What's new

Turkish Politics & Internal Affairs

Do you agree with what I wrote?

  • I agree

    Votes: 5 38.5%
  • I agree but,....

    Votes: 1 7.7%
  • I don't agree

    Votes: 2 15.4%
  • Don't care

    Votes: 5 38.5%

  • Total voters
    13
  • Poll closed .
Bir şehir kuşatma sonucu ele geçirildiğinde. Askerlere 3 gün yağma izni veriliyordu... askerler o zaman acaba şehirde bulduklara kadınlara, çiçek verip, nehir kenarında el ele mi geziyordu ?

Hepimiz ecdadımızla gurur duyuyoruz ama bazı şeyleri de çarpıtıp, gerçekten uzaklaştırmamak lazım.

İnternette bu yağma konusuyla ilgili bu makaleyi buldum, tek bir kaynağa bağlı kalırsanız ingilizlerin oyunu olan Osmanlıyı aşağılayıcı kaynaklardan faydalanmış olursunuz. O yüzden farklı kaynaklara göz atın tarihle ilgili olarak yoksa direk olarak ingilizlerin bu tarihi saptırma oyununa gelmiş oluruz.

Yavuz Bahadıroğlu sağlam tarihçi yazarlarımızdan birisidir, aşağıda onun yazmış olduğu yağma konusuyla ilgili makalesini okumanızı tavsiye ederim.

Bir kere bugün “yağma” dediğiniz olaya, o günlerde “ganimet” denmektedir ve bu terim hukuki (İslâm Hukuku) bir terimdir, bir haktır.
Kuşatılan kalenin veya şehrin yöneticisine önce bir “ültimatom” verilir: “Ya şu zamana kadar teslim olursun, ya da savaşırız. Savaşırsak can ve mal emniyetiniz olmaz.”
Teklif reddedilir de şehir (ya da kale) zorla alınırsa, o zaman devreye “Ganimet Hukuku” girer. Buna göre, fethedilen bölgenin insanları “köle”, malları “helâl”dir. Fethedenler istedikleri gibi tasarruf etmekte özgürdürler.
İslâm Hukuku açısından bunu tartışacak durumda değilim, ancak buna “cevaz” veren birçok âyet ve hâdisin olduğunu biliyorum. Ayrıca da kılı kırk yaran Osmanlı ulemasından asırlar boyu bu konuya ilişkin olarak hiçbir itiraz gelmemiştir.
Ancak “ganimet”in “hırsızlık” suretiyle elde edilmemesi, savaş sonrasında “usulüne uygun” olarak toplanması ve bölüştürülünceye kadar el sürülmemesi şarttı.
Ganimetin beşte biri devlet hazinesine irad kaydedilir, beşte dördü ise “kılıç hakkı” olarak savaşan askerlere bölüştürülürdü.
Fatih, İstanbul’un ganimete dönüşmemesi için çok çabaladı. O kadar çabaladı ki, Bizans İmparatoru’na tam üç kez teslim teklif etti.
Çünkü zorla şehir ele geçirildiği takdirde, tüm varlığıyla “ganimet” sayılacaktı. Askeri durdurmak mümkün değildi. Yürürlükteki hukuka göre Padişah bile bunu engelleyemezdi.
Ne olursa olsun bu konuda bugünkü mantığın zorlandığını biliyorum. Ne var ki tarih, günümüzün şartlarına göre değil, kendi şartlarına göre şekillenir. Bugünkü alışkanlıklardan tarihe gidenler, fevkalâde yanıltıcı sonuçlarla karşılaşabilir, savaşa giderken geçtikleri bölgelerdeki çayırlarda atını otlatan askeri cezalandıracak kadar yahut fetih sonrasında, hançerinin ucuyla Ayasofya mozaiklerinden küçücük bir hatıra parça koparmak isteyen yeniçeri çorbacısını kırbaçlatacak kadar “kul hakkı” hassasiyeti gösterenlere iftira yağdırabilirler.
Unutmayın ki, biz ortaçağ hukukundan söz ediyoruz. O çağda tüm dünyada sınırsız “yağmacılık” vardır ve sadece Osmanlı buna hem “kural”, hem de “sınır” getirmiştir.
Kural: Ganimet, belirlenen kısıtlı süre içinde toplanacaktır…
Sınır: İbadet yerlerine ve tarihi mirasa dokunulmayacaktır.
En iyisi siz, asıl “yağma” ve “talân”ı, Cumhuriyet Türkiye’sinin örnek aldığı Batı dünyasında arayın!
Hem de bu iki-üç güne sıkıştırılmış bir yağmalama değil, yüzyıllarca süren bir yağmalamadır. Bütün Afrika ve Asya Batılı müstevliler tarafından yüzyıllar boyu yağmalanmış, tüm zenginliklerine el konulup Avrupa’ya nakledilmiştir…
Bununla dahi yetinilmemiş, Afrika’nın yerli halkı “ucuz iş gücü” olarak gemilerle Avrupa’ya taşınmıştır…
Bugün Londra’daki metroların temelinde, binlerce Afrikalı Müslüman’ın iskeleti vardır…
Ortadoğu petrolü ABD ve Avrupa’nın büyük petrol şirketleri tarafından hâlâ yağmalanmakta, Filistin’in, Afganistan’ın ve Irak’ın talânı ise hâlâ sürmektedir.
Üstelik de bütün bunlar “Ganimet Hukuku”nun yürürlükten çoktan kalktığı 20. ve 21. Yüzyılda olmaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu


Ecdadımızı ölümüne korumak durumundayız, dün yapılan iftiralar sonucunda koca imparatorluğumuz param parça edildi. Bugünde aynısıyla karşı karşıya kalabiliriz bu yüzden özellikle dışarıdan gelecek saldırılara karşı tarihimize de günümüze de bizim sahip çıkmamız, savunmamız gerekli arkadaşlar...
 
.
İnternette bu yağma konusuyla ilgili bu makaleyi buldum, tek bir kaynağa bağlı kalırsanız ingilizlerin oyunu olan Osmanlıyı aşağılayıcı kaynaklardan faydalanmış olursunuz. O yüzden farklı kaynaklara göz atın tarihle ilgili olarak yoksa direk olarak ingilizlerin bu tarihi saptırma oyununa gelmiş oluruz.
Yavuz Bahadıroğlu sağlam tarihçi yazarlarımızdan birisidir, aşağıda onun yazmış olduğu yağma konusuyla ilgili makalesini okumanızı tavsiye ederim.

Zaten dikkat ettiysen verdiğin kaynakta da bahsediyor.

Çünkü zorla şehir ele geçirildiği takdirde, tüm varlığıyla “ganimet” sayılacaktı. Askeri durdurmak mümkün değildi. Yürürlükteki hukuka göre Padişah bile bunu engelleyemezdi.

Kırım tatarlarının, Moskava'yı yıkıp, yağmalayıp. Rus kadınlarının İstanbul pazarlarında satılması da iyi bir örnektir. Yani o zamanlar böyle şeyler oluyormuş ve olmuş.
 
.
Zaten dikkat ettiysen verdiğin kaynakta da bahsediyor.

Tamam işte ne şekilde ve ne amaca hizmet ettiğini gözden kaçırmamak lazım, diğer ülkelerle mukayese etmemiz babında söylüyorum.

AVrupa bunu nasıl yapmış ? tamamen barbarca...
 
. .
Suppose America supports people who are against unification with Russia and the result is Afghanistan like situation when soviet union invaded afghanistan. If the people rise up against Russians and their local allies i.e. the Cossack Militias and a guerrilla war starts there, what would be the long term effect in the Caucasian region meaning can it lead to unification of Crimea with Turkey and liberation of Chechnya? What would be effect on the Turkish economy?

Mean to say is it a trap for Russia like when Iraq invaded Kuwait or a genuine opportunity for Turkey to take advantage of the Crimean situation and expand its influence. Would Turkey be drawn into the developing quagmire and lose its economic stimulus or is it a a God given strategic opportunity?
 
Last edited:
.
Also what would be repercussions for Turkic people in Russia and the possible restrictions on cultural ties that are developing
 
.
I dont think Turkey will expand in the near future.
 
.
Bir şehir kuşatma sonucu ele geçirildiğinde. Askerlere 3 gün yağma izni veriliyordu... askerler o zaman acaba şehirde bulduklara kadınlara, çiçek verip, nehir kenarında el ele mi geziyordu ?

Hepimiz ecdadımızla gurur duyuyoruz ama bazı şeyleri de çarpıtıp, gerçekten uzaklaştırmamak lazım.


Kaynak verelim....
 
. . . . .
Haha, Follow Yaz-Boz tv program of A Haber every saturday

So

Of course everbody awared about that UK shits!

Look mate, let's not engage me in this topic... and stick it to defence related issues.
 
.
I hope so:-)

and i dont comprehend what ur trying to say

THere are lots of news, tv programs and books regarding UK movements in my country so our lots of people awared of their steps...

Look mate, let's not engage me in this topic... and stick it to defence related issues.

Okay mate, actually i never enter in a political debate before but after last events i broke my head so thats why i allways try to defend somethings....


I have to stop it.....
 
.
THere are lots of news, tv programs and books regarding UK movements in my country so our lots of people awared of their steps...



Okay mate, actually i never enter in a political debate before but after last events i broke my head so thats why i allways try to defend somethings....


I have to stop it.....
There is a difference between morally and intellectually braindead (Ottoman empire in its last years) and the Turkish republic with some problems (i didnt like Inönü but nobody was an english spy)
 
.
Back
Top Bottom