What's new

ÜIke Yönetimi

Status
Not open for further replies.
Sanki Latin alfabesine gecince okuma yazma orani cok yuksekti? En az 50 sene sonra okuma yazma orani yukseldi:-).

http://blog.milliyet.com.tr/egitimin-1923-1940-rakamlari/Blog/?BlogNo=236599

Daha fazla okul ve ogretmen ile cozuldu latin alfabesini devreye girmesiyle degil. Sonra her yerde imkani olan okuya billiyordu, fakir olan koy de ne okusun? Benim peder sadece ilk okulu okuya bildi sonrasi sanayi, imkan yoktu.

Nasil 50 yil once imkan yoktu aynisi 200 sene oncesine de dayaniyor. Harf devrimi diye birsey yok, daha dogrusu kocaman literatur katli var.
 
Hicte saptirma degil bal gibi de öyle Osmanliya gelince %6 okur yazar de sonra istanbul izmirde ki okur yazarlara gelince onlar gayri muslim de. Adama sormazlar mi bu ne musluman dusmanligi ne gayrimuslim hayranligi diye.

Zaten Osmanlinin en buyuk hatasi biz Muslumanlari cepheye surup gayrimuslumleri savastan muaf tutarak refah icine kavusmalarini sağlaması. Hala bunun rezilligini cekiyoruz.
Birinci paragrafta yaptığın suçlamayı ikinci paragrafta kendin çürütmüşsün zaten.

Biz de aynı şeyleri söylüyoruz. Türkler savaşmaktan okumaya,ticarete zaman bulamamışlar ki. Bu da sarayın işine gelmiş.
 
Hicte saptirma degil bal gibi de öyle Osmanliya gelince %6 okur yazar de sonra istanbul izmirde ki okur yazarlara gelince onlar gayri muslim de. Adama sormazlar mi bu ne musluman dusmanligi ne gayrimuslim hayranligi diye.

Zaten Osmanlinin en buyuk hatasi biz Muslumanlari cepheye surup gayrimuslumleri savastan muaf tutarak refah icine kavusmalarini sağlaması. Hala bunun rezilligini cekiyoruz.
Gercekleri kabullenemeyince cocuk gibi davraniyorsun, kisisel saldiriya geciyorsun.

Sanki Latin alfabesine gecince okuma yazma orani cok yuksekti? En az 50 sene sonra okuma yazma orani yukseldi:-).
Alakasi bile yok, latin alfabesine gecildikten sonra okuma yazma orani direk artisa gecti.

OKUMA-YAZMA-ORANLARI.jpg


Burada fark latin yada arap alfabesi degil, asil fark Osmanli döneminde olmayan egitim sistemi ve Cumhuriyet yillarinda egitime verilen önem.
Sonucta bu arap alfabesiylede yapilabilirdi ama latin alfabesi isi kolaylastirdi, asil burda dikkate alinmasi gereken egitime verilen önem ve Cumhuriyet kuruldugunda bu is gayet basarili yapildi.
 
Gercekleri kabullenemeyince cocuk gibi davraniyorsun, kisisel saldiriya geciyorsun.


Alakasi bile yok, latin alfabesine gecildikten sonra okuma yazma orani direk artisa gecti.

OKUMA-YAZMA-ORANLARI.jpg


Burada fark latin yada arap alfabesi degil, asil fark Osmanli döneminde olmayan egitim sistemi ve Cumhuriyet yillarinda egitime verilen önem.
Sonucta bu arap alfabesiylede yapilabilirdi ama latin alfabesi isi kolaylastirdi, asil burda dikkate alinmasi gereken egitime verilen önem ve Cumhuriyet kuruldugunda bu is gayet basarili yapildi.

Acilan okul ve ogretmenleri ekle yanina. Her koye okul acarsan okuma yazma orani yukselir, ogretim devrimi diyelim.


Hayır, yapılamazdı. Türk dilinin yapısı Arap abecesi ile uyumsuzdur.

