What's new

Çay Bahçesi

Çok kapsamlı ve derin meseleler bunlar benim bu kadar uzun uzun tartışmaya zamanım olmuyor, yazmaktan hoşlanırım ama sürekli üst üste sorular olunca biraz vaktimiz gitmiş oluyor. Bazı sorularınızın cevabı aslında önceden yazdıklarımın içerisinde mevcut yani biraz derin düşünseniz sizde neler düşündüğümü az buçuk anlarsınız.

Sizin ''düşüncenin'' geldiği nokta ve gelecekteki maliyeti ortada.

Somut veri ve akıl yöntemi kullanılırsa ikna olmaya hazırım ısrarcı iseniz, aksine bu yöntem size zaman da kazandıracaktır, buyrun.
 
Ben kimseye bir şeyler kabul ettirmeye çalışıp düşüncesini değiştirmeye çalışmıyorum, istediğinizi düşünebilirsiniz ben sadece ne hissedip düşündüğümü yazdım.

Farklı düşünceler toplumun zenginliğidir tabii bu düşünce toplumun kendisine zarar vermediği sürece, o yüzden benden farklı düşünene kendi düşüncemi zorla kabul ettirecek değilim.

Müsayit zamanım olduğunda sorunuzu cevaplayabilirim ki sürekli soru cevap gidersek dikkatinizi çekerim bu iş sorgulamaya dönüşür.
 
Benim Türkiyeli olmayarak kanaatimce AKP tabanının ve siyasi aklının temel sorunu Türk milleti aidiyatını içselleştirememelerinden dolayı ortaçağ mezhepi kimliyi ile hareket ederek Türkiyeyi kafalarındaki muğlak "Hilafet"i (eşittir "Arap Turan"ı) kurmak için bir araç olarak görmeleri. Bazı şeyler çok anlamlıdır, mesela Erdoğanın ölen Filistinliler ve ya o Mısırlı kız için göz yaşları dökmesi ve bunun yanında konu Türk şehitleri ve onların evlatları olunca aynı insanın duygusuz donuk taş gibi tepkisi. Bunlar insanın iç dünyasını yansıtır bana göre. İç dünyalarının merkezinde Türk milleti ve Türk milletinin menfaatleri yerine yukarıda bahsettiğim muğlak "İslami çıkarlar" var, o da her nasıl oluyorsa "sihirli" bir şekilde konu Müslüman Türk olunca devre dışı kalı veriyor.
 
Ben kimseye bir şeyler kabul ettirmeye çalışıp düşüncesini değiştirmeye çalışmıyorum, istediğinizi düşünebilirsiniz ben sadece ne hissedip düşündüğümü yazdım.

Farklı düşünceler toplumun zenginliğidir tabii bu düşünce toplumun kendisine zarar vermediği sürece, o yüzden benden farklı düşünene kendi düşüncemi zorla kabul ettirecek değilim.

Müsayit zamanım olduğunda sorunuzu cevaplayabilirim ki sürekli soru cevap gidersek dikkatinizi çekerim bu iş sorgulamaya dönüşür.

Somut veri ve akıl olduğu sürece hiç bir zarar oluşmaz; sorgulamak her zaman iyidir, farklı düşünce temelini akıldan alırsa zenginlik oluşur, aksi durumda olan ortada.

Zaman istemenizi anlayışla karşılıyorum, tek bir ricam yazmadan önce kendi akıl ve samimiyetinizi geçiyorsa düşüncenizi kelimeye dökün lütfen.

Bir kaç saat önce Bakan'a soru sormak isteyen ve sorgulayan bir Kadın, bu yüzden ona yapılanlar ve sonunda hakkında ''işlem'' yapılacağını söyelen bir ''polis'':

 
Last edited:
Tarihlse durum, Parti programı, resmi rapor ile açıklamalar vs. kaynak olarak almak netice ulaşmada daha isabetli ve sağlıklı bir yol olurdu; fakat şimdilik sizin yazdıklarınızı kaynak olarak aldığımızda geldiğimiz noktada:
  1. Sonuç/Gerçekleşme ne oldu,
  2. Gelecekte hangi yönden ve nasıl etkileyecek?

