What's new

Turkish Engine Programs

There are a lot of engines which can generate 1500hp. But the question is whether they are enough smart and compact to fit a tank.
Also gaining 1500hp from little and compact diesel engine , yields overheating and distortions.
Germans MTU had shortened to pistons to reach high power. Then it caused overheating problems.
But with gas-turbine engines there are any such problems.
Gas-turbine vs diesel fuel consumption could be exclueded .though if diesels burn 1, gas-turbines burn 1.5-1.8
The range of tanks with diesel engines are already low at 500km. With gas turbine it will be 250km. How can such a tank even be used?
 
The range of tanks with diesel engines are already low at 500km. With gas turbine it will be 250km. How can such a tank even be used?
Who says whether gas-turbine engined tanks have 250km range ?

Have you heard about tanks m1abrams whose army uses invading countries in the 21th century?
There is no need to underestimate things without any knowledge.

another question:
How much money do kerosen and diesel fuel cost? Which one is cheaper and easier to produce?
If the engine ran with soil but with huge consupmtion, would we refuse using soil like fuel?
 
Last edited:
Who says whether gas-turbine engined tanks have 250km range ?

Have you heard about tanks m1abrams whose army uses invading countries in the 21th century?
There is no need to underestimate things without any knowledge.

another question:
How much money do kerosen and diesel fuel cost? Which one is cheaper and easier to produce?
If the engine ran with soil but with huge consupmtion, would we refuse using soil like fuel?

The M1 Abrams has 1900 litre fuel and a range of 425km whereas Leopad 2 has 1200 litre fuel for 550km range. The weight of both tanks are almost same. Merkava tank has 1400 litre fuel capacity and range of 500km, again with similar weight.

For fuel capacity of 1900litres, Leopard 2 would have 870km range and Merkava would have 680km range. Abrams is less than 50% efficient compared to Leopard and less than 65% efficient as Merkava.

Diesel is easier to make from sources like coal liquefaction and bio-diesel manufacturing. With oil refining, there is little difference between Kerosene and diesel and the cost difference is generally low.

The turbofan engine is simply helicopter engine converted into tank engine. It is not an ideal fit.
 
Last edited:
Apparently BMC has invested heavily in developing engines; according to BMC Chairman Ethem Sancak over 200 engineers of whom 70 are foreign engineers have been hired to develop engines from 400-1500hp, BMC wants to top that and also develop 5,000hp engine. They are planning to mass produce engines in their plant in Sakarya and hire 10,000 people over 5 years.

http://aa.com.tr/tr/turkiye/5-bin-beygire-kadar-milli-motor-uretilecek/1053408

5,000hp engine in CODAG configuration could propell ships size of Milgem, I-Class and various civilian/commerical ships.
 
Good news, government and Qatari money are probably helping too.
 
Defence Turkey: Mr. Gökalp, FİGES A.Ş. is one of the companies that received RFP for the tender issued by SSM within the scope of the Powerpack Development Program. You emphasize that your company is able to develop unique and national powerpack with local resources without obtaining any technical consultancy package from abroad, and you underline that your company is assertive in this regard. What is your solution on this particular topic with your competencies and abilities in this field?

We have been involved in the Powerpack Development Program for the last 10 years. We have contacted and actually worked with many companies from all over the world, including manufacturers, suppliers, design offices, service providers, test centers and many others. The proposal we offered to SSM is the outcome of thousands and thousands of hours of work performed towards a conceptual design of the Powerpack. As you have mentioned, our solution is unique in the sense that all the development activities will be performed in Turkey without the need of a Technical Support Provider. We may work with certain experienced foreign individuals as a consultant during the development phase, but the scope of that consultancy will be much narrower than working with a Technical Support Provider. Therefore, we do not foresee any issue with an export license or government approval, as they will not be necessary. As for the critical sub-systems, separate project teams and suppliers will undertake development and test activities, as the Powerpack Project continues in parallel. We know that all the engineering disciplines and the engineering culture to undertake such a project is currently available in FİGES. However, we are also well aware that the human resources within FİGES will not be necessary to undertake such an important and big project. Hence, we have formed partnership with other R&D companies like Anova and BIAS, to perform design, analysis and test phases of the project. Manufacturing and assembly of the engine and transmission parts will be performed by well-known, highly capable manufacturing companies in Turkey.