Kabaca örnek:


Sacma sapan bir yazi, yukaridaki Turkce hicbir literatur birikimi olmayan koy dilli. Osmanlica ise kelime zengin ve anlasilmasi zor olmayan alfabe. Lugatti fakir olan nesil oldugumuz icin anlasilmiyor olabilir, okadar meraklisi isen al lugat ogren. Orhun alfabesi sanki has Turkce, Araplarda zamaninda kullandiklari abced alfabesinden turemis, medeniyetler bir birinden kopya cekmis. Bunda utanilacak birsey yok:-)
 
Latin Alfabesine geçme fikri Atatürkün orjinal fikri miydi?
Daha önce Latin Alfabesine geçmeyi kimler düşünmüştü?
Bilene bir bira ısmarlıycam:)
 
Acilan okul ve ogretmenleri ekle yanina. Her koye okul acarsan okuma yazma orani yukselir, ogretim devrimi diyelim.
Bende onu diyorum iste, ancak burada dikkate alinmasi gereken bir konu daha var, Osmanli alfabesinde Arapca yaninda Farsca ve Osmanlica haflerde vardi cünki Arap alfabesi Türkceye pek uygun degildi.

Osmanlı alfabesi


Asil Arap Alfabesinin Türkceye pek uyumlu olamama sebebini bu tablodan görebilirsin, Türkce Latin alfabesindeki bircok harfin Arapca karsiligi bile yok.

Unbenannt.jpg


Latin Alfabesine geçme fikri Atatürkün orjinal fikri miydi?
Daha önce Latin Alfabesine geçmeyi kimler düşünmüştü?
Bilene bir bira ısmarlıycam:)
Ilk Türk latin Alfabesini tasarliyanlar Azerilerdi yanlis hatirlamiyorsam.
 
Last edited:
Bende onu diyorum iste, ancak burada dikkate alinmasi gereken bir konu daha var, Osmanli alfabesinde Arapca yaninda Farsca ve Osmanlica haflerde vardi cünki Arap alfabesi Türkceye pek uygun degildi.

Osmanlı alfabesi


Asil Arap Alfabesinin Türkceye pek uyumlu olamama sebebini bu tablodan görebilirsin, Türkce Latin alfabesindeki bircok harfin Arapca karsiligi bile yok.

View attachment 434632


Ilk Türk latin Alfabesini tasarliyanlar Azerilerdi yanlis hatirlamiyorsam.
Abicim bilemedin. Birayı kaybettin:)
Abdülhamit Han Hazretleridir ilk defa Latin Alfabesine geçmeyi düşünen.
Ayrıca peçeyi yasaklamıştır kendileri:)

Birinci paragrafta yaptığın suçlamayı ikinci paragrafta kendin çürütmüşsün zaten.

Biz de aynı şeyleri söylüyoruz. Türkler savaşmaktan okumaya,ticarete zaman bulamamışlar ki. Bu da sarayın işine gelmiş.
O dönemlerde bugün bilimin merkezi dediğimiz bütün milletlerin proleteeleri cahilmiş. O milletlerin teknılojisini geliştiren zengin burjuva kesimi ve soylu aristokrasi.
18.ve 19yy da alman, İngilz fransız rus işçileri,köylüleri kör cahil :)
Köylü cahil tebasını sanayi işçisi yapabilenler gelişimi yakalamış.
 
Abicim bilemedin. Birayı kaybettin:)
Abdülhamit Han Hazretleridir ilk defa Latin Alfabesine geçmeyi düşünen.
Ayrıca peçeyi yasaklamıştır kendileri:)
Hatta tanzimat döneminde escinsellik yasadisi olmaktan cikti, yani cumhuriyetten cok daha önce.
 
Osmanlı alfabesi

Asil Arap Alfabesinin Türkceye pek uyumlu olamama sebebini bu tablodan görebilirsin, Türkce Latin alfabesindeki bircok harfin Arapca karsiligi bile yok.

unbenannt-jpg.434632

Bir yanlışınız var burada Türkiyenin latin alfabesi ile Arapça alfabesini karşılaştırıyorsunuz, doğru olan Osmanlı alfabesi ile günümüz Türkiye latin alfabesini karşılaştırmak olacaktır. Çünkü aynı latincede olduğu gibi Osmanlıca da da harfler türetilmiş ve her sesin karşılığı olan bir harf kullanılmıştır.

Gercekleri kabullenemeyince cocuk gibi davraniyorsun, kisisel saldiriya geciyorsun.

