What's new

Turkish Armed Forces Multimedia Center

52881431789474163673768.jpg


31005943246767679305168.jpg
 
543404_4742713211050_1477431827_n.jpg



Teknoloji Kazanım Projeleri İmza Töreni (04.10.2012)

Sismik Araştırma Gemisi Tedarik Sözleşmesi kapsamında;
İstanbul Denizcilik ve Gemi İnşa San. ve Tic. A.Ş. ile Bahçeşehir Üniversitesi arasında "Denizaltı Gemisi-Helikopter Arasında Güvenli Optik Haberleşme Sistemi Geliştirilmesi ve Üretimi Projesi";
(Denizaltı ve helikopter arasında veri kalitesi yüksek optik haberleşme teknolojisinin geliştirilmesi)

İstanbul Denizcilik ve Gemi İnşa San. ve Tic. A.Ş. ve Meteksan Savunma Sanayii A.Ş. arasında “Sayısal Sualtı Akustik Modem Geliştirilmesi Faz-1 Projesi" imzalanmıştır.
(Dünya’da gelişen teknolojiler ışığında, sualtı akustik algılayıcı ağlar, sualtı telemetre uygulamalarda kullanılabilecek, düşük güç tüketimli, yakın-orta menzilli bir “Sayısal Sualtı Akustik Modem (SSAM)” laboratuvar prototip tasarımı ve gösterimi yapılması)
Amfibi Gemi (LST) Projesi Sözleşmesi kapsamında;
Anadolu Deniz İnşaat Kızakları San. ve Tic. A.Ş. ve İTÜ arasında “Türk Savaş Gemilerinin Hidro-Akustik Özelliklerinin İyileştirilmesi İçin Kavitasyon Tüneli ve Manevra Deney Sistemi Projesi” imzalanmıştır.
(Su üstü harp gemileri ve denizaltıların hesaplamalı ve deneysel destekli hidro-akustik optimizasyonunun sağlanması amacıyla Kavitasyon Tüneli; sualtı ve suüstü deniz platformlarının manevra performans özelliklerini belirlemeye yönelik de bir Manevra Deney Sistemi, tasarım ve kurulumunun İTܒde gerçekleştirilmesi)

Savunma Sanayii Müste
 
523802_472719812767837_1770862077_n.jpg


292864_472719842767834_1839327843_n.jpg


65388_472719909434494_265812429_n.jpg


189319_472719936101158_617180681_n.jpg


374093_472719966101155_394452801_n.jpg


578444_472719982767820_1772168841_n.jpg


603273_472720236101128_144342066_n.jpg


576449_472720269434458_1336199465_n.jpg



Türk Hava Kuvvetleri’nde Pilotaj Eğitimi ve 2nci Ana Jet Üs Komutanlığı
İbrahim SÜNNETÇİ
Değişen bölgesel dengelerin ortasında ve dünyanın politik kırık fay hatlarının geçtiği bir noktada yer alan ülkemizin bu jeostratejik konumu, onun her açıdan bölgesel bir güç olma zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda her geçen gün dev adımlarla ilerleyen hava-uzay teknolojisini yakından takip eden Türk Hava Kuvvetleri, sahip olduğu modern silah ve teçhizatı en uygun yer ve zamanda gerektiğinde kullanmak maksadıyla, yeni taktik ve tekniklerle yetişmiş kalifiye pilotlara ihtiyaç duymaktadır. Dünyada kendi pilotlarını ve hatta dost ve müttefik ülke pilotlarını yetiştirebilen sayılı ülke hava kuvvetlerinden birisi olan Türk Hava Kuvvetleri, söz konusu ihtiyacı, NATO ve ABD Hava Kuvvetleri standartlarında uyguladığı Pilot Eğitim Sistemi ile karşılamaktadır.

BU kapsamda Türk Hava Kuvvetleri, genç kartalları ilk olarak Hava Harp Okulu [HHO]’nda 4 yıllık akademik eğitim içerisinde, T-41D uçakları ile özendirici uçuş, planör, paraşüt/parasail eğitimine tabi tutmakta, mezuniyet sonrasında ise pilot adayı Teğmenleri Pilot Eğitim Sistemi’nin temeli olan Pilotaj Eğitimi kapsamında sırasıyla; Başlangıç Uçuş Eğitimi, Temel Uçuş Eğitimi ve Tekamül Uçuş Eğitimi’ni almak üzere 2nci Ana Jet Üs Komutanlığı’na göndermektedir. Pilot adayı Teğmenler, kıta muharip uçaklarında Harbe Hazır olana kadar geçen süre içerisindeki pilotaj eğitimlerini; Akademik Eğitim, Sentetik [Simülatör] Eğitimi ve Fiili [Uygulamalı] Eğitim olmak üzere üç değişik şekilde icra etmektedirler.
Bu makalemizde Türk Hava Kuvvetleri Pilot Eğitim Sistemi’nin temeli olan Pilotaj Eğitimi ve çağıyla yarışan Türk Hava Kuvvetleri’nin gökyüzündeki çelik kanatları ve sesi olan genç kartalları yetiştiren 2nci AJÜ Komutanlığı’nda icra edilen uçuş eğitimleri hakkında sizlere bilgi sunacak ve gerek verilen eğitimi yerinde görmek, gerekse eğitimlerde kullanılan uçak, helikopter ve simülatör sistemleri hakkında ilk elden bilgi almak üzere 27 Haziran 2o12 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 2nci AJÜ Komutanlığı ziyaretimiz sırasında edindiğimiz bilgi ve izlenimleri sizlerle paylaşacağız.

HHO’nda Verilen Uçuş Eğitimi

HAVA Harp Okulu [HHO] eğitim-öğretim sürecinde hava harbiyeliler akademik ve askeri dersler yanında, Uygulamalı Uçuş Eğitimi’ne de tabi tutulurlar. Bu eğitimle Hava harbiyeliler uçuşla ilgili bilgi ve becerilerini geliştirirler. Uçuş Eğitimi, Türk Hava Kuvvetlerinin farklı uçuş birliklerinde uzun yıllar görev yapmış tecrübeli öğretmen pilotlar nezaretinde, Öğrenci Alay Komutanlığı bağlısı 5nci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Serçe]’nın planlama ve icrası ile yürütülmektedir. Uçuş Eğitimi kapsamında hava harbiyeliler bir yandan temel uçuculuk bilgilerini öğrenirken filo bünyesinde bulunan dört kişilik T–41D uçakları ile Yeşilköy ve Yalova askeri meydanlarından yapılan uçuşlar ile bilgi ve beceri düzeylerini pilotaj eğitimine yönelik olarak artırmaktadırlar. Hava harbiyeliler HHO öğrenim süreci boyunca Uygulamalı Uçuş Eğitimi kapsamında: 1nci ve 2nci Sınıflarda 2’şer sorti, 3ncü Sınıfta 3 sorti ve 4ncü Sınıfta 4 sorti olmak üzere toplam 11 sorti uçuş gerçekleştirirler. Hava harbiyeliler bu süreçte her sınıf uçuş eğitimi başlangıcında Normal Usuller ve Acil Durum [Emercensi] Usulleri sınavına tabi tutulmakta ve başarılı olmaları halinde uçuş eğitimine başlamaktadırlar.