Defence Turkey: Could you please tell us about the studies you have been carrying out for the new generation technological products such as bionic hand and impedance tube?

We are lately working on haptic feedback technologies for our bionic hands. We are developing special sensors, which will improve the sense of touch and eventually bring the bionic hand technology closer to the human hand. Moreover, we are also working on scaling the bionic hand to provide solutions for children. Impedance tube systems are the fundamental tools for obtaining key parameters of acoustic materials. The system developed by acoustic experts within FİGES is efficiently utilized for commercial and internal R&D projects by not only FİGES but also its customers. We are also working on developing propulsion systems for marine applications and amphibious military vehicles, under our new division FİGES Marine.

http://www.defenceturkey.com/en/con...seasoned-staff-and-engineering-expertise-2896
 
76yNYl.jpg
 
FİGES AŞ General Manager Koray Gökalp: "We can reveal the tank motor and the transmission prototypes for tests in 2 years."


Türk mühendisleri tank motorunda göreve hazır
Türkiye'nin önde gelen 3 mühendislik şirketi, FİGES'in ana yükleniciliğinde 190 kişilik mühendislik kadrosuyla milli ana muharebe tankı Altay'da kullanılacak güç grubunu geliştirmeyi hedefliyor.

505

Savunma Sanayii Müsteşarlığının (SSM) Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi'nde tekliflerin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar sürüyor.

Proje kapsamında, Altay tankının güç grubu ihtiyacının yerli ve milli imkanlarla karşılanması için Türk sanayisinin mevcut imkan ve kabiliyetlerinin azami derecede kullanılması amaçlanıyor. Ortaya çıkacak ürünle Altay tankının güç grubu konusunda yurt dışı bağımlılığının ortadan kaldırılması ve ihraç lisansına tabi olmayan güç grubunun geliştirilmesi öngörülüyor.

İhale için SSM'ye iletilen tekliflerden birinde 3 mühendislik şirketinin imzası bulunuyor. Teklif sahibi FİGES ve alt yüklenicilerden ANOVA "ileri mühendislik", bir diğer alt yüklenici BİAS Mühendislik ise "test ve ölçüm" konularında uzun süredir savunma, havacılık, otomotiv başta olmak üzere çeşitli sektörlere hizmet veriyor.

FİGES AŞ Genel Müdürü Koray Gökalp, yaptığı açıklamada, güç grubu geliştirme konusundaki hedefleri ve oluşturdukları modele ilişkin bilgiler verdi.

FİGES'in ana yüklenici olarak teklif vermesinin birçok kişiyi şaşırtabileceğini ancak projeyi yürüten SSM ve Milli Savunma Bakanlığı açısından bunun sürpriz olmadığını belirten Gökalp, bilgi ve yeteneklerinin muhataplarınca çok iyi bilindiğini söyledi.

"BU BİR MÜHENDİSLİK PROJESİ"

Projenin kendileri açısından yeni olmadığını dile getiren Gökalp, "Altay gibi bir tanka güç grubu geliştirme herkesin teklif verebileceği bir iş değil. FİGES, 10 yılı aşkın süredir bu projenin üzerinde çalışıyor. Vizyonumuzda bu projeye ana yüklenicilik hiç olmadı. Daha önce bu projeye ilgi duyan firmalara mühendislik desteği verdik, yurt içinde ve dışında bu projede çalışmak isteyen dev şirketlerle ortak çalışmalar yaptık." dedi.

Gökalp, ihale için ANOVA ve BİAS Mühendislik ile büyük bir güç oluşturduklarını, bu şirketlerin mühendis sayısının 400'ü aştığını bildirdi.