Günümüzde ki tarihi bilgiler tamamen görecelidir, Osmanlıya ait kasaba dolusu arşivler yakılıp bir kısmı da yurt dışına kaçırıldıktan sonra Amerikanın fulbright anlasmasi dahilinde bize dayatılan YALAN TARİH elbette benim açımdan güvenirsizdir, aynı şekilde batının hakkımızda yazdığı tarihi bilgilerin bir çoğuda kabul edilmesi mümkün değil. Bu sebeple Osmanlı hakkında olumlu görüşü olan tarihçilerin araştırmaları tarihi bilgi kırıntıları benim için daha evladır. Çökmek üzere olan bir imparatorluğu 40 sene ayakta tutan Padişah tahttan indirildikten sonra imparatorluk 3 senede param parça edilmiştir, bu dahi adamın sizin düşündüğünüz gibi gerici man kafa birisi olmadığını ortaya koymaktadır. O yüzden ecdadımızı her ne kadar karalamaya çalışırsanız çalışın bizim için doğrulara değişmeyecek.

Birinci paragrafta yaptığın suçlamayı ikinci paragrafta kendin çürütmüşsün zaten.

Biz de aynı şeyleri söylüyoruz. Türkler savaşmaktan okumaya,ticarete zaman bulamamışlar ki. Bu da sarayın işine gelmiş.

Bu durum Osmanlı'nın geri kalmış eğitime yatırım yapmamış bir medeniyet olduğunu göstermez, benim sersenişim dün insan yerine koyduklarımızın bize insan dışı muamele yapması.
 
Sacma sapan bir yazi, yukaridaki Turkce hicbir literatur birikimi olmayan koy dilli. Osmanlica ise kelime zengin ve anlasilmasi zor olmayan alfabe. Lugatti fakir olan nesil oldugumuz icin anlasilmiyor olabilir, okadar meraklisi isen al lugat ogren. Orhun alfabesi sanki has Turkce, Araplarda zamaninda kullandiklari abced alfabesinden turemis, medeniyetler bir birinden kopya cekmis. Bunda utanilacak birsey yok:-)

İçerik ve üslubunuza bakarak yazınızdan size ve amacınıza dair çıkarımları ortalama zekaya sahip kişiler yapabilir. Fakat diğerleri için devam edelim.


Şekilin solunda Irk Bitig adlı eserin kağıda Göktürk abecesi ile tahminen 930 yılında yazılışmış aslının öz Türkçe, sağında günümüz Türkçe karşılığı, altta ise Osmanlı zamanı karşılığı vardır.

Bu şekildeki 3 hale bakarak aşağıda kabaca bahsedilen farklar görülebilir:

  • Türk dili ve ailesi ile Arap dili ve ailesi farklıdır, bu sebeple:
  • Türk ses yapısı ile Arap ses yapısı farklıdır,
  • Türkçede her hecede bir ünlü gerekir, Arap dilinde kısa ve uzun hece birleşiminde sadece uzun hecede bir ünlü bulunur,
  • Türk dilindeki imla ve söyleyiş yapısı ile Arap dilindeki imla ve söyleyiş farlıdır, uzun ve çok uzun ünlü bulunan Arap dili baş etkendir,

Bunun yanında eserin 3 halinden hangisini ve nasıl anladığınızı sormak isterim?
 
Last edited:
Değerli arkadaşlar herkesin kabul edebileceği tek gerçek: günümüzde hala teknoloji ve sanayiiyi almaya batıya gidiyoruz.

Adamlar sanayi devrinden bilgi çağına geçti. Biz Türkiye olarak sanayi devrine yeni geçiyoruz. Arap ülkeleri hala toplayıcı ve üretici devirlerde:)

Osmanlı burjavisisi elindeki kapital ile Sanayi çağına geçmemizi sağlayamadı.
Hanedan sülalesi çok zengin paşalar mühendisler yetiştirmedi, kumaş fabrikaları açmadı.Oysa ingiliz soyluları ve zenginleri 17.yy başında buhar gücüyle çalışan kumaş fabrikalarını açtılar. Sanayi devriminden önce sadeceÜç beş tane üretilebilen Sadece Kralların giyebildiği jakarlı kumaşları tüm dünyaya satıp altın ve gümüş topladılar:)
Bizim soylularda ya mevlevi ya fetöcü ya da isisci olmuş.

Yerli otomobil geliyor
Cumhuriyet eğitiminin ve seküler bilimin meyveleri ancak toplanıyor.
Ben çok merak ediyorum Türkiye'de yüksek teknoloji geliştiren,çalışan ve üreten mühendislerin içlerinde nasıl bir inanç var? Nasıl bir yaşam tarzları var?
 