2nci AJÜ Komutanlığı

HAVA Harp Okulu [HHO]’ndan mezun olan pilot adayı Teğmenler 2nci AJÜ’nde 1.5 yıl [18 ay] süreyle uçuş eğitimine tabi tutulurlar. Teğmenler pilot brövelerini takana kadar 2nci AJÜ’nde Çiğli ve Kaklıç Meydanlarında konuşlu 5 Filo Komutanlığı’nda yer alan 6 farklı uçak/helikopter tipi ile ortalama yıllık 30.ooo saat uçuş gerçekleştirirler. 2nci AJÜ’ne pilotaj eğitimi için her yıl HHO’ndan 18o ila 2oo civarı pilot adayı teğmen gelmekte ve bunlardan ancak 1oo kadarı pilotluk brövesi takarak mezun olabilmektedir. 2nci AJÜ’nde son 48 yılda yaklaşık 4.5oo Pilot Teğmen bröve ve diplomasını alarak mezun olmuş ve Üs, icra edilen uçuş eğitimlerinde 1 Milyon saati aşan bir kurumsal tecrübeye sahip olmuştur.
Uçuş eğitimi, uçuştan önce alınması gereken bir dizi yer eğitimini gerektirmektedir. Bunların başında ‘Fizyolojik Eğitim’ ve ‘Hayatta Kalma Eğitimi’ gelmektedir. Fizyolojik Eğitimle genç kartal adaylarına uçuş görevinin icra edildiği ortamın fiziksel özellikleri ve uçulan hava aracının performansı sonucu ortaya çıkan birtakım fizyolojik problemler ile bunlardan korunma yolları öğretilmekte, insan faktörü nedeniyle meydana gelebilecek uçak kazalarının en aza indirilmesinde uçuş emniyetine katkıda bulunulmaktadır. ‘Hayatta Kalma Eğitimi’ ile geleceğin kahraman pilotları uçuş eğitimlerine başlamadan önce uçuş hayatları boyunca barış ve savaş şartlarında uçtukları uçağı terk etmek zorunda kaldıklarında, karşılaşacakları zor şartlarda hayatta kalmak için neler yapmaları gerektiğini öğrenirler.
Pilot adayları zor şartlarda hayatta kalma kabiliyetini kazandıktan sonra uçacakları uçağın teknik bilgilerini öğrenmek üzere Teknik Eğitim Merkezi Amirliği’ne gelirler. 2nci Ana Jet Üs Komutanlığı’nın envanterinde bulunan SF-260D, KT-1T, T-38A, T-38M ve CN-235 uçakları ile AS-532 Cougar ve UH-1H helikopterlerinin [yeni eğitim döneminden itibaren eğitimlerde kullanılmaması planlanmıştır] teknik özelikleri ile ilgili bilgiler burada öğretilmektedir. Pilot adayları uçuş eğitimlerine eş zamanlı olarak Öğretim Amirliği’nde aldıkları dersler ile devam ederler. Pilotaj eğitimi süresince pilot adayları toplam 174 saat akademik ders alırlar. Bu akademik dersler Başlangıç Uçuş Eğitimi safhasında 44 saat, Temel Uçuş Eğitimi safhasında 112 saat, Tekamül Uçuş Eğitimi safhasında ise 18 saat olarak uygulanmaktadır.
Çağıyla yarışan Türk Hava Kuvvetleri’nin gökyüzündeki çelik kanatları ve sesi olan genç kartalları yetiştiren 2nci AJÜ bağlısı Filo Komutanlıkları şunlardır:
121nci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Arı]: T-38A ve T-38M, Tekamül Jet Eğitimi
122nci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Akrep]: KT-1T, Temel Uçuş Eğitimi
123ncü Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Palaz]: SF-260D, Başlangıç Uçuş Eğitimi
124ncü Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Öncü]: Standardize Filo [Üste yer alan tüm uçak ve helikopterlerden yararlanılmakta]
125nci Eğitim Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Puma]: CN-235-100M, UH-1H ve AS-532 Cougar Tekamül Helikopter ve Tekamül Ulaştırma Uçuş Eğitimi
121nci, 122nci ve 124ncü Filo Komutanlıkları uçuşlarını Çiğli Meydanı’ndan, 123ncü ve 125nci Filo Komutanlıkları ise Çiğli Meydanı’na yaklaşık 3km uzaklıkta yer alan Kaklıç Meydanı’ndan yapmaktadır.
Pilot adayı Teğmenler, yıllarca hayalini kurdukları göklerde yer almanın ilk adımı olarak önce 123ncü Filo Komutanlığı’nda Ocak 1991 tarihinde envantere giren SF-260D Başlangıç Eğitim Uçakları ile Başlangıç Uçuş Eğitimi’ni alırlar. Birinci basamak olan Başlangıç Uçuş Eğitimi’ni başarıyla tamamlayan pilot adayları 122nci Filo Komutanlığı’nda KT-1T uçağı ile ‘Temel Uçuş Eğitimlerine’ başlarlar. Temel Uçuş Eğitimlerini tamamlayan pilot adayı Teğmenler, eğitimin sonunda Jet Pilotu, Ulaştırma Pilotu ve Helikopter Pilotu olarak ayrılırlar. Bu aşamada pilot seçimleri gönüllülük ve başarı esasına göre ve daha önceki filolarda göstermiş oldukları performans da göz önünde bulundurularak objektif bir değerlendirme sonucunda yapılmaktadır. Jet Pilotu olarak seçilen Teğmenler, Tekamül Jet Uçuş Eğitimleri için 121nci Filo’ya, Ulaştırma ve Helikopter Pilotu olarak seçilen pilot adayı Teğmenler ise yine Tekamül Ulaştırma ve Tekamül Helikopter Uçuş Eğitimlerini almak üzere 125nci Filo’ya giderler.
121nci Filo’da eğitimlerini tamamlayan ve bröve takmaya hak kazanan genç kartallar eğitim sonunda uçacakları jet uçağını seçerler. Uçak seçimleri pilotların tercihi ve başarıları göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Edindiğimiz bilgiye göre ilk kez bu seneden itibaren KC-135R tanker uçaklarını uçuracak pilotlar da yine 121nci Filo’da seçilmeye başlanmıştır. Buna göre pilotaj eğitimlerini tamamlayarak pilot brövesi takmaya hak kazanan genç kartallar; F-16, F-4E 2o2o ve KC-135R uçakları arasında seçim yapmaktadır. F-4E 2o2o uçağını seçen Teğmenler F-4E Tam Harbe Hazırlık Eğitimi için bu seneden itibaren Eskişehir’deki 1nci AJÜ’nde konuşlu 112nci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Şeytan]’na [daha önce Malatya’da 173ncü Filo Komutanlığı’nda], F-16 seçenler F-5A/B 2ooo uçaklarında Harbe Hazırlığa Geçiş [HHG] Eğitimi görmek üzere Konya’da 3ncü AJÜ’nde konuşlu 133ncü Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Pençe]’na, KC-135R uçağını seçenler ise KC-135R Stratotanker pilotu olarak Harbe Hazırlık Eğitimlerini almak üzere İncirlik’te yer alan 1oncu Tanker Üs Komutanlığı’ndaki 101nci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Asena] gitmektedir. RF-4E ve RF-4E/TM keşif uçaklarında görev yapacak pilot ve Silah Sistem Subaylarının [SSS] eğitimleri ise yine 1nci AJÜ’nde konuşlu 113ncü Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Işık]’nda verilmektedir.
F-5A/B 2ooo uçaklarında verilen HHG Eğitimini başarıyla tamamlayan Teğmenler muharip bir F-16 pilotu olmak için F-16 Tam Harbe Hazırlık Eğitimi’ni almak üzere Ankara Akıncı’daki 4’üncü Ana Jet Üssü Komutanlığı’na bağlı 143ncü Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Öncel]’na gitmektedirler. Edindiğimiz bilgiye göre envanterdeki T-38M uçak sayısının belli bir rakama ulaşmasıyla birlikte Tekamül Jet Eğitimi’nin yanı sıra HHG Eğitimi’nin de 121nci Filo Komutanlığı’nda T-38M uçakları ile verilmeye başlanılması planlanmaktadır. Böylelikle pilot eğitim çevriminden 133ncü Filo çıkarılacak ve 121nci Filo’dan mezun olan pilotlar F-16 Tam Harbe Hazırlık Eğitimi’ni almak üzere doğrudan 143ncü Filo’ya gidecekler. Söz konusu değişiklik ile pilot eğitim sürecinde kayda değer bir zaman tasarrufu ve maliyet etkinliğin elde edilmesi hedeflenmektedir. Filo yetkilileri halen 133ncü Filo’da 6 ayda verilen HHG Eğitimi’nin 2nci AJÜ’nde 2.5 ayda verilebileceğine dikkat çektiler. Yeni nesil aviyonikler ile donatılan T-38M uçaklarının HHG Eğitimi’nde F-5A/B 2ooo uçaklarının yerini almasında TAI/1nci HİBM işbirliği ile gerçekleştirilen modernizasyon projesi kapsamında uçaklara monte edilen ‘No Drop-Bomb Scoring System’ isimli sanal mühimmat atış eğitim cihazının da önemli bir rolü var. Hava-hava ve hava-yer eğitimlerinin simüle olarak gerçekleştirilebilmesine imkan tanıyan bu sistem sayesinde T-38M pilotları HHG Eğitimi sırasında her türlü atış tekniğini gerçek bomba veya füze kullanmadan icra edebilecek.

