What's new

TF-X Turkish Fighter & Trainer Aircraft Projects

Agreement close says Richard Moore British Ambassador to Turkey regarding BAE to assist with Turkey's TFX fighter project.


Sürpriz teklif: Savaş uçağını birlikte yapalım

27 Haziran 2016 Pazartesi - 7:08 | Son Güncelleme : 27 06 2016 - 7:10
Tam teknoloji paylaşımı öneren İngiltere Büyükelçisi Moore, “Türkiye’nin T-FX projesi devasa bir proje. Tek başına yapmak mümkün değil. Bunun için birlikte yapmak istiyoruz. Anlaşma aşamasına geldik. Bu savaş uçağını üçüncü ülkelere satacağız. Bu sadece bir teknoloji paylaşımı, ticari ortaklık değil, aynı zamanda stratejik ortaklık” dedi.

  • Yorum Yaz0
    surpriz-teklif-savas-ucagini-birlikte-yapalim-2247228.Jpeg



Sürpriz teklif: Savaş uçağını birlikte yapalım

Türkiye'nin 'yerli savaş uçağı' T-FX projesinde işbirliği görüşmelerini sürdürdüğü İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, "Birleşik Krallık,Türkiye'ninT-FX vizyonunu gerçekleştirebilmesi için istediği teknolojiyi vermeye ve bu ürünün üçüncü ülkelere satışı için destek ve yardım sağlamaya imkan verecek bir anlaşma için her şeye hazır. Yakında sonuçlanacağını umuyoruz" dedi. Moore, Star'ın sorularını cevapladı: Devletler arası görüşmelerde gelinen nokta nedir? Türk tarafı bizden iki konuda gerçek garanti istiyor; Bir, samimi bir ortaklık olsun, hiçbir teknolojik bilgi gizlenmesin, geri planda tutulmasın. İki, bu teknoloji paylaşımı için gerekli ihracat lisansları konusunda kısıtlama olmasın.
DEVASA BİR PROJE

Siz her şeyi paylaşmaya hazır mısınız?
Biz, Türk tarafının bu projeyi bir ileri aşamaya götürebileceği adımların atılmasını sağlayabiliriz. Türkiye'nin T-FX savaş uçağı projesi devasa ve çok sofistike bir proje. Bizim için de etkileyici. Bu boyuttaki projeleri tek başına yapabilmek günümüzde pek mümkün değil. İşbirliği içerisinde üçüncü piyasalara açılmamız gerekiyor. Bu Typhoon ve F35 için de geçerli. Birleşik Krallık'taki şirketlerimiz uluslararası ortaklıklarla yürütülen projelere alışıklar. Açık İhracat Lisansı almak veya teknoloji transferi için gerekli düzenlemeleri yapmaya da alışkınlar. Bunu Avrupa'da çeşitli ülkelerle, Suudi Arabistan'la ve Hindistan'la da yaptık.

Türkiye ile de yapacak mısınız? Bizim Açık Genel İhracat Lisans sistemimiz, başka ülkelerde T-FX gibi büyük çaplı projelere katılmamıza imkan sağlıyor. Türkiye ile iş yapacak BAE Systems ve Rolls-Royce gibi şirketlerimiz bu mekanizma üzerinden Türkiye ile işbirliği yapabilecekler. Burada şunu belirtmek isterim ki, RR ve BAE Systems gibi şirketler Türkiye ile uzun vadeli bir ilişki içindeler. BAE Systems Nurol ile havacılık alanında, FNSS zırhlı muharebe aracı kadar başarılı olmasını ümit ettiğimiz, ortak bir girişim başlattı. RR ise TUBİTAK ve 4 Türk Bakanlık ile ortaklaşa 'İleri Teknoloji Merkezi' kuruyor. Genel İhracat Lisansı herhangi bir kısıtlamayı ortadan kaldırıyor. Türkiye'nin bizden istediği 'kısıtlamasız paylaşım'ı bu mekanizmanın karşılayabileceğine inanıyoruz. Bu ilk aşamayı geçersek 5-6 yıl sonra zaten bu teknolojiler ortak bir şekilde geliştirilecek ve Türkiye'nin de sahip olduğu bir teknoloji haline gelecek.