Değerli arkadaşlar herkesin kabul edebileceği tek gerçek: günümüzde hala teknoloji ve sanayiiyi almaya batıya gidiyoruz.

Adamlar sanayi devrinden bilgi çağına geçti. Biz Türkiye olarak sanayi devrine yeni geçiyoruz. Arap ülkeleri hala toplayıcı ve üretici devirlerde:)

Osmanlı burjavisisi elindeki kapital ile Sanayi çağına geçmemizi sağlayamadı.
Hanedan sülalesi çok zengin paşalar mühendisler yetiştirmedi, kumaş fabrikaları açmadı.Oysa ingiliz soyluları ve zenginleri 17.yy başında buhar gücüyle çalışan kumaş fabrikalarını açtılar. Sanayi devriminden önce sadeceÜç beş tane üretilebilen Sadece Kralların giyebildiği jakarlı kumaşları tüm dünyaya satıp altın ve gümüş topladılar:)
Bizim soylularda ya mevlevi ya fetöcü ya da isisci olmuş.


Cumhuriyet eğitiminin ve seküler bilimin meyveleri ancak toplanıyor.
Ben çok merak ediyorum Türkiye'de yüksek teknoloji geliştiren,çalışan ve üreten mühendislerin içlerinde nasıl bir inanç var? Nasıl bir yaşam tarzları var?

Doğrudur,

2. Abdulhamid Dönemi açılan fabrikalar;

1 – Halıcılık Konusunda Yapılan Çalışmalar

*

Geçen yüzyıl bilindiği üzere sanayide henüz geniş çalışmaların yeni yeni başladığı bir dönemdir. Buna rağmen yeniliklere hiçbir zaman kapalı kalınmamış ve faydası ağır basan her çalışma ilgi ile izlenmiştir denebilir.

Sultan II. Abdülhamid döneminde kurulan fabrikaların başında halı fabrikaları gelmektedir. Bu konuda araştırmalar bulunmadığı için çeşitli kaynaklardan alınan bilgilerle iktifa edilmiştir.

a) Bandırma Halı Fabrikası

Sabık feshane nazırlarından Isparta’nın Barla nahiyesine mensup Abdullah Efendi yine sultanın teşvikleriyle Bandırma’daki Beykah Çiftliği’nde kurduğu fabrikayı Şark Halı Kumpanyası ile birlikte işletmiştir.[2]

b) Doğu Halı Şirketi

c) Hereke Kumaş ve Halı Fabrikası

d) Karacabey Halı Yapımevi

f) Anadolu’da Halı Fabrikaları

Anadolu’nun muhtelif yerlerinde hem işgücünü değerlendirmek ve boş vakitlere işlerlik kazandırabilmek için çeşitli halı fabrikalarının açıldığını görüyoruz. Bu cümleden olmak üzere birkaçını sayalım:

Batı Anadolu’da Gördes, Uşak, Isparta, Kula, Eşme, Milas. Orta Anadolu’da Kayseri, Sivas, Niğde, Merzifon. Güney Anadolu’da Maraş.

g) Suriye Humus Halı Fabrikası

O tarihte ülkemize bağlı bir vilayet olan Suriye’nin Humus kasabasında 2.000 kişinin çalıştığı ve 1600 el tezgahının yer aldığı bir fabrika bulunduğunu görüyoruz. 1898 yılı civarında fabrikada çeşitli halılar yanında 100.000 top pamuklu, 5.600 top sırmalı pamuklu, 1.500 top ipekli kumaş imal edildiği bildirilmektedir.[3]

*

2 – Kumaş ve Dokuma Fabrikaları

*

Yurdun çeşitli bölgelerinde kurulan kumaş fabrikalarında pamuklu, yünlü ve ipekli kumaşlar elde edildiği gibi bir kısmında Hereke gibi halıcılık da yapılmaktaydı. Diğer bir kısmında ise bez dokunmaktadır.