2nci AJÜ İzlenimlerimiz

2NCİ AJÜ’nde pilotaj eğitimi 123ncü Filo’dan 122nci Filo’ya geçerken A1, A2, B1 ve B2 olmak üzere 4 ayrı dönemde icra edilmekte. A Devreleri Uçuş Eğitimi görürken, B Devreleri Uçuş Yer Eğitimlerini icra etmektedir. 121nci ve 125nci Filolarda verilen Tekamül Eğitimi sırasında ise A1, A2 ile ve B1, B2 ile birleşmekte ve böylece eğitimler iki dönem halinde yapılmaktadır. 2nci AJÜ’nde verilen Başlangıç, Temel ve Tekamül Uçuş Eğitimlerini yaklaşık 18 ayda tamamlayan pilot adayları özlemini duydukları pilot brövelerini göğüslerine takarak mezuniyet töreninin ardından yeni birliklerine uğurlanırlar. 2nci AJÜ’nde uygulanan eğitim ve öğretim programı Yaz Dönemi ve Kış Dönemi olmak üzere iki ayrı dönemde icra edilmekte. Yaz Dönemi 5 ila 5.5 ay, Kış Dönemi ise mevsim şartlarına bağlı olarak 6 ila 6.5 ay sürmekte. Örneğin, 2o1o-A Devresi Teğmenler 31 Ekim 2o11, 2o1o-B Devresi Teğmenler ise 31 Mayıs 2o12 tarihinde mezun olmuştur. Bu yıl Ağustos ayında Hava Harp Okulu [HHO]’ndan mezun olan 2o12 A1 ve A2 Devresi Teğmenler iki bölüm halinde pilotaj eğitimi için 123ncü Filo’ya gelmişlerdir.

123ncü Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Palaz]
Hava Harp Okulu 4ncü Sınıf öğrencilerinden sınıflarını doğrudan geçerek mezun olmaya hak kazanan pilot adayı Teğmenler, Ağustos ayındaki mezuniyet töreni öncesinde Haziran ayı içinde 123ncü Filo’ya gelerek pilotaj eğitimlerine başlamaktadır. A Devresi olarak anılan pilot adayı Teğmenler ilk olarak sağlık muayenesinden geçmekte ardından Öğretim Başkanlığı tarafından verilen Uçuş Yer Eğitimi [Meteoroloji, Aerodinamik, Uçuş Planlama, Uçuş Fizyolojisi ve Seyrüsefer gibi]’ni almakta ardından doğrudan Uçuş Eğitimi’ne başlamaktalar. HHO’nu bütünleme ile geçen Teğmenler ise B Devresi olarak anılmakta ve pilotaj eğitimleri kapsamında ilk olarak Fizyolojik Eğitim ve Hayatta Kalma Eğitimi [MAK Eğitim Komutanlığı’nda verilmekte]’nden geçmekte ardından yerde teorik eğitimlerini tamlamamakta ve son olarak uçuş eğitimlerine başlamaktalar. Uçuş takviminin yoğunluğu nedeniyle elde zamanı daha iyi değerlendirmek ve pilotaj eğitiminde olası aksaklıkların önüne geçmek için ‘Çapraz Program’ adı verilen bu metod tercih edilmiştir. Bu sayede sayıları 4o ila 5o dolayında Teğmen’den oluşan A Devresi Teğmenler mezuniyet töreni öncesinde 123ncü Filo’da yalnız uçuşlarını bitirmiş oluyor. 27 Haziran 2o12 tarihinde gerçekleştirdiğimiz 2nci AJÜ ziyaretimiz sırasında Ağustos ayı sonunda HHO’ndan mezun olacak 2o12-A1 Devresi Teğmenlerin 123ncü Filo Komutanlığı’nda Başlangıç Uçuş Eğitimlerini alırken görüntüleme fırsatı bulduk. 2o12-A2 Devresi ise Öğretim Amirliği tarafından verilen Uçuş Yer Eğitimi’ni almaktaydı. 2o12-A1 Devresi Teğmenler, mezuniyet törenine kadar 16 sorti uçuş yapacak ve tören sonrasında geriye kalan 13 sortiyi uçmak üzere yeniden 123ncü Filo Komutanlığı’na gelecekler.
123ncü Filo Komutanlığı, pilot adayı Teğmenlerin havacılığı daha yakından tanımaya başladıkları, temel prosedürleri öğrendikleri, görerek seyrüsefer teknik ve kabiliyetlerini geliştirdikleri, G-Kuvveti ile ilk kez tanıştıkları ve akrobasi hareketlerini yapmaya başladıkları bir uçuş eğitim merkezidir. Başarı oranının oldukça yüksek olduğu [son 1o yılda 123ncü Filo’dan 122nci Filo’ya geçişte başarı ortalaması %8o ila %85 olarak verildi] 123ncü Filo’da önceki eğitim döneminde 16 sortide yaklaşık 2o saat intibak uçuşu yapılırken bu yıl bröve takacak 2o11-B Devresi ile birlikte sorti sayısı 29’a çıkarılmıştır. Bu değişimin amacı pilot adaylarının hazırlık seviyesini artırmak, uçuş yetkinliklerini geliştirmek ve T-37C uçaklarının hizmet dışı bırakılması ile 122nci Filo üzerinde oluşan yoğunluğu azaltmak olarak ifade edilmiştir. Geçen sene sona eren önceki programda ilk 14 sortiyi pilot adayı öğretmen pilot ile birlikte uçmakta, 15nci sortide sınav uçuşu olarak adlandırılan kontrol uçuşu yapılmakta ve 16ncı sortiyi pilot adayı yalnız başına gerçekleştirmekteydi. 29 sortiden oluşan yeni programda ise genç kartallar 16 sorti İntibak Uçuşu yaptıktan sonra 5 sorti Seyrüsefer, 6 sorti Görerek Uçuş [akrobasi dahil] ve 2 sorti Kol Uçuşu icra etmekte. Dolayısıyla A Devresi Teğmenler artık yalnız uçuş gerçekleştirdikleri 16ncı sorti sonrasında HHO’ndaki Mezuniyet Töreni’ne katılmakta ve tören sonrasında Başlangıç Uçuş Eğitimlerini tamamlamak üzere yeniden 123ncü Filo’ya gelmektedirler. 29 sortiden oluşan Başlangıç Uçuş Eğitimi’ni başarıyla tamamlayan pilot adayı Teğmenler, Temel Uçuş Eğitimlerini almak üzere 122nci Filo’ya gelmekteler.
123ncü Filo Komutanlığı yetkilileri uçuş eğitiminde kullandıkları SF-260D uçaklarının performansından memnunlar ve uçağın eğitim ihtiyacını karşıladığına dikkat çekmekteler ancak artık eskiyen uçakların bakım aralıklarının sıklığı biraz şikayet konusu. Halen SSMnca yürütülen Başlangıç Eğitim Uçağı [BEU] Projesi ile T-41D ve SF-260D uçaklarının yerini alacak yeni nesil bir BEU yurtdışından hazır olarak tedarik edilecektir. Başlangıç Uçuş Eğitimlerinde kullanılmak üzere ayrıca SF-260D uçağı için projektörlü ancak hareketsiz bir simülatör de geliştirilmiş. 2nci AJÜ personeli simülatörde kullanılan malzeme ve cihazların bir bölümünü dışardan temin etmiş ve simülatörü kendi imkanları ile imal ederek hizmete sunmuş. Üs gezimiz sırasında SF-260D Benzetilmiş Simülatörü’nü Simülatör Merkezi’nde iş başında görme fırsatı da bulduk. Pahalı, seçici ve zorlu bir eğitim programını uyguladıklarına dikkat çeken 123ncü Filo Komutanlığı yetkilileri bir sorumuz üzerine halen Filo’da yabancı bir pilot veya pilot adayı öğrencinin bulunmadığı cevabını verdiler.
SF-260D BEU ile uçuş eğitimleri sıcak havalarda sabah erken saatlerde başlayıp öğlene kadar sürmekte, öğleden sonra ise pilot adayları yerde teorik eğitimlerini almakta, spor yapmakta, uçuşa ilişkin dibrifing ve simülatör eğitimleri icra etmekte ve istirahat etmekte. Normalde 123ncü Filo’da her gün 3o ila 35 sorti uçuş gerçekleştiriliyor ancak bazı günler artan ihtiyaca cevap verebilmek için bu rakam 5o sorti’ye yaklaşıyor.