Proje için 190 kişilik mühendislik ekibi öngördüklerini anlatan Gökalp, "Konu motor ve transmisyon geliştirmekse çok büyük mühendislik altyapısına ihtiyaç var. Böyle bir altyapıya bizim dışımızda halihazırda sahip firma da yok. Bu bir geliştirme niteliği taşıdığı için mühendislik projesi olması gerektiğini düşünüyoruz. Sanayileşme ise bunu takip etmeli." diye konuştu.

"ALT YÜKLENİCİLERİMİZİ TÜRKİYE'DEN BULDUK"

Mühendislik kabiliyetlerinin yanında üretim ayağındaki eksikliklerinin farkında olduklarını vurgulayan Gökalp, "Uzun süredir bu tür projelerde çalıştığımız için alt yüklenicilerimizi Türkiye'den bulduk. Bizi bu projeye cesaretlendiren şey özünde budur." ifadesini kullandı.

Yeni bir işe soyunurken en fazla "Daha evvel yaptınız mı?" sorusunun yöneltildiğini belirten Gökalp, şöyle devam etti:

"Bu soru savunma sanayisi firmaları tarafından bize hiç sorulmaz. 28 yıldır daha evvel herhangi birinin yaptığı hiçbir projeyi yapmadık. Bizim yaptıklarımızın tamamı Türkiye için ilktir. ASELSAN, ROKETSAN, TAI'deki dostlarımız bize bir şeyi yapıp yapamayacağımızı sormazlar, yapabileceğimizi bilirler. Onun için kendileriyle çok büyük, teknolojik işlere imza attık. Bu projede ana yüklenici adayı olmak istememizin sebebi, gerçek anlamda tamamıyla yerli bir çözüm sunmak. Böyle bir çözüm sunulacaksa nitelik ve nicelik anlamında ciddi mühendislik altyapısı sağlamanız gerekiyor. İstenen sürelerde bu işi bitirmek, sizde olmayan grupları dışarıdan 5'er, 10'ar toplamakla yapamayacağınız şeyler. Motor ve transmisyonun tasarlanması bizim işimiz. Ciddi de tecrübeye sahibiz. Daha önce projeye ilgi duyan firmalarla çalıştık, onların dışında ABD, Avrupa, Japonya, Ukrayna'da bu işleri yapan firmalarla uzun maceralarımız oldu. Geldiğimiz noktada bu işlerin Türkiye'de yapılacağına emin olun. 1914'te başlayan tank ve güç grubu işi bugünkü Türk mühendisleri için bir sıkıntı değildir."

- "TÜRKİYE BU İŞİ KAFASINA KOYARSA YAPAR"

Proje için yurt dışından herhangi bir partner arayışına gitmediklerini vurgulayan Gökalp, şöyle konuştu:

"Daha önce yurt dışındaki firmalarla bu proje kapsamında çok derinlemesine çalıştık. Arayışımızın olmamasının bir sebebi var. İstemediğimiz ya da gerek olmadığından değil, projenin risklerini azaltmak ve daha çabuk bitirmek için bu yolu seçtik. Halihazırda tank motoru ya da transmisyonu yapan bir firmayla ortak çalışmayı herkes ister. Daha önce izlenen yol da budur. Sorun şu ki bunu vermiyorlar. Bugün 'Sorun yok, beraber yaparız' diyen maalesef bütün yurt dışı kaynaklı tekliflerin sahte olduğunu söylüyorum. Hiç kimse böyle bir teknolojiyi bize vermek istemiyor. Bunun arkasında askeri stratejik olmasının ötesinde finansal stratejik olması yatıyor. Çok büyük finansal kazançları olan işleri Türkiye'ye kaptırmak istemiyorlar. Bu konudaki çekincelerini de anlıyorum. Çünkü Türkiye bu işi kafasına koyarsa yapar."