Bunlardan bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:

a) Eyüp Defterdar Fes ve Yünlü Kumaş Fabrikası

b) Fes ve Melbusat-ı Askeriye Fabrikası

Bu fabrikanın çalışma ve ürettiği mamullere ait Istanbul Üniversitesi Kütüphanesinde Albümler kısmında bulunan 60 fotoğraftan oluşmuş 91014 numaralı albüm de mevcuttur.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-askeri-uniforma-fabrikasi-elbise-fabrikasi-fes-fabrikasi-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Osmanlı’da Askeri Üniforma Fabrikası…

***

Zeytinburnu’nda bulunan fabrika için 52.420 arşın arazi istimlak edildiğini, Tercüman-ı Hakikat gazetesi bildirmektedir.[4]

c) Darülaceze Hamidiye Fes Fabrikası

d) Bakırköy Bez Fabrikası

Fabrikada 1.000 kişiye yakın çalışan işçinin çoğunluğu delikanlı çağındaki çocuklardı.

e) Bursa Ipekli ve Dokuma Fabrikaları

Devrin imkanlarına göre 5.591 adet mancınıkla çalışan 103 ipekli fabrikası mevcuttu. En küçük fabrikada 20 işçi çalışıyordu.

f) Izmit (Kocaeli) Pamuklu Kumaş ve Pamuk Ipliği (Çulhane Fabrikası) Fabrikası:

g) Edirne-Pamuklu Kumaş ve Pamuk Ipliği Fabrikası

h) Irak-Musul Dokuma Sanayii

i) Halep Kumaş ve Pamuk Ipliği Fabrikası

j) Selanik Kumaş ve Pamuk Ipliği Fabrikası

k) Izmir Ipek-Pamuk ve Mensucat Fabrikası

l) Adana Askeri Elbise Fabrikası ve Boya Atölyesi

m) Rize Keten Bezi Fabrikası

n) Beyrut Ipekli Kumaş Fabrikaları

o) Trablus Ipek Fabrikaları

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-fes-fabrikasi-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Fes Fabrikası…

***

*

3 – Iplik Fabrikaları

*

a) Bursa Iplik Fabrikaları

b) Istanbul Yedikule Iplik Fabrikası

c) Tarsus Iplik Fabrikası

*

4 – Kağıt Fabrikaları

*

a) Beykoz Kağıt Fabrikası

b) Beyrut Kağıt Fabrikası

*

5 – Çini, Porselen ve Cam Fabrikaları

*

a) Yıldız Çini ve Porselen Fabrikası

Bu fabrika tabak, vazo, testi, çaydanlık ve benzerlerini üretmiştir. Yaptığı mamullere “Eser-i Istanbul” adı vurulmaktaydı. Bu fabrikanın kapanmasında yabancı ticaret mallarının azınlıklar tarafından yurda bol miktarda sokulması sebep olmuştur. Daha sonra 1890’da Sultan II. Abdülhamid Han tarafından Hazine-i Hassa’ya ait olmak üzere Yıldız Sarayının Boğaziçine bakan tepeleri arasında “Hamidiye Çini Fabrikası” yaptırıldı. Ilk ürünlerini 1896 yılından itibaren vermeye başlayan bu fabrikanın 1959 yılından sonrakı adı Sümerbank Çini ve Porselen Sanayii Müessesesi olmuştur.[5]

b) Paşabahçe Cam Fabrikası

Yerine Cumhuriyet devrinde 1934’te Paşabahçe kuruldu.

c) Çubuklu Cam Fabrikası

*

6 – Diğer sivil Fabrikalar

*

1 – Küçükçekmece Kibrit Fabrikası

1897 yılında mevcut işçi sayısının 201 kişi olduğu ifade edilmektedir.[6]

2 – Beyrut Kibrit Fabrikası[7]

3 – Beykoz Kundura Fabrikası.

Cumhuriyet devrinde Sümerbank devralmıştır.

4 – Diyarbakır Deri ve Kundura Fabrikası

5 – Musul Deri ve Kundura Fabrikası

6 – Beyrut Deri ve Kundura Fabrikası

7 – Tuğla ve Kiremit Fabrikaları

Istanbul Kireçburnu ile Selanik ve Beyrut’ta kurulmuştur.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-beykoz-kundura-fabrikasi-osmanli-geri-mi-kaldi.jpg


Osmanlı’da kurulan Beykoz Kundura Fabrikası

***

*

8 – Demir Fabrikaları

1312 Izmir Salnamesi Izmir’de dört adet açıldığı ve faaliyette bulunduğundan bahsetmektedir. Bursa’da makina imalatı vardır.