122nci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Akrep]
16 Ocak 2o12 tarihinde yaşanan ve birisi Pakistanlı Öğretmen Pilot olmak üzere iki mürettebatın şehit olduğu T-37C uçak kazası sonrasında envanterde 49 adet yer alan T-37B/C jet uçaklarının uçuşları durdurulmuş ve uçakların envanter dışına çıkarılması kararlaştırılmıştır. Kasım 2o12 tarihinde envanter dışına çıkarılması planlanan T-37C uçaklarının bu elim kaza sonucunda Ocak ayından itibaren uçuşlardan çekilmesi üzerine 122nci Filo’nun iş yükü artmış ve teslimatları henüz tamamlanmamış KT-1T uçakları ile Temel Uçuş Eğitimi’ne ağırlık verilmiştir. 26 Ekim 2o1o tarihinde envantere giren ve 21 Aralık 2o1 tarihinde 2nci AJÜ’ne intikal etmeye başlayan KT-1T uçaklarında ilk olarak Öğretmen Pilotların eğitimleri gerçekleştirilmiş ve Ocak ayından itibaren pilot adayı Teğmenlere Temel Uçuş Eğitimleri KT-1T uçakları ile verilmeye başlanmıştır. T-37C uçaklarının beklenenden erken sistemden çıkışı sonucunda bu eğitim döneminde icra edilen Temel Uçuş Eğitimi sürecinde bir miktar sıkışıklık ve yığılma yaşandığına dikkat çeken 122nci Filo Komutanlığı yetkilileri, gerek KT-1T uçak sayısının artması, gerekse yeterli sayıda öğretmen pilotun yetişmiş olması ve Havelsan tarafından geliştirilen KT-1T simülatörlerinin [TESim Projesi] hizmete girmesi sayesinde yeni eğitim döneminde herhangi bir sıkışıklığın söz konusu olmayacağına dikkat çektiler.
Simülatörlerin hizmete girmesiyle yeni bir öğretim programı hazırlanacağını belirten yetkililer şu an bir geçiş döneminde olduklarını ve gözlem yaptıklarını kaydettiler. 122nci Filo’da duvarda asılı olan KT-1T Taslak Temel Uçuş Eğitim Programı’na göre T-37C ile daha önce 81 sorti + 15 sorti Link üretimi simülatörde uçuş icra edilirken, yeni nesil uçuş eğitimi için Kore Cumhuriyeti’nden tedarik edilen KT-1T uçağı ile 69 sorti + Havelsan ürünü KT-1T simülatörü ile 45 sorti uçuş gerçekleştirilecek.
Sayısal kokpite sahip KT-1T TEU ile ilk uçuş eğitimi 2o11-A1 Devresi ile icra edilmiştir. Filo yetkilileri eğitimde umulandan daha yüksek bir başarı oranının elde edildiğine dikkat çektiler. Turboprop motorlu KT-1T ile yakın kol uçuşunun jet motorlu T-37C uçağına kıyasla daha zor olduğuna dikkat çeken Filo yetkilileri bu yüzden yakın kol uçuşu eğitimi için planlanan sorti sayısında artış yaptıklarını belirttiler. 27 Haziran itibariyle Filo envanterinde 32 adet KT-1T uçağı yer almaktaydı, 1o Eylül 2o12 itibariyle bu sayı 35’i aşmıştır. Teslimatların Ekim ayı başında tamamlanması bekleniyor. Kurulum çalışmaları devam eden KT-1T TESim simülatörlerinin 2o12 yılı sonunda hizmete girmesi planlanmıştır. 27 Haziran itibariyle KT-1T Öğretmen Pilot eğitimlerine devam edilmekteydi. KT-1T Öğretmen Pilotları, Kore Cumhuriyeti’nde eğitim gören beş 122nci Filo Öğretmen Pilotu tarafından eğitilmekte. Uçağın üreticisi KAI’nin KT-1T test usullerini 122nci Filo Komutanlığı pilotlarının tecrübelerinden yararlanarak geliştirdiğine vurgu yapan Filo yetkilileri, halen Filo’da irtibat maksatlı üç KAI personelinin bulunduğunu belirttiler.

