği teklifinde bakıldığında, her şeyden önce, Cumhurbaşkanı'nın Bakanları tek başına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayı olmaksızın göreve atayabileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.. Dahası, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan Bütçe Kanun Teklifi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konacağı kabul edilmektedir

BAĞLANTILI HÜKÜMLER:
- Bakanların atanması (Teklif m. 9, Anayasa m. 104/8)
- Bakanların atanması (Teklif m. 11, Anayasa m. 106)
- Bütçe (Teklif m. 18, Anayasa m. 161/4)
- Genel Görüşme (Teklif m. 7, Anayasa m. 98/3)
- Soru (Teklif m. 7, Anayasa m. 98/5)
- Gensoru (Teklif m.19/E, Anayasa m. 99 - kaldırılmak istenen hüküm).


Daha Detayli Metin degisiklikleri ve aciklamalari icin:
http://anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa_Degisikligi.aspx


Neden karsi oldugum üsttedir, lobiyle partiyle alakasi yok, ben hukuk devleti tarafindayim ama bu degisiklikler Türkiyeyi iyice hukuk devleti olmaktan cikaracak.

Guzel kardesim. Bunlar senin teklif edilen degisiklik maddeleri ile ilgili sahsen okuyup yorumladigin, sahsen yaptigin bir analiz degil ki. Hayircilar cepsesindeki, yani FETO, PKK, Apo, Kandil, HDP, Avrupa ile ayni cizgide duran, Turkiye'de batinin, Turkiye dusmanlarinin onde gelen masalarindan biri olan, AKP'nin ulkenin gelismesi icin yaptigi kopru ve tunel gibi tum altyapi projelerine engel olmaya calismis "Barolar Birligi"nin analizi.

Yani bu video'da gorebilecegin gibi, sehit cenazesini gobek atarak kutlayan avukat bozuntularinin analizi:

 
And these? We have nothing with anyone but they've something with us.
Women is a Turkish Left party member in EU.
And metinfeyzioglu. I just saw these...

View attachment 383754


Stupid women, she have done nothing for the people who have voted because she is Turkish. This time i will not vote because of they are Turkish aqm. Ther is no left party anymore in Netherlands.
 
Pekala bu çok komik bir hal almaya başladı.

Bir taraf (Pro-Evetçiler) diyor ki;"bakın! PKKlılar hayırcı, faşistler hayır diyor, batı hayırcı, o zaman hayır oyu verenler ya PKKlı veya PKK destekçisi veya Türkiye karşıtı!"

Öbür taraf (Pro-Hayırcılar) diyor ki;"Eğer c.başkanı politik parti genelbaşkanı olabilir ise, o hem meclis üyelerini seçecek hem de bakanları belirleyecek, hükümeti denetlemesi gereken meclisi o seçerse diktatörlüktür bu yüzden hayır."

Üzgünüm lakin iki taraf da zır cahil. Şu mantıksız tezlere gelen cevaplar ise;

Pro-Hayırcıların, Pro Evetçilere aşağı yukarı cevabı; "Onlar PKK'lı, bizimle bir alakası yok. biz yasama ve yürütmenin tek bir kişi tarafından kontrol edilmesini istemediğimiz için hayır diyoruz." (Bunu diyenler haklı)

Pro-Evetçilerin, Pro-Hayırcılara cevabı ise aşağı yukarı; "Şuanki sistemde zaten yasama ve yürütme tek kişide toplanmış durumda, dolayısıyla referanduma bu sebeple karşı olmak mantıksız" (Bunu diyenler haklı)

İki taraf da neden evet ve hayır dedikleriyle ilgili gerekçeleri söylerken saçmalıyor, ve iki taraf da birbirlerinin saçmalıklarını doğru şekilde öbürünün yüzüne vuruyor.

Ama hiç kimse mantıklı bir gerekçe sunmuyor neden evet ve hayır dedikleriyle ilgili o_O
 
Stupid women, she have done nothing for the people who have voted because she is Turkish. This time i will not vote because of they are Turkish aqm. Ther is no left party anymore in Netherlands.
Didn't know that. I can't see any progressiveness in lefts all around the world.
 