9 – Selanik Konserve Fabrikası

10 – Ispirto Imalathaneleri Izmir’de birisi Tepecik mevkiinde diğer Darağaç Mevkiinde olarak iki örnek gösterilebilir.

11 – Konya Güherçile Fabrikası (Yangından sonra yeniden inşa edilmiştir.)

12 – Havagazı Merkezleri

Çeşitli yerlerde açılmakla beraber verimli hizmet yapanları Istanbul Yedikule ile Izmir’de inşa edilen fabrikadır.

13 – Elmas Işleme Fabrikası

Bursa’da mevcut olan bu fabrika 1889 yılında yapılan Sanayi envanterine göre faal fabrikalar arasındadır.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-kazan-dc3b6kc3bcmhanesi-osmanli-geri-mi-kaldi.jpg


Kazan Dökümhanesi…

***

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-celik-dc3b6kc3bcmhanesi-osmanli-geri-mi-kaldi.jpg


Çelik Dökümhanesi…

***

*

14 – Yağ Fabrikaları

Bugünkü fabrikasyon tekniğine göre iptidai olmakla beraber zamanına göre faal hizmetler ifa eden yağ tesisleri arasında Bursa’da 100 tane görmekteyiz.

15 – Diğer Un ve Buz Tesisleri

Izmir’de 13, Beyrut’ta çok sayıda, Bursa’da 23 adet un fabrikasından bahsedilmektedir.[8] Buz üretenlere de Izmir Darağacı Mevkiinde, Istanbul Istinye’de ve Bağdat’da olanı örnek verebiliriz. Şüphesiz bu tesisler bunlardan ibaret değildir.

16 – Ispermeçet Mumu Fabrikası

O dönem için önemli bir yeri olan mum fabrikası olarak 1895 yılında Istanbul’da ve 1882 yılında ise Beyrut’da birer işletme açılmıştır.

17 – Makarna Fabrikaları

Muhtelif yerlerde olmakla beraber 1882’de Beyrut’da çalıştığı ilgili salnamede kaydedilmektedir.[9]

*

7 – Askeri Fabrikalar

*

Sivil fabrikaların yanında çeşitli askeri fabrikaların da kurulduğu görülmektedir.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-valide-tersanesi-ve-c3a7evresindeki-fabrikalar-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Valide Tersanesi ve çevresindeki fabrikalar…

***

1 – Seyandir Top Fabrikası

1880 yılından itibaren Istanbul Tophane’de kurulmuştur. Tercüman-ı Hakikat Gazetesi bu fabrikada inşa edilen cebel, obüs ve sahra toplarının denendiğini ve çok başarılı görüldüğünü bildirmektedir.[10]

2 – Top Mermileri Için Tapa Fabrikası

Karaağaç’da bulunan fabrikada top mermileri için yan kuruluş olarak faaliyet sürdürmüştür.

3 – Tersane-i Amire Top Malzemeleri Fabrikası

Ifade edildiği gibi donanma Sultan II. Abdülhamid tarafından ihmale uğratılmamış tam aksine her fırsatta gelişmesi ve faal hizmette olması için gereken gayret gösterilmiştir. O zamanki ifadesiyle havuz denilen tersaneye yeni bir bölüm ilave ettirmiş Mösyö Vatas’ın raporu üzerine vapurların süratli seyri için tamiratlarının yapıldığı kısım meydana getirilmiştir.[11]

Tersane-i Amire’de seri ateşli 57.947 mm.lik topların kundak ve teferruatları yeniden ve mükemmelen imal edilmiştir.[12]

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-top-fabrikasi-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Top Fabrikası…

***

Selanik’de o sıralarda yayınlanmakta olan Asır Gazetesi son sistemde bir torpido teşkil edildiğini, Ingiltere’ye sipariş edilen 32 mil suretindeki 6 torpido muhribinin pervazlarının başarılı olarak yapıldığını ve bu torpido masraflarının Padişah’ın şahsi kesesinden (Hazine-i Hassa) ödendiği kaydedilmektedir.[13]

4 – Mavzer Tüfek Yedek Parça Fabrikası

O sıralarda yeni gündeme gelen mavzer tüfek parçaları vakit geçirilmeden ele alındığı gibi tüfek ağızlıklarının imalatı için Hazine-i Hassa’dan 30.209 kuruş ve 25 paranın Sultan II. Abdülhamid’in emri ile harcandığı Bağdat Salnamesinde bildirilmektedir.