125nci Eğitim Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Puma]
Kaklıç Meydanı’nda konuşlu bulunan 125nci Eğitim Filo Komutanlığı, Ulaştırma ve Helikopter Pilotu olacak Teğmenlere Tekamül Uçuş Eğitimleri vermekte, ayrıca envanterindeki AS-532 Cougar ve Arama Kurtarma [AK/SAR] konfigürasyonlu CN-235-100M uçakları ile karada ve denizde gece/gündüz meydana gelebilecek her türlü AK görevini yerine getirmektedir. 125nci Eğitim Filo Komutanlığı mevcut görevlerine ilave olarak gerektiğinde Havadan Hedef Çekme [Manş], Personel Atlatma ve Personel/Malzeme Nakli görevlerini de icra etmekte, ayrıca HvKK’nın UH-1H ve AS-532 Cougar helikopter pilotları için Harbe Hazırlık ve Öğretmen Pilot Yetiştirme Eğitimlerini vermektedir.
Hem öğrenci, hem de öğretmen pilotların eğitim gördüğü 125nci Eğitim Filo Komutanlığı’nın envanteri CN-235-100M uçakları ile AS-532 Cougar ve UH-1H helikopterlerinden oluşmaktadır. HvKK’nın belirlediği sayıya uygun olarak 122nci Eğitim Filo Komutanlığı tarafından verilen eğitimi tamamlayan pilot adayı Teğmenler, istek ve performans değerlendirmesi sonucunda Ulaştırma ve Helikopter Pilot adayı olarak ayrılarak 125nci Eğitim Filo Komutanlığı’nda Tekamül Pilotaj Eğitimi’ne başlamaktadırlar. Eğitim sonunda Ulaştırma Pilotları; C-130B/E, C-160D ve CN-235-100M olarak ayrılmakta. C-160D ve C-130B/E pilotları Harbe Hazırlık Eğitimi için Kayseri 12nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na bağlı 221nci ve 222nci Filolara, CN-235 pilotları ise Harbe Hazırlık Eğitimi için Ankara 11nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’na bağlı 212nci Filo Komutanlığı’na gitmektedir. Helikopter pilotları ise Harbe Hazırlık Eğitimleri için 125nci Eğitim Filo Komutanlığı’nda eğitimlerine devam etmektedirler.
125nci Eğitim Filo Komutanlığı, HvKK’nın yanı sıra ihtiyaç durumunda DzKK ve SGK’nın CN-235 pilotları ile SGK’nın AB-412EP helikopter pilotlarını da yetiştirmektedir. Bu kapsamda en son DzKK ve SGK için 3 CN-235-100M pilotu ile SGK için 2 helikopter [AB-412EP] pilotu Mayıs ayı içerisinde pilotaj eğitimlerini tamamlayarak mezun olmuşlardır.
125nci Eğitim Filo Komutanlığı’nda yaklaşık 6 ay süren pilotaj eğitimi süresince pilot adayları CN-235 uçağında 89.2o saat/59 sorti, AS-532 Cougar helikopterinde 73 saat/51 sorti, UH-1H helikopterinde ise 76 saat/54 sorti uçmaktadırlar. Ulaştırma Pilotaj Eğitimi kapsamında pilot adayları ayrıca Ankara’da Etimesgut’ta bulunan 11nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı bünyesindeki CN-235 Tam Uçuş Simülatörü [TUS]’nde toplam 17.5o saat/13 sorti uçuş gerçekleştirmektedirler.

121nci Filo Komutanlığı [Çağrı Adı: Arı]
Türk Hava Kuvvetlerine savaş pilotu yetiştirmek için verilen pilotaj eğitiminin son basamağını 121nci Filo Komutanlığı’nda verilen Tekamül Jet Eğitimi oluşturmaktadır. Teğmenler Tekamül Jet Eğitimi’ni çift kişilik T-38A ve modernize edilmiş T-38M Talon jet eğitim uçaklarında almaktadırlar. 27 Haziran itibariyle Filo’da 38231 ve 38240 kuyruk numaralı olmak üzere birisi TAI, diğeri 1nci HİBMK tesislerinde modernize edilmiş iki adet T-38M uçağı bulunmaktaydı. Uçakların modern aviyonik sistemlerle modernizasyonu kapsamında 2o Eylül itibariyle dördü TAI, üçü 1nci HİBM tesislerinde modernize edilmiş 7 T-38M uçağının filoya uçuş eğitimleri için teslim edildiği ve T-38M uçaklarında görev alacak Öğretmen Pilotlar ile bakım personelinin eğitimlerine devam edildiği bilgisi alınmıştır. Filo yetkilileri TAI tarafından modernize edilmeye devam edilen 5nci T-38M uçağının Görev Planlama Yer İstasyonu ile birlikte 2o12 yılı sonuna kadar teslim edileceğini ve Ekim ayından itibaren T-38M uçaklarının yeni eğitim döneminde uçuş eğitim programına dahil edileceğini ifade etmişlerdir. T-38A Aviyonik Modernizasyon [ARI] Projesi altında toplam 55 adet T-38A uçağı TAI ve 1nci HİBM işbirliği ile modernize edilmektedir. Modernizasyonun 2o14 yılı Ağustos ayı itibariyle tamamlanması beklenmektedir. Filoda halen T-38A uçakları ile icra edilen 6 ay süreli Tekamül Jet Uçuş Eğitimi kapsamında 14’ü yalnız başına olmak üzere 87 sortide toplam 103.5 saat uçuş gerçekleştirilmektedir. T-38M uçakları için geliştirilen T-38M ARISim simülatörlerinin hizmete girmesiyle uçuş sayısında 12 sortilik bir indirim yapılması ve Teğmenlerin yeni eğitim dönemiyle birlikte 75 sorti gerçek uçakta, 31 sorti ise T-38M simülatöründe uçuş eğitimi icra etmesi planlanmaktadır. Daha önce Temel Uçuş Eğitimlerini KT-1T uçağı ile tamamlamış Teğmenler, şu aşamada Tekamül Jet Eğitimlerini T-38A ile, modernizasyonun tamamlanmasıyla birlikte sayısal [glass] kokpit olarak adlandırılan HUD ve çok maksatlı renkli ekranlar [CMFD] gibi modern aviyonik sistemlere sahip T-38M uçağı ile icra edecekler.
Pilot adayı Teğmenlerin tamamlamak zorunda oldukları 87 sortilik uçuşun en zorlu dönemi, bir bebeğin yürümeyi öğrenmeden önce emeklemeyi öğrenmesi gibi pilot adaylarının da uçağa alışabilmesi için gerekli olan intibak safhasıdır. Zira bu safhada adayların öğrenmeleri gereken en önemli görev uçağı havada kontrol edip uçurabilmek ve saatte yaklaşık 3oo kilometre süratle piste yaklaşan uçağı emniyetle indirebilmektedir. Ayrıca kol uçuşu safhası da pilot adaylarının zorlandığı diğer bir aşamadır. Bu safhanın zorluğu; aralarında sadece bir metre mesafe bulunan ve saatte yaklaşık 5oo ila 7oo kilometre süratle yan yana uçan iki uçağı kontrol etmekten kaynaklanmaktadır. Bu arada pilot adayları düz uçmamakta, sürekli değişen sürat, yükseklik ve yerçekiminin yaklaşık üç katı bir kuvvet altında sürekli manevra yapmak zorundadır.
Yeni nesil uçakların yakın bir gelecekte Hava Kuvvetleri envanterine girmeye başlayacağını ve artık dijitalleşen dünyada pilot eğitim sisteminde de bu yönde bir değişikliğe gidilmesinin bir zaruret haline geldiğine vurgu yapan Filo yetkilileri, Türk Hava Kuvvetleri’nin gerek F-35A MTU/JSF gerekse modernize edilmiş ve yeni tedarik F-16 uçakları için gerekli eğitim ihtiyaçlarının karşılanması için KT-1T uçağı ve T-38M uçaklarının eğitim sistemine dahil edilmesiyle dünyada öncü olabilecek bir seviyeye ulaşacağını ifade ettiler. T-38M uçaklarının 2o3o yılına kadar envanterde kalmasının hedeflendiğini belirten Filo yetkilileri, T-38M uçaklarının her 5 yılda bir Eskişehir’deki 1nci HİBM’nde Fabrika Seviyesi Bakıma [FSB] alınmasıyla her 5 yılda bir detaylı olarak tüm sistemlerin ve bakımlarının yapılacağını ve bu sistem sayesinde uzun yıllar emniyetli bir şekilde uçakların uçurulabileceğini ifade ettiler. Halihazırda dünyada ABD dahil birçok ülkede T-38 uçaklarına sadece Üs Seviyesi Bakım yapılmaktadır. Modernizasyon kapsamında tüm uçaklar aynı zamanda Fabrika Seviyesi Bakımları da yapılmış olarak filoya teslim edilmektedirler.
Modernize uçaklarla eğitim seviyesini daha da üst seviyelere çıkarmayı hedefleyen Filo yetkilileri, eğitim programında kol uçuşuna [3o sorti] ağırlık verdiklerini ve F-4E 2o2o ve F-16 uçakları ile benzer süratlere erişebilen T-38A uçakları ile pilot adaylarının sürate adaptasyonlarını sağladıklarını kaydettiler. Yeni nesil aviyoniklere sahip T-38M uçakları eğitim kalitesini artırırken sürecin kısalmasına katkıda bulunacaktır. Örneğin, uçaklara yeni takılan ve uçuşun her anını HUD ekran görüntüsü ile kayıt altına alan VTR [ses ve görüntü kayıt kabiliyetli kamera kayıt sistemi] sistemi sayesinde öğrenci pilotun havada yaptığı her hata, uçuş sonrasında yerde icra edilen eğitim sırasında debrifing yoluyla öğrenciye gösterilecek ve böylelikle eğitimin kalitesi daha da pekiştirilecektir. Söz konusu yeni donanım sayesinde Öğretmen Pilotların iş yükü de belli oranda azalacaktır. Benzer bir VTR sistemi KT-1T uçaklarında da yer almakta. Gerek KT-1T, gerekse T-38M uçaklarında yer alan modern aviyonikler sayesinde pilot adayı Teğmenlerin sayısal kokpit alışkanlıkları en üst seviyeye çıkarılarak uçuş beceri seviyeleri artırılmakta ve genç kartalların yeni nesil uçaklara daha erken intibak edebilmeleri sağlanmaktadır.