DERİN BİR GEREKÇE

Birleşik Krallık neden teknolojisini Türkiye ile paylaşıyor? Bir, hükümetimiz kendi şirketlerinin iş hacmini ve iş yapma kabiliyetini geliştirmek istiyor. İkincisi daha derin bir gerekçe, böyle projeler iki ülkenin başka türlü geliştiremeyeceği askeri bağlar kuruyor. Biz de NATO ortağıyız ve böyle projelerle bu ortaklığımızın köklerini daha derine indirme imkanı buluyoruz.

Üçüncüsü, buna bizim de ihtiyacımız var. Zira bizim Typhoon'lar 20-30 yıl sonra piyasadan kalkacak ve biz bu süreçte hem onları modernize etmek, hem de yerlerine yenisini koymak zorundayız. Ulusal savunma sanayi teknolojisinde 20-25 yıllık bir boşluk kabul edemeyiz. Bunun için ortaklık imkanımız varsa neden teknolojilerimizi sadece kendimize saklayalım? T-FX projesi bize bunu sağlayabilir. Bazı şüpheci yaklaşımlar var, 'bazı teknolojileri vermemezlik edecek misiniz ya da bizimle paylaştığınız teknoloji sizin üçüncü sınıf teknolojiniz mi olacak?' diyorlar. Bizim gizli bir süper savaş uçağı projemiz yok; bu nedenle saklayacağımız bir teknolojimiz de yok, bunu Türkiye ile birlikte yapmak istiyoruz. Bunlar uzun vadeli projeler, 5 yıl sonra bir sorunla karşılaşacak olursak 'yok, biz bunu sizinle paylaşmıyoruz' demeyeceğiz.

GÜÇLÜ BİR ORTAKLIK

Şüpheler giderildi mi? Tabiî böyle bir projeyi başarıyla sonuçlandırabilmek için en alttaki teknik elemanlardan, en üstteki Cumhurbaşkanlığı seviyesine kadar bir güven inşa etmeniz gerekiyor. Bugün dostunuz olan bir ülke ile sadece dost olduğunuz için böyle bir projeye soyunamazsınız. Gelecek 25-30 yıl boyunca bu ülkenin sizin ihtiyaç duyduğunuz teknolojiyi, uzmanlığı sağlayıp sağlayamayacağından, siyasi ve stratejik ortak olup olmadığından emin olmanız gerekir. Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ortaklık böyle güçlü bir ortaklık.

O halde anlaşma yakın diyebilir miyiz? Şu anda zannediyorum iki hükümet arasında anlaşma aşamasına geldik. Anlaşmanın son halini aldığını düşünüyoruz. Uzun bir zaman almayacak. Nihayetinde bu Türkiye'nin kararı ama biz Birleşik Krallık olarak çok istekliyiz Türkiye ile birlikte çalışmaya.

BAŞKA ASKERİ ORTAKLIKLAR DA YAPILACAK

Üçüncü ülkelere satışta kısıtlama endişesi giderildi mi? Kesinlikle, ortak üretilen teknoloji 3. ülkelere satılabilecek. Zaten bizim ülkeler arası anlaşmalarımızın temelinde de bu yatıyor. Bu konuda ülkelerimiz hemfikir olamazsa anlaşma da olmaz. Çünkü biz Türkiye'nin nereden geldiğini ve amacını çok net olarak anlıyoruz, kabul ediyoruz. Hiçbir büyük savunma sanayi sadece kendi iç pazarında satılmak üzere bu denli büyük bir proje üretmez ya da geliştirmez. Bu savaş uçağını 3. ülkelere satmak için biz de çok hırslı olacağız.

Şu iki konuda garanti verebilirim; Türkiye diğer potansiyel ortaklarla karşılaştırıldığında olabilecek en liberal, açık fikirli ve içten tutumu Birleşik Krallık'tan görecek. En fazlasını, en sağlamını Birleşik Krallık verecek. Çünkü bu sadece bir teknoloji paylaşımı, ticari ortaklık değil, aynı zamanda stratejik ortaklık. Daha geniş stratejik ortaklığımız kapsamındaki işbirliğimiz (terörle mücadele ve PKK ile mücadele gibi) ve diğer konulardaki hassasiyetlerimiz de buna dahil. Ayrıca bu proje başka askeri ortaklıklara da yol açacak.