5 – Mermi ve Fişek Fabrikaları

Tercüman-ı Hakikat Zeytinburnu’nda bu hizmetleri bir fabrikanın yürüttüğünden bahsetmektedir. 91.092 no’lu albümde görülebilir.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-zeytinburnundaki-mermi-ve-fisek-fabrikasi-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Zeytinburnu’ndaki Kartuş Fabrikası…

***

*

6 – Barut Fabrikası

Istanbul’da kurulduğu gibi Ankara’da da Baruthane, ihtiyacı karşılayacak tarzda açılmıştır.[14]

7 – Ansaldo Fabrikası

Değişik tipte torpido imal eden Ansaldo Fabrikası daha sonra genişletilmiş ve bunun için gerekli masraflar yine Padişah tahsisinden (Hazine-i Hassa) karşılanmıştır. Bu fabrikanın ürünleri ve çalışmalarına ait 19 fotoğraftan meydana gelen albüm mevcuttur.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-baruthane-fabrikasi-osmanli-geri-mi-kaldi.jpg


Osmanlı’da Baruthane Fabrikası…

***

*

8 – Imalathaneler

*

1 – Çeşitli Dokuma Tezgahları

Daha önce de geçtiği gibi başta Bursa olmak üzere hemen hemen birçok şehirde çeşitli dokuma işleri yapılmaktadır. Çeşitli tezgahlarda 8.300 işçi çalışmaktadır. Bunlar arasında havlu, beledi, fita, gömlek aba, çarşaf, agel, kuşak, ağaban olduğu gibi seccade, maşlah, heybe ve benzeri eşyalar da görülmektedir. 29 Aralık 1305 (1889)’de yapılan Sanayi Envanterine göre 25 adet fıtacı, 8 bedeli, 50 adet kumaş, 5 karakalem denen örtü imal tezgah dışında 30 adet gömleklik bez tezgahı görüyoruz.[15]

300’ü havlucu, 200’ü bürümcük ve kefiye imalatında çalışmak üzere 500 tezgah mevcuttur. Bağdat Salnamesi 7 dokuma tezgahından bahsetmektedir. Diğer yerlerden birer örnek olarak da Suriye vilayetinde Humus’da maşlah ve seccade imalatı o zamanki adı Menteşe olan ve Izmir’e bağlı bir kaza görünümünde idare edilen Muğla’nın Mekri (Fethiye) kasabasında senede 50.000 kuruşluk seccade, heybe ve kilim imal edilmektedir.

2 – Saat Imalathanesi

Çeşitli yerlerde sanatkarlar yetiştiği gibi Topkapı Sarayı hudutları içinde Müze-i Hümayun karşısında kurulmuş olan Sanayi-i Nefise Mektebi’nde ortak bir çalışma olarak meydana getirilen saat gerek parçaları ve gerekse ağaç oyma kısımları itibariyle devrin sanat durumuna bir örnek teşkil etmektedir.[16]

Bu devirden biraz önceye ait olmakla beraber Bursa Ulucami’inde kuzey kapısından girerken sol tarafta mukabele okunan kısımda Hafız isminde yine caminin müezzinlerinden birine ait ayaklı saat halen çalışmakta olup değişik bir düzene sahiptir.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-elektrik-c3bcreten-fabrika-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Elektrik Fabrikası…

***

*

3 – Demir Makina Imalathanesi

a) Yıldız Demirhanesi

b) Bursa Demir Makine Atölyesi

4 – Fotoğraf Atölyesi

Yıldız’da kurdurmuş olduğu fotoğrafhanede devrine göre oldukça başarılı teknik geliştirilmiş ve böylece hem eserler tesbit edilmiş hem de iyi birer bilgi kaynağı olan salnamelere düzgün fotoğrafların girmesi sağlanmıştır.

5 – Boya Imalathaneleri

Halı ve dokumacılık için bitkisel boyalarla uğraşan çeşitli boyahaneler meydana getirildiği gibi yağlıboya imalathaneleri de tesis edilmiştir. Bunlardan örnek olarak Bağdat vilayetinin Mendeli kazasında ve diğer yerlerde bulunan 68 adet imalathane gösterilebilir. Devrine göre aranan ve Cehri denilen al boya Bağdat imalathanelerinde imal edilmektedir.[17]

6 – Sabun Imalathaneleri

Çok çeşitli yerlerde çalışan bugünkü kadar kaliteli olmasa da ihtiyacı karşılayan sabun imalathaneleri mevcuttur. Bunlardan biri de Bağdat sabun imalathanesidir.