Simülatör Merkezi

YENİ nesil aviyoniklere sahip modern hava araçlarının Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesine paralel olarak uçuş eğitiminde gelişmiş simülatör sistemlerinin kullanımı da giderek yaygınlaşmakta ve pilot adaylarının uçağa daha çabuk intibak edebilmesi ve adaptasyonlarını geliştirmeleri maksadıyla simülatörler artık uçuş eğitim programlarında aktif olarak kullanılmaktadır. Türk Hava Kuvvetleri’nin yeni nesil muharebe uçağı ihtiyacı kapsamında seçilen ve ilk ikisi 2o16 yılında Türkiye’ye getirilecek F-35A Müşterek Taarruz Uçağı [MTU/JSF]’nın çift kişilik bir versiyonu olmadığı için bu uçaklarda görev yapacak pilotların da simülatörde eğitilecekleri gerçeğini göz önünde bulunduran Türk Hava Kuvvetleri, pilotaj eğitiminin daha ilk safhalarından itibaren gelişmiş simülatör cihaz ve sistemlerinin kullanımına büyük önem vermektedir. Bu çerçevede geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin simülatör mükemmelliyet merkezi Havelsan Ana Yükleniciliği’nde TESim, ARISim ve F-16Sim gibi üç önemli simülatör projesi hayata geçirilmiş ayrıca yine Havelsan’dan CN-235-100M uçakları için TUS ve F-4E 2o2o uçakları için Silah Sistemleri ve Uçuş Eğitim Simülatörleri tedarik edilmiştir. Halen devam eden simülatör iyileştirme ve yeni simülatör tedarik çalışmaları sonucunda yakın bir gelecekte farklı Üslerde konuşlu simülatörler birbirle konuşabilecek ve bu sayede örneğin 121nci Filo Komutanlığı’na ait bir T-38M, 4ncü AJÜ’nde konuşlu bir F-16C/D uçağı ile sanal olarak kol uçuşu icra edebilecek.
2nci AJÜ’nde TL12.3 Milyon yatırımla inşa edilen ve akıllı bina sisteminin kullanıldığı yüksek otomasyona sahip TESim-ARISim Simülatör Eğitim Merkezi Binası [Simülatör ve Akademik Eğitim Merkez Komutanlığı] içerisinde Havelsan tarafından geliştirilen 4 adet Dome Tipi ve 2 adet görüntüsüz KT-1T TESim ve 4 adet yine Dome Tipi T-38M ARISim simülatörünün yanı sıra 2nci AJÜ personeli tarafından düşük bir maliyetle imal edilen projektörlü SF-260D Benzetilmiş Simülatörü, yine ABD$6oo maliyetle yerli olarak üretilen 5 adet KT-1T Benzetilmiş Simülatörü bulunmakta. 4.8oom2 kapalı ve 1.7oom2 açık alana sahip olan Simülatör Merkezi’nde ayrıca birisi T-X ve diğeri CN-235 CASA TUS için olmak üzere ilave iki simülatör için de yer ayrılmış durumda.
Simülatör Merkezi’nde yer alan ve yine yerli imkanlar ile üretilen bir diğer eğitim yardımcısı ise VTR Debrifing Sistemi. Bu sistemlerden 2 adedi Güney Kore’den hazır temin edilmiş, 27 adedi ise Üs personelinin çabası ile TESim Projesi devreye girene kadar eğitimin idamesi ve bu alandaki açığı kapatmak üzere yazılım ve donanım olarak yurtiçinde yerli olarak geliştirilmiş. KT-1T uçağında yer alan VTR Sistemi uçuş esnasında ses ve görüntü kaydı yapabilmektedir. Uçuş öncesinde ve uçuş sonrasında pilot adayı Teğmen ile Öğretmen Pilot bir adet geniş ekran LCD ekran üzerine yansıtılan 2 CMFD ve 1 HUD görüntüsünden yararlanarak uçuşu birebir planlamakta veya uçuş sırasında yapılan hataları CMFD ve HUD görüntüleri ile telsiz konuşmalarını takip ederek yine birebir olarak debrifing sırasında görebilmekte. KT-1T TEU’nın T-37C’ye kıyasla eğitim sistemine kazandırdığı önemli artılardan birisi de VTR Debrifing kabiliyeti olduğu ifade edilmektedir. ARISim ve TESim simülatörlerinin kabul süreçlerinin devam ettiğimi belirten Simülatör Merkezi yetkilileri halen [27 Haziran itibariyle] devam eden fiziki kurulum çalışmaları kapsamında HvKK pilotlarının sistemleri inceleyerek üretici firma Havelsan’a görüşlerini bildirdiklerini ve bu görüşler çerçevesinde yazılım boyutunda bazı iyileştirmeler yapıldığını ifade ettiler. T-38M ve KT-1T simülatörlerinin 2o12 yılı sonu itibariyle devreye alınması planlanmaktadır.
ABD$35 Milyon değerindeki ARISim Projesi kapsamında: 2 adet, görerek uçuşa yönelik olarak, geniş görüş açılı bir görsel sisteme ve ön kokpit yerleşimine sahip T-38M Tekamül Eğitim Uçağı Operasyonel Uçuş Eğitim [OFT] Simülatörü; 2 adet, aletli uçuşa yönelik olarak, normal görüş açılı bir görsel sisteme ve ön/arka kokpit yerleşimine sahip T-38M Tekamül Eğitim Uçağı Aletli Uçuş Eğitim [IFT] Simülatörü; 4 set Debriefing Sistemi, Hava Durumu Sunucusu, Radyo Seyrüsefer Sunucusu, Arazi Sunucusu, Veri depolama ve konfigürasyon sunucusu ile bunlarla ilgili teçhizat ve donanım teslim edilecektir.
ABD$21 Milyon değerindeki TESim Projesi kapsamında teslim edilecek ana ürünler ise: 2 adet Temel Eğitim Uçağı Operasyonel Uçuş Eğitim [OFT] Simülatörü, 2 adet Temel Eğitim Uçağı Aletli Uçuş Eğitim [IFT] Simülatörü, 2 adet Uçak Eğitim Cihazı [Aircraft Training Device, ATD] ve bu simülatörlere ait Teknik destek sistemleri ile 1 adet Uçuş/Bakım Ekibi Uçağı Terketme Eğiticisi [UTER], Bilgisayar Tabanlı Eğitim Sistemi Yazılımı/Donanımı [BTES] [opsiyonel], Eğitim Merkezi Binasından oluşmaktadır .
 