Koray Gökalp, güç grubu geliştirme sürecinin uzamasının tek sebebinin yurt dışında çare aranması olduğunu söyledi. Gökalp, "Bunu bilen bir şirket olarak nasıl olur da yurt dışından medet umarız? Çok detaylı inceledik, senelerdir çalışıyoruz. Gerçekten bunun yurt dışından bağımsız yapılamaması söz konusu değil, burada rahatlıkla yapılır. 'Teknoloji çok ilerledi' deniliyor, bunların tamamı palavra." dedi.

314


MOTOR SESİ İÇİN 2 YILLIK SÜRE

Altay tankının prototipinde kullanılan Alman malı motor ve transmisyonun 30 yıl önce ortaya konulduğuna dikkati çeken Gökalp, şunları kaydetti:

"Bilinçli olarak algı operasyonları yapılıyor. 1970'lerde 'Sizin kafanız basmaz, siz Türkler bu işleri beceremezsiniz, bizden alın.' diyen zihniyet, bugün bizi dolandırmanın başka yolunu buldu. O da 'Gelin beraber yapalım.' Gelin beraber yapalım hikayeleriyle başlayan süreç sonunda 5-6 yılın ardından en başa döndüğünüzü görüyorsunuz. 'Yerli yapacağız.' deniliyor ama maalesef hala bu çözümler aranıyor. Onun için gelecek misyonumuzda görmediğim halde ülkemiz için böyle bir işte ana yüklenici olduk, teklif verdik. Bunu ülkemiz için görev olarak görüyoruz. Yaklaşık 2 yıl içinde bunun çıkıp çıkmayacağını göreceksiniz. 2 yıl içinde prototip üretiminin ikinci fazının ortalarında olacağız. Herkes bu süre sonunda test sahasında çalışan motor ve transmisyonları görecek. Başarıdan ne kadar uzağız göreceksiniz. Bunlar başaramayacağımız işler değil, çok daha zor işleri yapıyoruz."

12 BİN METREKARELİK KARARGAH

Koray Gökalp'in verdiği bilgilere göre, ihalenin kazanılması halinde Güç Grubu Geliştirme Projesi için 12 bin metrekarelik Güç Sistemleri Geliştirme Merkezi ve Test Merkezi oluşturulacak. Altay tankında kullanılacak motor ve transmisyonu geliştirecek mühendis kadrosu burada görev yapacak.

Çalışmalar, ilk ödemenin yapılmasıyla değil, ihalede kararının verilmesiyle başlatılacak.

Mühendislik çalışmaları için merkez binalarının yapılması da beklenmeyecek, bu süreçte hali hazırda proje bileşenlerine ait 6 Ar-Ge merkezi kullanılacak.

Projede görev alacak tasarım ekibi büyük oranda hazır durumda bulunuyor. Üretim altyapısı da 1 yıla kalmadan hazır hale gelebilecek. Prototip çizimleri 18. aya doğru fabrikalara gönderilmeye başlanacak.

Transmisyon üretimi için ihtiyaç duyulan altyapı OSTİM'in önde gelen şirketlerinden birine birkaç küçük şirketin daha eklenmesiyle oluşturulacak. Bu şekilde ortaya, projede ihtiyaç duyulan makine parkının yüzde 98'ini sağlayan bir birliktelik çıkacak. Kalan yüzde 2'lik ihtiyaç ise kalıp, maça ve aparatlardan oluşuyor. Bu birliktelikle transmisyonu üretecek altyapı herhangi bir ilave harcama olmadan OSTİM bünyesinde kurulacak.

OSTİM Teknoloji AŞ de kritik alt sistemlerin üretiminde görev alacak.

Motorun üretiminde Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii AŞ (TÜLOMSAŞ) görev alacak. Lokomotif motorları üreten TÜLOMSAŞ, tank motoru için ortaya konulacak tasarımları hayata geçirecek. TÜLOMSAŞ'ın altyapısının yüzde 82'lik oranla böyle bir çalışmaya hazır olduğu belirlenirken, şirkete yeni ihtiyaçları için yüzde 18'lik makine desteği sağlanacak. İhtiyaç duyulan makinelerin teklifleri ve teslim tarihleri de alındı.