*

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-torpido-fabrikasi-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Torpido Fabrikası…

***

abdc3bclhamid-dc3b6neminde-yapilan-fabrikalar-torpido-osmanli-geri-mi-kaldi1.jpg


Imal edilen bir Torpido…

***

*

7 – Susam Yağı Imalathanesi

1321 Bağdat Salnamesinde Bağdat dahilinde üç adet susam yağı imalathanesinden bahsedilmektedir.

8 – Çırçır Atölyeleri

Pamuk ziraatının geliştirilmesi ile birlikte çeşitli bölgelerde çırçır atölyeleri de geliştirilmiştir. Bağdat Salnamesi Adana’da bunlardan 7 adedinin çalıştığını haber vermektedir.

9 – Kereste Imalathaneleri

Çok çeşitli yerlerde mevcuttur.

10 – Nal Imalathanesi

Askeri yönde o devir için ehemmiyetini koruyan at yetiştiriçiliği kendisi ile beraber birtakım sanatları da geliştirmiştir. Son yıllara kadar Anadolu’nun çeşitli kentlerinde görülen ve bugün için artık iyiden iyiye azalan nalbantların kullandığı nalların imalathane olarak ilk defa bu devirde 1900 yılında Istanbul Selimiye’de kurulduğu ifade edilmektedir. Doğu ve batı türünde her çeşit nal imal eden bu imalathane Birinci Cihan Harbine kadar devam etmiştir.[18]

.

**********

.

KAYNAKLAR:

.

[1] Tercüman-ı Hakikat, 19.5.1901.

[2] Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, cild 8, sayfa 223.

[3] 1315 Suriye Salnamesi

[4] Tercüman-ı Hakikat, 19.5.1901.

[5] Prof. Dr. Önder Küçükerman, TBMM Mecmuası Nisan 1987.

[6] Yılmaz Öztuna, Büyük Türkiye Tarihi, cild 12, sayfa 422.

[7] 1326 Beyrut Salnamesi.

[8] 1321 Bağdat Salnamesi ve 1312 Izmir Salnamesi.

[9] 1326 Beyrut Salnamesi.

[10] Tercüman-ı Hakikat, 11.5.1901.

[11] Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi.

[12] Tercüman-ı Hakikat 20.6.1901.

[13] 1318 Bağdat Salnamesi Masarifat Defteri Asır 22.4.1901.

[14] Ikdam Gazetesi 4.9.1905.

[15] R. Ekrem Koçu, Darülaceze, sayfa 69.

[16] Sanat Dergisi, Topkapı Sarayı Müzesi, sayfa 122.

[17] 1321 Bağdat Salnamesi.

[18] Tafsilat için bakınız;

Aydın Talay, Eserleri ve Hizmetleriyle II. Abdülhamid, 3. Baskı, Istanbul 2016, sayfa 301-322.

Küçük bir bilgi: Aydın Talay’ın kitabı Ayşe Topal’ın Viyana Üniversitesi’nde yaptığı lisans tezinin kaynakları arasındadır. Bakınız;

http://othes.univie.ac.at/25572/1/2013-01-22_0602884.pdf

.

-

sizinkiler bütün arşivleri tam düzgün yakamamış!

Cumhuriyet eğitiminin ve seküler bilimin meyveleri ancak toplanıyor.
Ben çok merak ediyorum Türkiye'de yüksek teknoloji geliştiren,çalışan ve üreten mühendislerin içlerinde nasıl bir inanç var? Nasıl bir yaşam tarzları var?

Mesele Cumhuriyetin meyvelerini toplamak değil CHP nin ektiği fitne tohumlarından oluşan fitne ormanını budamamızdan kaynaklanıyor.

Düne kadar beyaz eşya, otomobil, uçak fabrikasi, silah fabrikalarını kapatan bir Türkiye vardı, bu görüpte hala beğenmediğin SANAYİ ATILIMLARININ tamamı ERDOĞAN LİDERLİĞİNDE Kİ AK PARTİ HÜKÜMETİ TARAFINDAN YAPILDI!
 
Status
Not open for further replies.
Back
Top Bottom