5. Deniz Sistemleri Semineri by Arda MEVLÜTOĞLU

ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve 8 Ekim günü başlayan 5. Deniz Sistemleri Semineri, dün gerçekleştirilen oturumlarla kapandı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğe katılım geçen seneki seminerden daha fazla olmasına rağmen, gündemin ve projelerin içeriğinden olacak, daha az "gösterişliydi".

Son sözü en başta söylemekte fayda var: Bu seminerin ana fikri “amatörler taktikleri, profesyoneller lojistiği tartışır” idi.

Seminerin açılışında konuşan Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel, müsteşarlığın önümüzdeki dönemdeki öncelikleri ve yol haritasına ilişkin genel bir resim çizdi. Demirel, 2006 yılında başlayan yerli askeri gemi inşa sanayii projelerinde artık gelinen noktada esas önceliklerin ihracat ve uluslararası işbirlikleri olduğunu söyledi. Demirel’in hatırlattığı önemli bir husus, artık projelerin yavaşlamakta olduğu, çok fazla sayıda yeni gemi inşa projesinin olmadığı idi. Bu yeni dönemde, sektörün büyümesini sürdürülebilir kılması için lojistik ve ihracat istikametlerine yönelmesi, uluslararası piyasalarda yarı ömür modernizasyon projelerinden pay kapmaya çalışmasının önemine değindi.

Sektörün geleceğinin üçlü bir sacayağının teşkil edilmesine bağlı olduğunu belirten Demirel, bu etkenlerin dünya pazarlarına en yeni ürünlerin sunulması, ucuzluk ve rekabetçilik ile güçlü bir yan sanayi ile desteklenmiş kalite olduğunu söyledi.

Serdar Demirel’in çizdiği istikamette MilGem proje modelini örnek olarak vermesi oldukça dikkat çekici idi. Nitekim Deniz Kuvvetleri’nde oturmuş çok güçlü bir tasarım altyapısının şekillendiğini, bu kabiliyetin ve MilGem projesinde oturan bu tecrübenin diğer projelere de uyarlanabileceğini söyledi.

Serdar Demirel’in gündeme getirdiği ve kanımca bu seminerin en önemli haberi, askeri gemi inşa sanayiine yönelik olarak SSM’nin üzerinde çalıştığı konsolidasyon, yani birleşme projesi.

“Dünyada bizdeki gibi çok fazla sayıda askeri tersanesi olan ülke yok” diyen Demirel, sektördeki tersanelerin bir araya geleceği bir çatı organizasyonun kurulmasının gerekliliğine işaret etti. Anlaşılan önümüzdeki dönemin yeni gündemi bu olacak.

Demirel’den sonra konuşan Deniz Sistemleri Daire Başkanı Mustafa Şeker, dairesinin gündemini, projelerini ve önümüzdeki döneme dair planlarını paylaştı.

2012 – 2016 Stratejik Planı’ndan bahseden Şeker, bu planın dört ana boyutunu şu şekilde özetledi:

1. Sürdürülebilir Sanayi: Yan sanayinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi ile derinlik kazanılması ana hedef. Bu kapsamda Sanayi Katılımı ve Offset (SK/O) üzerinde hassasiyetle durulmakta. İhracat hedefi USD2 milyar; sektör toplam ciro hedefi USD8 milyar.

2. Teknolojik Yetkinlik: Tasarım projelerine ağırlık verilecek bir süreç söz konusu. Bu kapsamda ArGe ve test merkezlerinin artırılması ile ArGe çalışmalarının bir sistematik ve strateji kapsamında yönetilmesine önem verilecek.

3. Program Yönetimi: İhtiyaç yönetimi ile stratejik kaynak yönetimi hususlarına önem verilecek. Savunma Sanayii Destek Fonu (SSDF) ile ilgili yeniden yapılandırma bu kapsamda gündemde ilk sıralarda.

4. Değer Yaratan – Değer Gören Çalışanlar: SSM’nin kurumsal yetkinliğinin ve veriminin artırılmasının hedeflenmekte.

Şeker, artık gündemlerindeki yeni konunun lojistik olduğunu, bu konunun ise dört ana prensip çerçevesinde ele alınmakta olduğunu söyledi. Bu prensipleri şu şekilde sıraladı:

1. Performans bazlı yaklaşım
2. Lojistik süreçlere ana yüklenicilerin katılımı: Ana yüklenicinin, teslimattan sonra işletme / idame sürecinde de son kullanıcı ile birlikte mesaisi
3. Modernizasyon ve idamenin birlikteliği: Sistem bakım / onarımının aynı zamanda modernizasyon ve güncelleme işi haline dönüşmekte olması
4. Ömür devri ürün yönetimi

Şeker, dairesinin dört ana grupta (amfibi, destek, karakol ve harp gemileri) toplam USD8 milyar tutarında sözleşme yürüttüğü bilgisini verdi. Bu projelerin en önemlilerindeki durumlar ise şu şekilde:

Sözleşmesi imzalanmış projeler: Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi tasarım paketi, Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi (MOSHIP) ve Kurtarma ve Yedekleme Gemisi (RATHSIP), MTA Sismik Araştırma Gemisi, SAR-33 sistem / cihaz modifikasyonu projesi

Devam eden projelerdeki teslimat durumları ise şöyle:

MilGem: Birinci gemi hizmete girdi
YTKB: 7 adet teslim edildi
Ani Müdahale Botu: 20+ adet teslim edildi
SAR-35: 4 adet teslim edildi
25t Sahil Güvenlik Botu: 3 adet teslim edildi
LCT: 8 adet teslim edildi
Yakın zamanda teslim edilecekler: Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi (“İnşallah bu sene sonunda teslim edilecek”)