SERİ ÜRETİM İÇİN YENİ YATIRIM GEREKMEYECEK

Güç Grubu Geliştirme Projesi'nde ihtiyaç duyulan altyapının kurulmasıyla hiçbir ilave yatırım yapılmadan OSTİM Teknoloji AŞ ve TÜLOMSAŞ seri üretimi de başarıyla yürütebilecek.

FİGES AŞ ve alt yüklenicileri, seri üretim için teklif vermeyecek, OSTİM Teknoloji AŞ ve TÜLOMSAŞ'a destek olacak. Güç Sistemleri Geliştirme Merkezi ve Test Merkezi de bu firmalara devredilebilecek.

Proje kapsamında, prototiplerin yanı sıra talep edilmemesine rağmen seri üretim hatlarının kalifikasyonu SSM'ye sunulacak.

Türk mühendisleri tank motorunda göreve hazır


Türkiye'nin önde gelen 3 şirketi, ülkedeki mühendislik birikimi ve sanayi altyapısıyla Altay tankı için güç grubu geliştirmeye talip oldu.


thumbs_b_c_53e7dd9176d4f51f73ac1f6a251920cb.jpg




ANKARA - Göksel Yıldırım

Türkiye'nin önde gelen 3 mühendislik şirketi, FİGES'in ana yükleniciliğinde 190 kişilik mühendislik kadrosuyla milli ana muharebe tankı Altay'da kullanılacak güç grubunu geliştirmeyi hedefliyor.

Savunma Sanayii Müsteşarlığının (SSM) Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi'nde tekliflerin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar sürüyor.

Proje kapsamında, Altay tankının güç grubu ihtiyacının yerli ve milli imkanlarla karşılanması için Türk sanayisinin mevcut imkan ve kabiliyetlerinin azami derecede kullanılması amaçlanıyor. Ortaya çıkacak ürünle Altay tankının güç grubu konusunda yurt dışı bağımlılığının ortadan kaldırılması ve ihraç lisansına tabi olmayan güç grubunun geliştirilmesi öngörülüyor.

New%20folder%2F2018%2Ftankmotoru1.jpg


İhale için SSM'ye iletilen tekliflerden birinde 3 mühendislik şirketinin imzası bulunuyor. Teklif sahibi FİGES ve alt yüklenicilerden ANOVA "ileri mühendislik", bir diğer alt yüklenici BİAS Mühendislik ise "test ve ölçüm" konularında uzun süredir savunma, havacılık, otomotiv başta olmak üzere çeşitli sektörlere hizmet veriyor.

FİGES AŞ Genel Müdürü Koray Gökalp, güç grubu geliştirme konusundaki hedefleri ve oluşturdukları modele ilişkin bilgiler verdi.

FİGES'in ana yüklenici olarak teklif vermesinin birçok kişiyi şaşırtabileceğini ancak projeyi yürüten SSM ve Milli Savunma Bakanlığı açısından bunun sürpriz olmadığını belirten Gökalp, bilgi ve yeteneklerinin muhataplarınca çok iyi bilindiğini söyledi.

"Bu bir mühendislik projesi"
Projenin kendileri açısından yeni olmadığını dile getiren Gökalp, "Altay gibi bir tanka güç grubu geliştirme herkesin teklif verebileceği bir iş değil. FİGES, 10 yılı aşkın süredir bu projenin üzerinde çalışıyor. Vizyonumuzda bu projeye ana yüklenicilik hiç olmadı. Daha önce bu projeye ilgi duyan firmalara mühendislik desteği verdik, yurt içinde ve dışında bu projede çalışmak isteyen dev şirketlerle ortak çalışmalar yaptık." dedi.

Gökalp, ihale için ANOVA ve BİAS Mühendislik ile büyük bir güç oluşturduklarını, bu şirketlerin mühendis sayısının 400'ü aştığını bildirdi.