Öznemiz Türkiye, tekrar hatırlatırım.

Türkiye'nin başarılı olması ve olaylara müdahale etme kabiliyeti sahip olduğu uluslararası antlaşmalar ve ana yasal düzende ki izni kadardır. Dolayısı ile Türkiye'nin hamlelerini bu bağlamda değerlendirirsek ne kadar kısıtlı imkanlarla kısıtlı hamleler yaparak başarı yakalamaya çalıştığını idrak etmiş oluruz.

1. soruna cevap olarak Suriye meselesi devam eden bir süreç içerisinde, Türkiye denge politikası ve elinde ki kısıtlı halde bulunan kozları iyi oynayarak santranç tahtasında oyun kazanmaya çalışıyor, rakip oyuncunun elinde şah, vezir, kale, at varken bizim elimizde sadece piyon var ve bu piyonla rakibi masada şah mat etmeye çalışmaktayız diyebiliriz.

Türkiye'nin ana yasal düzende elinin güçlenmesi masada daha rahat hamle yapmasına neden olacak sebeplerden biri, ayrıca askeri alanda hava savunma şemsiyesi vb. Türkiye'nin elini güçlendirecek diğer hususlarda rakiplerinin Türkiye üzerine hamle yaparken dikkatli olmalarına neden olacak diğer askeri sebepler.

Türkiye sadece Suriye değil, diğer meselelerde güçlü olması için, güçlü bir ana yasal düzene sahip olmalı, uluslararası antlaşmalarda elini güçlendirmeli, enerji yollarını elinde tutmalı, nükleer ve hava savunma konularında caydırıcı olmalı. Ancak bu gelişmelerden sonra Türkiye sahada rahat hareket edebilecek ve milli bir duruş sergileyip milli dış politikada başarılı olabilecektir.

2. soruna gelirsek Suriye savaşı devam ettiği süre içerisinde Türkiye'nin PYD'nin saha hakimiyetini engellemesi yada durdurması çok elzem ve önceliklidir, bunun yanı sıra bölgede ki dengeler ve gelişmeler ışığında Rusya ve ABD gibi eli güçlü devletler ile sıcak bir çatışmaya girmeden aradan sıyrılıp kendini güncelleyerek masada ki pozisyonunu güçlendirmek zorunda.

Hükümet Türkiye'de kontrolü kaybederse Suriye'de de kontrolü kaybedebilir bu da Türkiye'nin felaketini hazırlayan bir başlangıç olabilir, yada gelecekte Suriye'de oluşacak yeni yapı ile ilişkiler dondurulur zamanla bu hükümet ile ilişkileri düzeltmeye gidilebilir. Netice de ülkeler daima geçmişte yaşadıklarını unutup menfaatlerinin olduğu yerde gündelik olarak dost olmaya devam edebilirler.

Suriye üzerinde aklıma gelen olası bazı senaryolar,

-Rusya ve İran ile anlaşılıp batıda Rusya'nın askeri liman olarak kullanabileceği bir devlet kurulur kuzey doğu bölgeler Türkmen dağı idlib halep rakka mümkünse derizzor Türkiye'de kalır, yada Türkiye destekli bir hükümet kurulur Suriye iki parçaya bölünür,
-Rusya ile işbirliğine gidilip PYD ve DEAŞ Suriye'den temizlenir tek parça halinde kalır Türkiye, İran ve Rusya'nın kabul edileceği yeni bir hükümete geçiş yapılır Suriye tek parça halinde kalır,
-Türkiye'nin hamleleri engellenir Rusya ve Amerika anlaşır PYD kuzeydeki kantonlarını birleştirir Esad hükümeti üzerinden akdenize açılır kürt bölgesi kısa süre içerisinde batı destekli İsraile dost güçlü bir devlet haline getirilir,
-Rusya ve İran halkı yıldırır ve bastırır bölgeyi şiileştirir ve İran-Irak-Suriye hattı birleştirilerek İsrail ve Türkiye için tehdit bir pakt oluşturulur.
-Türkiye PYD ve DEAŞ tehditini ortadan kaldırır muhalifler güçlenip sahada büyük alanlar kazanır tampon bölge kurulur Rusyayı geçiş hükümetine ikna eder Suriye tek parça kalır ve Türkiye bu hat üzerinden Arap dünyasına açılır,
-PYD sahada güçlenir Beklenmedik bir olay olur ve İsrail güneyden taraf gözetmeksizin müdahale eder NATO Rusya'yı geri çekilmeye mecbur eder ve kuzeyden güneye İsrail'in kontrol edeceği bir pakt oluşur.
-İslam devletleri Ürdün ve Türkiye üzerinden ortak bir operasyon yapar ve bölgeden Rusya ve İran geri çekilmek zorunda kalır.