Şeker’in sunumunda, çok önemli bilgilerle dolu bir yansıda aktardığı üzere, dairenin kısa ve uzun vadedeki hayata geçirilecek projeleri şunlar:

Kısa vadede hayata geçirilmesi planlanan projeler

MilGem S
Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi
Hava Yastıklı Çıkarma Aracı (LCAC)
Milli Denizaltı Kavramsal Tasarım çalışmaları
LPD (Kasım ayındaki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında karar bekleniyor)

Uzun vadede gündeme gelecek projeler

TF-2000
Türk tipi hücumbot
600t sınıfı Sahil Güvenlik botu
Mayın tarama gemisi
Yelkenli okul gemisi

Şeker ayrıca gündemlerindeki bazı projelerin tahmini bedelleri de verdi

Ani Müdahale ve Dalış Eğitim Botu: USD7,443,000
MilGem S: USD1,500,000,000
TF2000: USD1,600,000,000
LPD: USD1,700,000,000
Türk Tipi Hücumbot: USD600,000,000
LCAC: USD100,000,000
Yelkenli Okul Gemisi: USD30,000,000
Denizde İkmâl Muharebe Destek Gemisi: USD200,000,000
Mayın Tarama Gemisi: USD300,000,000
Liman Kıyı Römorkörü: USD50,000,000
İstihbarat Gemisi: USD120,000,000
SAR33 Modernizasyonu: USD40,000,000
600t Sahil Güvenlik Botu: USD600,000,000
TOPLAM: USD6,847,443,000

Daire Başkanı’nın verdiği bilgilere göre, 10 yıl içinde gerçekleşecek bu 13 projenin yaklaşık toplam USD7 milyar bedelin yıllık USD700 payı, yaklaşık olarak USD500 milyon sistem / malzeme tedariği, USD200 milyon kadarı ise tersane payı olacak. Her biri, tabiri caizse “dükkanı döndürmek için”, yıllık yaklaşık USD40 milyon ciro ihtiyacı olan 5 ana yüklenici adayının bu USD200 milyonluk pastadan pay kapmaya çalıştığı düşünülecek olursa, manzara açık seçik önümüze çıkmış oluyor:

Türkiye’de askeri gemi inşa sanayiinin durumu sürdürülebilir değildir.

“Yerli tersanelerimiz dünyadaki rakiplerinin çok gerisinde” diye konuşan Şeker, teklif verirken oluşan mühendislik ekiplerinin inşa aşamasında ortadan kaybolduğunu, birikim ve tecrübenin korunması konusunda sıkıntı olduğunu ve TSK + sektör + SSM üçlüsü ile bir tasarım çatısının oluşturulmasının gündemde olduğunu söyledi.

Peki tersaneler ne yapmalı? Yanıtlarını şöyle sıraladı:

1. Yüksek nitelikli iş gücü girdisine sahip olunmalı
2. ArGe ve teknoloji yatırımları yeterli seviyeye getirilmeli
3. Tasarım ve mühendislik kabiliyetleri ön plana çıkarılarak “farklılaşma” sağlanmalı

Mustafa Şeker’in, Türkiye’de faaliyet gösteren askeri tersaneler ile dünyadaki belli başlı tersanelerin toplam alan, çalışan sayısı, ArGe personeli, ciro ve sermaye verilerini karşılaştırdığı tabloyu, moral bozmamak için paylaşmıyorum. Durumun hiç de parlak olmadığını söylemek yeterlidir sanırım.

“DIMDEX fuarında toplam 10 tersane vardı, 5’i Türkiye’den, 5’i tüm dünyadandı” diyen Şeker, kompozit gövdeli teknelerde iki ana üretici, diğer tüm gruplarda (amfibik, destek ve harp) faaliyet gösterecek tek bir çatı şirketine sahip olmayı hedeflediklerini söyledi.

Şeker’in, tabiri caizse “fragmanını verdiği” filmin ilk gösterimi, Nisan 2013’te düzenlenecek olan Askeri Gemi İnşa Sanayiinde Öğrenilen Dersler Çalıştayı’nda yapılacak ve o güne kadar yapılanlar, yapılamayanlar, yapılacak olanlar masaya yatırılacak.


Gözlem ve Değerlendirmeler

Mustafa Şeker'in yaptığı "reality check" aslında seminerin genelinde de gözlemlenmesi mümkün olan bir duruma işaret etmekte: Çok fazla yeni gemi projesi yok, uzun süre de olmayacak ve artık esas odak, mevcut projelerin idamesi, yurtdışı projeler ve uluslararası işbirliklerine yönelmiş durumda.

RMK Marine, Dearsan, ADİK, Yonca Onuk gibi şirketlerin seminerde, stand da dahil olmak üzere herhangi ciddi bir varlıklarının olmaması da bu durumun bir yansıması olarak görülebilir. Karar aşamasına gelinmiş LPD projesi hariç bu tersaneler kovaladıkları ciddi gemi inşa projelerini zaten almış durumdalar. İş geliştirme ya da tanıtım için bu gibi bir etkinliğe zaman ya da kaynak ayırmak istememiş olabilirler. Buna karşılık alt sistem ve teknoloji üreticilerinin yoğun katılımı söz konusu, aynı geçen seneki seminer gibi.

SSM'nin gündeminde olan konsolidasyon projesi muhtemelen taş ve dikenlerle dolu bir yoldan gidilmesini gerektirecek. Bu kapsamda bir kültürel dönüşüme ihtiyaç duyulduğu aşikar, zira Türkiye'deki neredeyse tüm sektörlerde ortak sorun, rekabetin birbirine sürtünen tebeşirler misali geliştirici değil, eritici rol oynaması. SSM'nin, başları boş bırakıldıklarında kanlı bıçaklı olabilecek şirketlere karşı aynı anda hem müşfik bir baba hem de gaddar bir Gestapo olabilmesi lazım.

Öte yandan askeri gemi inşa sektörü bir yol ayrımına girmiş görünüyor: Ya bu şekilde devam edip dünya çapında katma değeri yüksek olmayan küçük bot, çıkarma aracı vb "kılık kırtık" projeleri toplayan, ikinci kademe bir oyuncu olunacak, ya da maliyet - performans açısından rekabetçi, ileri teknolojiye sahip ve yaratıcı bir oyuncu olarak uluslararası işbirlikleri ile dev projelerden, büyük pastalardan pay kapacak. Türkiye'nin ihracat için gözüne kestirdiği Ortadoğu, Uzakdoğu ve Afrika pazarları, kendi geleneksel pazarlarında doyuma zaten ulaşmış Fransa, Hollanda, Almanya gibi güçlü ülkelerin hedefinde. Dolayısıyla, daha büyük projelerden pay almak için sektörün yurt içinde güçbirliği ile kendini geliştirmesi ve yurtdışında da işbirlikleri kurması gerekiyor.

6 - 7 yılda gelinen güzel noktanın bir zafer sarhoşluğuna neden olmaması gerekiyor. Aksi takdirde modern Türk askeri gemi inşa sanayiinin tarihini yazacak araştırmacıların işi çok kolay olacaktır.

http://www.siyahgribeyaz.com/2012/10/5-deniz-sistemleri-semineri.html#more
 
Back
Top Bottom