Mühendislik kabiliyetlerinin yanında üretim ayağındaki eksikliklerinin farkında olduklarını vurgulayan Gökalp, "Uzun süredir bu tür projelerde çalıştığımız için alt yüklenicilerimizi Türkiye'den bulduk. Bizi bu projeye cesaretlendiren şey özünde budur." ifadesini kullandı.

New%20folder%2F2018%2Ftankmotoru2.jpg


Yeni bir işe soyunurken en fazla "Daha evvel yaptınız mı?" sorusunun yöneltildiğini belirten Gökalp, şöyle devam etti:

"Bu soru savunma sanayisi firmaları tarafından bize hiç sorulmaz. 28 yıldır daha evvel herhangi birinin yaptığı hiçbir projeyi yapmadık. Bizim yaptıklarımızın tamamı Türkiye için ilktir. ASELSAN, ROKETSAN, TAI'deki dostlarımız bize bir şeyi yapıp yapamayacağımızı sormazlar, yapabileceğimizi bilirler. Onun için kendileriyle çok büyük, teknolojik işlere imza attık."

Koray Gökalp, güç grubu geliştirme sürecinin uzamasının tek sebebinin yurt dışında çare aranması olduğunu söyledi. Gökalp, "Bunu bilen bir şirket olarak nasıl olur da yurt dışından medet umarız? Çok detaylı inceledik, senelerdir çalışıyoruz. Gerçekten bunun yurt dışından bağımsız yapılamaması söz konusu değil, burada rahatlıkla yapılır. 'Teknoloji çok ilerledi' deniliyor, bunların tamamı palavra." dedi.

Motor sesi için 2 yıllık süre
Altay tankının prototipinde kullanılan Alman malı motor ve transmisyonun 30 yıl önce ortaya konulduğuna dikkati çeken Gökalp, şunları kaydetti:

"Bilinçli olarak algı operasyonları yapılıyor. 1970'lerde 'Sizin kafanız basmaz, siz Türkler bu işleri beceremezsiniz, bizden alın.' diyen zihniyet, bugün bizi dolandırmanın başka yolunu buldu. O da 'Gelin beraber yapalım.' Gelin beraber yapalım hikayeleriyle başlayan süreç sonunda 5-6 yılın ardından en başa döndüğünüzü görüyorsunuz. 'Yerli yapacağız.' deniliyor ama maalesef hala bu çözümler aranıyor. Onun için gelecek misyonumuzda görmediğim halde ülkemiz için böyle bir işte ana yüklenici olduk, teklif verdik. Bunu ülkemiz için görev olarak görüyoruz. Yaklaşık 2 yıl içinde bunun çıkıp çıkmayacağını göreceksiniz. 2 yıl içinde prototip üretiminin ikinci fazının ortalarında olacağız. Herkes bu süre sonunda test sahasında çalışan motor ve transmisyonları görecek. Başarıdan ne kadar uzağız göreceksiniz. Bunlar başaramayacağımız işler değil, çok daha zor işleri yapıyoruz."

Koray Gökalp'in verdiği bilgilere göre, ihalenin kazanılması halinde Güç Grubu Geliştirme Projesi için 12 bin metrekarelik Güç Sistemleri Geliştirme Merkezi ve Test Merkezi oluşturulacak. Altay tankında kullanılacak motor ve transmisyonu geliştirecek mühendis kadrosu burada görev yapacak.

Projede görev alacak tasarım ekibi büyük oranda hazır durumda bulunuyor. Üretim altyapısı da 1 yıla kalmadan hazır hale gelebilecek. Prototip çizimleri 18. aya doğru fabrikalara gönderilmeye başlanacak.

http://aa.com.tr/tr/ekonomi/turk-muhendisleri-tank-motorunda-goreve-hazir/1068234
 
Last edited:
ANKA Received Indigenous Engine



Unmanned Aerial Vehicle ANKA, designed and produced by Turkish Aerospace Industries (TAI), has now got an indigenous engine. Two PD-170 engines developed by TAI Motor Company (TEI) in Eskişehir were brought to TAI facilities to be tested on ANKA. According to the information obtained by C4Defence, ground tests are being conducted of ANKA, where a stronger indigenous engine is installed. Indigenous engine equipped ANKA's first flight is expected by the end of February. The platform will have many additional advantages such as being able to fly higher, longer and carry more payload.