Guzel kardesim. Bunlar senin teklif edilen degisiklik maddeleri ile ilgili sahsen okuyup yorumladigin, sahsen yaptigin bir analiz degil ki. Hayircilar cepsesindeki, yani FETO, PKK, Apo, Kandil, HDP, Avrupa ile ayni cizgide duran, Turkiye'de batinin, Turkiye dusmanlarinin onde gelen masalarindan biri olan, AKP'nin ulkenin gelismesi icin yaptigi kopru ve tunel gibi tum altyapi projelerine engel olmaya calismis "Barolar Birligi"nin analizi.

Yani bu video'da gorebilecegin gibi, sehit cenazesini gobek atarak kutlayan avukat bozuntularinin analizi:

Isin Uzmani olanlarin yorumunu okuyup kendime anlam cikardim, sen simdi tüm metinleri hukuk Türkcesinde okuyupta harfi harfine anladiginimi iddia ediyorsun?

Peki herseyi gectim, paylastigim yazida Cumhurbaskaninin bir sekilde neredeyse tüm AYM üyelerini secme imkani oldugu yaziyor, buna katiliyormusun?
-Katiliyorsan sence hukuk devletine uygunmudur?
-Katilmiyorsan sana göre bu degisiklik ne anlama geliyor?
 
Pekala bu çok komik bir hal almaya başladı.

Bir taraf (Pro-Evetçiler) diyor ki;"bakın! PKKlılar hayırcı, faşistler hayır diyor, batı hayırcı, o zaman hayır oyu verenler ya PKKlı veya PKK destekçisi veya Türkiye karşıtı!"

Öbür taraf (Pro-Hayırcılar) diyor ki;"Eğer c.başkanı politik parti genelbaşkanı olabilir ise, o hem meclis üyelerini seçecek hem de bakanları belirleyecek, hükümeti denetlemesi gereken meclisi o seçerse diktatörlüktür bu yüzden hayır."

Üzgünüm lakin iki taraf da zır cahil. Şu mantıksız tezlere gelen cevaplar ise;

Pro-Hayırcıların, Pro Evetçilere aşağı yukarı cevabı; "Onlar PKK'lı, bizimle bir alakası yok. biz yasama ve yürütmenin tek bir kişi tarafından kontrol edilmesini istemediğimiz için hayır diyoruz." (Bunu diyenler haklı)

Pro-Evetçilerin, Pro-Hayırcılara cevabı ise aşağı yukarı; "Şuanki sistemde zaten yasama ve yürütme tek kişide toplanmış durumda, dolayısıyla referanduma bu sebeple karşı olmak mantıksız" (Bunu diyenler haklı)

İki taraf da neden evet ve hayır dedikleriyle ilgili gerekçeleri söylerken saçmalıyor, ve iki taraf da birbirlerinin saçmalıklarını doğru şekilde öbürünün yüzüne vuruyor.

Ama hiç kimse mantıklı bir gerekçe sunmuyor neden evet ve hayır dedikleriyle ilgili o_O

- It's more flexible. You've no issue with coalition anymore. Turkiye is like USA at the moment. 50/50. It will be hard to form a government in the future. No time to lose.

* With all power it's possible to elect Anti Turkiye like people's(traitors). No one is trustable. With divided powers you can't bring them down thats the biggest danger, issue for Turkiye.



These are the most critics.
 
Last edited:
Dostlar az önce tehdit edildim.
Demirden korkan trene binmez.
Tehditkar kendisini ifsa etti, ya sarhos ya da cok agresif egoman bir insan .
Kararini siz verin. Admin ve DBASE yetkisini oldugunu ima ediyor.
Beni WEB ITC RP Leak ile tehdit etti. Karari siz verin.
Türkiye topraklarinda insallah adalet hesap soracak !

Burada Türkce ve siyaset serbest degil mi ?

@cabatli_53 @T-123456 @Successwill @Zulkarneyn @Selim I @Vord @[TR]Ahmet
 
If you could simplify all of it,i can understand it or write it in english,thanks in advance.

It is a fixed fight that is going on right now, which brings benefits to both sides.

the ''civilization'' is symbolized by intelligence, while ''primitiveness'' is so by emotion, which also brings the order in the world and keeps sustainabilty of the order. The ''civilization'' is in hands of the Western alliance that follows the intelligence, whereas the ''primitiveness'' is in hands of others that follow the emotion. the Fact/example: the War-torn South Korean development is sky-rocketed if you compare it with ''others''.

The order and sustainability came into Turkey with Demokrat parti in 1946, but stopped for a short time during Kıbrıs problem, now reinforces its own existence in Turkey via the AKP.