Bu senaryolar çoğaltılabilir,

Burda mühim olan Türkiye'nin dışarıda bırakılmadığı Türkiye'nin de menfaatine olan bir senaryoda Doğu ile bağlarımızın kesilmeyerek ilişkilerimizin devam etmesi, karşımıza çok kötü yada tahminmizden iyi tabloların çıkması olası, zamanın ne zaman neyi getireceğini kestirmek şuanda cidden zor.

Ben şahsi olarak devletimizin milli bir dış politika güddüğünden dolayı sorunlar yaşadığımızı düşünüyorum, sizinle paralel olarak zamansız veya hatalı politikaların zaman zaman yaşandığını da farketmekteyim, ancak hükümetin devlet menfaatini gözettiğini düşünerek devletimizin bekası için arkalarında desteğimi sürdürüyorum.

Biz devletimizin yanında durdukça Türk devleti daha güçlü olacaktır, hayatımızı idame ettiğimiz bu vatan bizim gemimiz, fırtınanın yaşandığı şu havada bu gemiyi sağlam tutmak ise hepimizin görevi. Bu yüzden farklı fikirlere farklı renklere sahip olsakta bir arada uyum sağlayarak bu gemiyi sağa sağalim hedefine ulaştırmak zorundayız diye düşünüyorum.
 
Bahsettiğin meseleler Türkiye'nin istese de değiştiremeyeceği şeyler. Yani o insanlar "iki parmak bal" a razı olarak aslında en doğru ve mantıklı olanı yapıyorlardı. Aktif ve yırtıcı olmanın yeri ve zamanı var. Her önüne gelene hırlanmaz, herşeye atlanmaz. Türkiye'nin gücünün sınırları bu, anlayın artık. Sağlam temelli, dışa bağlı olmayan bir ekonomi ve endüstri olsun ondan sonra konuşalım o meseleleri. Boş tehditler bize zarardan başka birşey getirmedi.

Sanki Türkiye'ye yönelik gizli ve kutsal bir savaş varmış gibi düşünüp kendinizi kandırmayı bırakın artık. Suçu her daim dışarda arayarak ülkeye zarar veriyorsunuz. Adamın çıkarına çomak sokarsan ters tepki alırsın tabii ki, aynı şekilde senin çıkarına çomak sokan da senden ters tepki alır. Çomağını mantıklı gerekçelerle kullanacaksın. Musul'a kimse istemese de girilecekmiş. Al girersin. Dış politikada duygusallığa yer yok.