PKK'YLA MÜCADELE BİZİM İÇİN DE ÖNEMLİ

PKK'ya karşı ortaklıkta yeni olan ne? Geçtiğimiz Şubat ayında genel güvenlik anlaşmasına imza attık. Ülkelerimiz çok hassas nitelikte içeriğe sahip bilgileri daha hassas bir şekilde paylaşma imkanına kavuşacak. Bu bilgilerin korunması ve paylaşılması konusunda karşılıklı bir anlayış geliştirmiş olacağız. Hassas bilgilerin paylaşımı, korunması ve kullanılmasının kolaylaştırılması savunma sanayi açısından da önemli bir adım.

PKK konusunda çok önemli bir bilgi paylaşımı içerisindeyiz, Türkiye ile çok kritik bilgileri paylaşıyoruz. Türk polis ve askerlerini bombalı saldırı ve roket saldırılarına karşı korumak amaçlı olarak, Birleşik Krallık ekipmanlarının satışı için ruhsat veriyor. Bu alanda yakın zamanda Roketsan'la Amsafe şirketimiz ortaklık yaptı. Biz Türkiye'nin ortağıysak, dostuysak ve bu konu (terörle mücadele) Türkiye için önemliyse, bizim için de önemlidir. Biz ortaklığımızı somut faaliyet ve girişimlerle ortaya koyuyoruz.


http://www.gazetevatan.com/-savas-ucagini-birlikte-yapalim--960789-dunya/
 
Last edited:
Agreement close says Richard Moore British Ambassador to Turkey regarding BAE to assist with Turkey's TFX fighter project.


Sürpriz teklif: Savaş uçağını birlikte yapalım

27 Haziran 2016 Pazartesi - 7:08 | Son Güncelleme : 27 06 2016 - 7:10
Tam teknoloji paylaşımı öneren İngiltere Büyükelçisi Moore, “Türkiye’nin T-FX projesi devasa bir proje. Tek başına yapmak mümkün değil. Bunun için birlikte yapmak istiyoruz. Anlaşma aşamasına geldik. Bu savaş uçağını üçüncü ülkelere satacağız. Bu sadece bir teknoloji paylaşımı, ticari ortaklık değil, aynı zamanda stratejik ortaklık” dedi.




Sürpriz teklif: Savaş uçağını birlikte yapalım

Türkiye'nin 'yerli savaş uçağı' T-FX projesinde işbirliği görüşmelerini sürdürdüğü İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, "Birleşik Krallık,Türkiye'ninT-FX vizyonunu gerçekleştirebilmesi için istediği teknolojiyi vermeye ve bu ürünün üçüncü ülkelere satışı için destek ve yardım sağlamaya imkan verecek bir anlaşma için her şeye hazır. Yakında sonuçlanacağını umuyoruz" dedi. Moore, Star'ın sorularını cevapladı: Devletler arası görüşmelerde gelinen nokta nedir? Türk tarafı bizden iki konuda gerçek garanti istiyor; Bir, samimi bir ortaklık olsun, hiçbir teknolojik bilgi gizlenmesin, geri planda tutulmasın. İki, bu teknoloji paylaşımı için gerekli ihracat lisansları konusunda kısıtlama olmasın.
DEVASA BİR PROJE

Siz her şeyi paylaşmaya hazır mısınız?
Biz, Türk tarafının bu projeyi bir ileri aşamaya götürebileceği adımların atılmasını sağlayabiliriz. Türkiye'nin T-FX savaş uçağı projesi devasa ve çok sofistike bir proje. Bizim için de etkileyici. Bu boyuttaki projeleri tek başına yapabilmek günümüzde pek mümkün değil. İşbirliği içerisinde üçüncü piyasalara açılmamız gerekiyor. Bu Typhoon ve F35 için de geçerli. Birleşik Krallık'taki şirketlerimiz uluslararası ortaklıklarla yürütülen projelere alışıklar. Açık İhracat Lisansı almak veya teknoloji transferi için gerekli düzenlemeleri yapmaya da alışkınlar. Bunu Avrupa'da çeşitli ülkelerle, Suudi Arabistan'la ve Hindistan'la da yaptık.