You are trying to understand the current situation with your questions, but you should look at the world order and sustainibilty first, then track it in Turkey from Demokrat parti to AKP. If you do that, you will see everything is just a small adjustment to keep the order and sustainability in Turkey.

The simpliest example: Say me any country in the world that does not follow the intelligence, and i tell you that the country you say is to stay as backwarded just like 50 years ago or 100 years later.

Do we understand each other now?
 
Isin Uzmani olanlarin yorumunu okuyup kendime anlam cikardim, sen simdi tüm metinleri hukuk Türkcesinde okuyupta harfi harfine anladiginimi iddia ediyorsun?

Peki herseyi gectim, paylastigim yazida Cumhurbaskaninin bir sekilde neredeyse tüm AYM üyelerini secme imkani oldugu yaziyor, buna katiliyormusun?
-Katiliyorsan sence hukuk devletine uygunmudur?
-Katilmiyorsan sana göre bu degisiklik ne anlama geliyor?

Guzel kardesim. AYM uyelerini %100 HALKIN sectigi cumhurbaskani secmeyecek de kim sececek? Bizim hakimlerimizi Almanya mi atasin? Fethullah Gulen mi atasin? Amerikan genelkurmay baskani mi atasin? Her bir AYM uyesi icin tek tek referandum mu yapilsin?

Bu arada o sozde analizini paylastigin barolar birligi baskaninin hukukculuktan cikip tarafsizligini kaybederek politik ajanliga kalkistigini, basta Almanya olmak uzere Avrupa'nin cesitli yerlerinde PKK/FETO'culerle birlikte hayir kampanyasi yuruttugunu, Turkiye'nin bircok sehrindeki barolarin, baraolar birligi baskaninin bu tutumuna sert tepki gosterdigini ve protesto ettigini biliyor muydun?

Cok uzatmiycam. Google'da cikan ilk ornek: http://www.yeniakit.com.tr/haber/kayseri-baro-baskanindan-feyziogluna-erdogan-tokadi-92771.html

Al benden sana bir kiyak. Bilgileri kaynagindan oku, yorumunu kendin yap diye...

Degisen anayasa maddeleri brosuru: http://www.akparti.org.tr/upload/images/degisen-anayasa-maddeleri.pdf

Cumhurbaskaninin yetki ve sorumluluklari brosuru: http://www.akparti.org.tr/upload/images/cumhurbaskaninin-yetki-ve-sorumluluklari.pdf

Anayasa degisikligi maddeleri brosuru: http://www.akparti.org.tr/upload/images/milleimizkazniyor.pdf
 
Guzel kardesim. AYM uyelerini %100 HALKIN sectigi cumhurbaskani secmeyecek de kim sececek? Bizim hakimlerimizi Almanya mi atasin? Fethullah Gulen mi atasin? Amerikan genelkurmay baskani mi atasin? Her bir AYM uyesi icin tek tek referandum mu yapilsin?
Ya peki o Cumhurbaskani isini iyi yapani degilde isine geleni atarsa ne olacak? Nerde kaldi hukugun bagimsizligi?
Iste bu despotizmin tanimi.
Halk secti diyorsun ama bir liderin tarafsiz olmasi lazim, Türkiyede tarafsizlik diye birsey varmi?

Ha birde barolari fetö atadi felan diyorsun ama bu isin buralara gelebilmesini kim sagladi?
 
@Vord

Birak fazla yorma kendini. Burada o kadar cok yalanci , beyni yikanmis ve hayat tecrübesi olmayan sahtekar var ki inanilmaz. Artik bunlari ayiklamak mod ve adminlere kalmis.
Türkiye dimdik ayakta ve insallah cok seyin hesabini soracaktir.

Ya peki o Cumhurbaskani isini iyi yapani degilde isine geleni atarsa ne olacak? Nerde kaldi hukukun bagimsizligi?
Iste bu despotizmin tanimi.
Halk secti diyorsun ama bir liderin tarafsiz olmasi lazim, Türkiyede tarafsizlik diye birsey varmi?

Ha birde barolari fetö atadi felan diyorsun ama bu isin buralara gelebilmesini kim sagladi?

Ne anlatiyorsunuz ? Hollanda Kralicesi en yüksek hakimleri teklif ediyor ve Basbakan onayliyor. ( ABD benzeri)

Buna ne diyeceksiniz ? Türkiye MUZ ve peynirci ülkesi degildir.
 
Status
Not open for further replies.
Back
Top Bottom