The project, signed between the Undersecretariat for Defence Industries (SSM) and TEI on 27 December 2012, included the development of a turbodiesel aeronautical engine with superior technical features for use in MALE class unmanned aerial vehicles through domestic facilities.

According to the experiments, the 2,1-litre diesel engine produced 170 horsepower between 0 and 20 thousand feet (about 6 thousand 600 meters) at 2300 cycles. The altitude in which the engine's power began to fall as the amount of oxygen decreased was measured as 20 thousand feet as expected. The engine produced 130 horsepower at an altitude of 30,000 feet. At present, the current engine used on ANKA produces 155 horsepower between 0 and 11 thousand feet altitude. With this comparison, the critical altitude for the TEI's engine is twice as high compared to the current engine. At an altitude of 30,000 feet, it consumes 10-11 percent less fuel than the current engine while producing power twice as high. The TEI's engine is 5 kg heavier than the current engine, but the weight-power ratio also improves as it provides more power for this weight with flight performance. While the current engine rises to an altitude of 30 thousand feet with difficulty, the newly developed engine is not limited to 30 thousand feet and even easily flies at 40 thousand feet altitude. In this case, ANKA will have an engine that can reach 40 thousand feet altitude (about 13 thousand 300 meters).


9324e627-bcd0-4c2e-b540-b7dcb7452934.jpg


http://en.c4defence.com/Agenda/anka-received-indigenous-engine/5753/1
 
ANKA Received Indigenous Engine



Unmanned Aerial Vehicle ANKA, designed and produced by Turkish Aerospace Industries (TAI), has now got an indigenous engine. Two PD-170 engines developed by TAI Motor Company (TEI) in Eskişehir were brought to TAI facilities to be tested on ANKA. According to the information obtained by C4Defence, ground tests are being conducted of ANKA, where a stronger indigenous engine is installed. Indigenous engine equipped ANKA's first flight is expected by the end of February. The platform will have many additional advantages such as being able to fly higher, longer and carry more payload.

The project, signed between the Undersecretariat for Defence Industries (SSM) and TEI on 27 December 2012, included the development of a turbodiesel aeronautical engine with superior technical features for use in MALE class unmanned aerial vehicles through domestic facilities.

According to the experiments, the 2,1-litre diesel engine produced 170 horsepower between 0 and 20 thousand feet (about 6 thousand 600 meters) at 2300 cycles. The altitude in which the engine's power began to fall as the amount of oxygen decreased was measured as 20 thousand feet as expected. The engine produced 130 horsepower at an altitude of 30,000 feet. At present, the current engine used on ANKA produces 155 horsepower between 0 and 11 thousand feet altitude. With this comparison, the critical altitude for the TEI's engine is twice as high compared to the current engine. At an altitude of 30,000 feet, it consumes 10-11 percent less fuel than the current engine while producing power twice as high. The TEI's engine is 5 kg heavier than the current engine, but the weight-power ratio also improves as it provides more power for this weight with flight performance. While the current engine rises to an altitude of 30 thousand feet with difficulty, the newly developed engine is not limited to 30 thousand feet and even easily flies at 40 thousand feet altitude. In this case, ANKA will have an engine that can reach 40 thousand feet altitude (about 13 thousand 300 meters).


9324e627-bcd0-4c2e-b540-b7dcb7452934.jpg


http://en.c4defence.com/Agenda/anka-received-indigenous-engine/5753/1
The '2.1 litre' is generally used for piston engines. If it is, then it is just a glorified car engine. Why the hype?
 
Back
Top Bottom