Türkiye ile de yapacak mısınız? Bizim Açık Genel İhracat Lisans sistemimiz, başka ülkelerde T-FX gibi büyük çaplı projelere katılmamıza imkan sağlıyor. Türkiye ile iş yapacak BAE Systems ve Rolls-Royce gibi şirketlerimiz bu mekanizma üzerinden Türkiye ile işbirliği yapabilecekler. Burada şunu belirtmek isterim ki, RR ve BAE Systems gibi şirketler Türkiye ile uzun vadeli bir ilişki içindeler. BAE Systems Nurol ile havacılık alanında, FNSS zırhlı muharebe aracı kadar başarılı olmasını ümit ettiğimiz, ortak bir girişim başlattı. RR ise TUBİTAK ve 4 Türk Bakanlık ile ortaklaşa 'İleri Teknoloji Merkezi' kuruyor. Genel İhracat Lisansı herhangi bir kısıtlamayı ortadan kaldırıyor. Türkiye'nin bizden istediği 'kısıtlamasız paylaşım'ı bu mekanizmanın karşılayabileceğine inanıyoruz. Bu ilk aşamayı geçersek 5-6 yıl sonra zaten bu teknolojiler ortak bir şekilde geliştirilecek ve Türkiye'nin de sahip olduğu bir teknoloji haline gelecek.

DERİN BİR GEREKÇE

Birleşik Krallık neden teknolojisini Türkiye ile paylaşıyor? Bir, hükümetimiz kendi şirketlerinin iş hacmini ve iş yapma kabiliyetini geliştirmek istiyor. İkincisi daha derin bir gerekçe, böyle projeler iki ülkenin başka türlü geliştiremeyeceği askeri bağlar kuruyor. Biz de NATO ortağıyız ve böyle projelerle bu ortaklığımızın köklerini daha derine indirme imkanı buluyoruz.

Üçüncüsü, buna bizim de ihtiyacımız var. Zira bizim Typhoon'lar 20-30 yıl sonra piyasadan kalkacak ve biz bu süreçte hem onları modernize etmek, hem de yerlerine yenisini koymak zorundayız. Ulusal savunma sanayi teknolojisinde 20-25 yıllık bir boşluk kabul edemeyiz. Bunun için ortaklık imkanımız varsa neden teknolojilerimizi sadece kendimize saklayalım? T-FX projesi bize bunu sağlayabilir. Bazı şüpheci yaklaşımlar var, 'bazı teknolojileri vermemezlik edecek misiniz ya da bizimle paylaştığınız teknoloji sizin üçüncü sınıf teknolojiniz mi olacak?' diyorlar. Bizim gizli bir süper savaş uçağı projemiz yok; bu nedenle saklayacağımız bir teknolojimiz de yok, bunu Türkiye ile birlikte yapmak istiyoruz. Bunlar uzun vadeli projeler, 5 yıl sonra bir sorunla karşılaşacak olursak 'yok, biz bunu sizinle paylaşmıyoruz' demeyeceğiz.

GÜÇLÜ BİR ORTAKLIK

Şüpheler giderildi mi? Tabiî böyle bir projeyi başarıyla sonuçlandırabilmek için en alttaki teknik elemanlardan, en üstteki Cumhurbaşkanlığı seviyesine kadar bir güven inşa etmeniz gerekiyor. Bugün dostunuz olan bir ülke ile sadece dost olduğunuz için böyle bir projeye soyunamazsınız. Gelecek 25-30 yıl boyunca bu ülkenin sizin ihtiyaç duyduğunuz teknolojiyi, uzmanlığı sağlayıp sağlayamayacağından, siyasi ve stratejik ortak olup olmadığından emin olmanız gerekir. Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ortaklık böyle güçlü bir ortaklık.

O halde anlaşma yakın diyebilir miyiz? Şu anda zannediyorum iki hükümet arasında anlaşma aşamasına geldik. Anlaşmanın son halini aldığını düşünüyoruz. Uzun bir zaman almayacak. Nihayetinde bu Türkiye'nin kararı ama biz Birleşik Krallık olarak çok istekliyiz Türkiye ile birlikte çalışmaya.

BAŞKA ASKERİ ORTAKLIKLAR DA YAPILACAK

Üçüncü ülkelere satışta kısıtlama endişesi giderildi mi? Kesinlikle, ortak üretilen teknoloji 3. ülkelere satılabilecek. Zaten bizim ülkeler arası anlaşmalarımızın temelinde de bu yatıyor. Bu konuda ülkelerimiz hemfikir olamazsa anlaşma da olmaz. Çünkü biz Türkiye'nin nereden geldiğini ve amacını çok net olarak anlıyoruz, kabul ediyoruz. Hiçbir büyük savunma sanayi sadece kendi iç pazarında satılmak üzere bu denli büyük bir proje üretmez ya da geliştirmez. Bu savaş uçağını 3. ülkelere satmak için biz de çok hırslı olacağız.

Şu iki konuda garanti verebilirim; Türkiye diğer potansiyel ortaklarla karşılaştırıldığında olabilecek en liberal, açık fikirli ve içten tutumu Birleşik Krallık'tan görecek. En fazlasını, en sağlamını Birleşik Krallık verecek. Çünkü bu sadece bir teknoloji paylaşımı, ticari ortaklık değil, aynı zamanda stratejik ortaklık. Daha geniş stratejik ortaklığımız kapsamındaki işbirliğimiz (terörle mücadele ve PKK ile mücadele gibi) ve diğer konulardaki hassasiyetlerimiz de buna dahil. Ayrıca bu proje başka askeri ortaklıklara da yol açacak.

PKK'YLA MÜCADELE BİZİM İÇİN DE ÖNEMLİ

PKK'ya karşı ortaklıkta yeni olan ne? Geçtiğimiz Şubat ayında genel güvenlik anlaşmasına imza attık. Ülkelerimiz çok hassas nitelikte içeriğe sahip bilgileri daha hassas bir şekilde paylaşma imkanına kavuşacak. Bu bilgilerin korunması ve paylaşılması konusunda karşılıklı bir anlayış geliştirmiş olacağız. Hassas bilgilerin paylaşımı, korunması ve kullanılmasının kolaylaştırılması savunma sanayi açısından da önemli bir adım.

PKK konusunda çok önemli bir bilgi paylaşımı içerisindeyiz, Türkiye ile çok kritik bilgileri paylaşıyoruz. Türk polis ve askerlerini bombalı saldırı ve roket saldırılarına karşı korumak amaçlı olarak, Birleşik Krallık ekipmanlarının satışı için ruhsat veriyor. Bu alanda yakın zamanda Roketsan'la Amsafe şirketimiz ortaklık yaptı. Biz Türkiye'nin ortağıysak, dostuysak ve bu konu (terörle mücadele) Türkiye için önemliyse, bizim için de önemlidir. Biz ortaklığımızı somut faaliyet ve girişimlerle ortaya koyuyoruz.


http://www.gazetevatan.com/-savas-ucagini-birlikte-yapalim--960789-dunya/

That's why i'm saying that i will take UK over EU anytime. I would also prefer an EU with the UK at helm, not the political correctness maniacs of Germany-France.

@mike2000 is back
:cheers:
 
The point is that EU is more than one headed.You agree with Germany but France can make problem.
In this situation that UK is creating a gap between EU,Turkey can build a partnership with them apart from EU.
There are projects of EU itself but I think UK will start to find their own solutions.
Actually I don't believe anyone.Ukrain and Turkey can start a jet project and they are capable of it but as i know the engines are not so reliable and the economy of Ukrain is disaster.
 
Brits are pragmatic and sly people. If you negotiate fairly and don't give off the impression you are a fool, they make excellent partners....much better than Germans and incomparably better than French who will try to **** you over no matter how straightforward and diplomatic you are.
 
IS PAKISTAN INTERESTED IN THE TURKISH TFX? (PART 1)







With Turkey and Pakistan finalizing a number of important defence deals, such as the ASELPOD acquisition and Agosta 90B submarine program, some circles in both countries are of the hope that the era of strong bilateral defence relations is finally beginning. This has been an aspiration, especially since the mid-2000s when the two countries embarked to engage in areas such as joint technology development and training.

Sadly, a particularly troublesome political and economic period within Pakistan from 2009 put a heavy dampener on those aspirations, especially on the acquisitions front where the Pakistan Navy’s pursuit of four MILGEM corvettes fell through. Fortunately, the two countries still managed to nurture their ties in the realm of training, with the Pakistan Air Force (PAF) and Turkish Air Force (TuAF) being regular participants at one another’s exercises, such as Anatolian Eagle (Turkey) and Indus Viper (Pakistan).

The summer of 2016 could emerge as a milestone where major procurements and joint-initiatives become a more common sight between Anakara and Islamabad. For example, Pakistan requested $400 million in credit from Turkey to help finance a procurement of four MILGEM-based corvettes. Turkish Aerospace Industries (TAI) is also eager to sell its T-129 dedicated attack helicopter to the Pakistan Army. However, as valuable as these programs are on their own terms, their scope would utterly pale in comparison to the prospect of the PAF signing onto the TAI TFX next-generation fighter program.

The idea of this being reality is tenuous or on the weaker side, but a well-placed Pakistani government official reportedly told Turkey’s publicly owned media outlet Anadolu Agency that the two countries were in talks over the TAI TFX. Anadolu Agency even noted that if the program “materialized, it [would] be a flagship project between the two brotherly countries.” It has to be prefaced that government officials from Pakistan say many things, one only needs to look at the news of the PAF’s purported interest in the Sukhoi Su-35 as an example (of what could be wrong with what these officials say). When it comes to the PAF, it is always best to take it from the words of a publicly known PAF official.

At the same time, it would be unfair to extrapolate the weaker underpinnings of the Su-35 idea with the claims surrounding the TFX. For one thing, unlike Russia, Pakistan actually has a fruitful and increasingly strong defence relationship with Turkey. Furthermore, both countries are at work to connect Pakistan to big-ticket arms procurements (e.g. warships, helicopters and even drones); that cannot be said for Russia, at least at this time. While incredibly lofty in its own right, the idea of TFX coming up on the discussion table is still within the realm of reason. As a matter of fact, Turkey proceeded with the TFX in the hopes of exporting it.

But Turkey’s intentions aside, it is important to validate whether Pakistan itself could be interested in such a program. Fortunately, the PAF leadership has been relatively very open with its thoughts about its next-generation fighter needs and options. Its current commander, Air Chief Marshal (ACM) Sohail Aman, told PTV (a state-owned Pakistani media outlet) that the PAF was exploring its options in the ‘East’ and ‘West.’ Given the reality in front of Air Headquarters (AHQ), the PAF’s options in the East would be in the shape of Chinese platforms, namely the AVIC FC-31. But what could the PAF possibly look at from the West? An existing platform (such as the Eurofighter Typhoon) notwithstanding, the PAF’s next-generation option in the West would essentially center on the TFX. In fact, the TFX is a Western platform; the principal user is a NATO power (Turkey) and the platform’s technology progenitors are British and West European.

With the above in mind, one could plausibly suggest that the TAI TFX is an option for the PAF. However, this does not necessarily mean that the PAF would take that route. Part-two will examine the viability of the TFX in light with the PAF’s realities and alternative options.


http://quwa.org/2016/06/26/pakistan-interested-turkish-tfx-part-1/
 
TAI has identified 45 candidates at Istanbul Technical University for the TF-X project and will choose 25 people from among these candidates..


TAI-TUSAŞ’dan (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.) İTÜ’ye büyük çıkartma: Milli Muharip Uçak Projesi için TAI’den 11 uzman 3 gün boyunca İTÜ’de idi.

tai_mulakatlar_1.jpg


Türkiye’nin gelecek 10 yıldaki en önemli havacılık projesi olarak görülen ve Hava Kuvvetleri’nde 1988’den bu yana kullanılan F-16’ların yerini alması planlanan “Milli Muharip Uçak” (MMU) projesinde çalışacak mühendis arayışı için İTÜ’lü yeteneklerle Ayazağa Kampüsümüzde buluştu.

İTÜ Kariyer Merkezi tarafından düzenlenen İKZ16’ya Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Sponsoru olarak katılan TAI zirve boyunca yaptığı ön görüşmeler sonucunda Uçak ve Uzay Mühendisliği bölümlerimiz 4. sınıf öğrencilerinden MMU Projesinde yer almasını uygun gördüğü 45 aday belirledi.

tai_mulakatlar_2.jpg


İTÜ’lü adaylar 27-28 ve 29 Nisan tarihlerinde İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde İnsan Kaynakları Ekibi ve Teknik Ekip ile birebir görüşmelere katıldı. İTÜ UUBF Dekanı Prof. Dr. Metin Orhan KAYA ve Kariyer Merkezi Başkanı Doç. Dr. Salim ATAY ise çalışmaları yerinde izledi ve konu hakkındaki destek ve ilgilerini yineledi.
tai-mulakat.jpg


Kapsamlı ve detaylı görüşmeler, alanında son derece deneyimli 11 kişilik ekip tarafından yapıldı. Çalışmalar sonucunda 25 İTÜ’lü son görüşme ve teklifler için Ankara’daki Genel Merkeze davet edilecek. Öğrencilerimiz yeteneklerini ülkemizi dünyanın en gelişmiş ülkeleri sınıfına taşıyacak olan Milli Muharip Uçak için kullanacak.

http://ikm.itu.edu.tr/haber-detay/2016/05/03/milli-muharip-avcı-ucaklari-itu-de-yetenek-avina-cikti
 

Back
Top Bottom