Bağımsız mı olmak istiyorsun? Muhalifler ve dış güçlere sabah akşam yükleneceğine önce;

1) Yolsuzluğu bitir
2) Tarafsız ol önceliğin liyakat olsun
3) Birleştirici ol, sözde kalmasın
4) Ekonomiyi bugünü değil yarını düşünerek inşaa et
5) Dış politikaya duygularını karıştırma

Türk insanı şöyledir böyledir laflarından da vazgeçin artık. Türk insanın olumlu çok az özelliği var. Empati yoksunluğu bizde, kula kulluk bizde, hakkını arayana düşman olma bizde, işini savsaklama bizde. Bir de her heyhöylü konuşanı, hitabına dini kitabı karıştıranı yüceltmeyi ve eleştiriye tahammül edememeyi olumlu birşey gibi sunuyorsunuz gel de delirme.

en basiti rte meydanlarda konuştukça bombalar patladı kiliste, sınırda. şimdi neden her gün esad demiyor? kişisel ego dedigin gibi
 
en basiti rte meydanlarda konuştukça bombalar patladı kiliste, sınırda. şimdi neden her gün esad demiyor? kişisel ego dedigin gibi

Cogunuz Türkiye'nin tekrar Kurtulus Savasi yasadiginin farkinda degil.

Türkiye'nin başarılı olması ve olaylara müdahale etme kabiliyeti sahip olduğu uluslararası antlaşmalar ve ana yasal düzende ki izni kadardır. Dolayısı ile Türkiye'nin hamlelerini bu bağlamda değerlendirirsek ne kadar kısıtlı imkanlarla kısıtlı hamleler yaparak başarı yakalamaya çalıştığını idrak etmiş oluruz.

1. soruna cevap olarak Suriye meselesi devam eden bir süreç içerisinde, Türkiye denge politikası ve elinde ki kısıtlı halde bulunan kozları iyi oynayarak santranç tahtasında oyun kazanmaya çalışıyor, rakip oyuncunun elinde şah, vezir, kale, at varken bizim elimizde sadece piyon var ve bu piyonla rakibi masada şah mat etmeye çalışmaktayız diyebiliriz.

Türkiye'nin ana yasal düzende elinin güçlenmesi masada daha rahat hamle yapmasına neden olacak sebeplerden biri, ayrıca askeri alanda hava savunma şemsiyesi vb. Türkiye'nin elini güçlendirecek diğer hususlarda rakiplerinin Türkiye üzerine hamle yaparken dikkatli olmalarına neden olacak diğer askeri sebepler.

Türkiye sadece Suriye değil, diğer meselelerde güçlü olması için, güçlü bir ana yasal düzene sahip olmalı, uluslararası antlaşmalarda elini güçlendirmeli, enerji yollarını elinde tutmalı, nükleer ve hava savunma konularında caydırıcı olmalı. Ancak bu gelişmelerden sonra Türkiye sahada rahat hareket edebilecek ve milli bir duruş sergileyip milli dış politikada başarılı olabilecektir.

2. soruna gelirsek Suriye savaşı devam ettiği süre içerisinde Türkiye'nin PYD'nin saha hakimiyetini engellemesi yada durdurması çok elzem ve önceliklidir, bunun yanı sıra bölgede ki dengeler ve gelişmeler ışığında Rusya ve ABD gibi eli güçlü devletler ile sıcak bir çatışmaya girmeden aradan sıyrılıp kendini güncelleyerek masada ki pozisyonunu güçlendirmek zorunda.

Hükümet Türkiye'de kontrolü kaybederse Suriye'de de kontrolü kaybedebilir bu da Türkiye'nin felaketini hazırlayan bir başlangıç olabilir, yada gelecekte Suriye'de oluşacak yeni yapı ile ilişkiler dondurulur zamanla bu hükümet ile ilişkileri düzeltmeye gidilebilir. Netice de ülkeler daima geçmişte yaşadıklarını unutup menfaatlerinin olduğu yerde gündelik olarak dost olmaya devam edebilirler.

Suriye üzerinde aklıma gelen olası bazı senaryolar,

-Rusya ve İran ile anlaşılıp batıda Rusya'nın askeri liman olarak kullanabileceği bir devlet kurulur kuzey doğu bölgeler Türkmen dağı idlib halep rakka mümkünse derizzor Türkiye'de kalır, yada Türkiye destekli bir hükümet kurulur Suriye iki parçaya bölünür,
-Rusya ile işbirliğine gidilip PYD ve DEAŞ Suriye'den temizlenir tek parça halinde kalır Türkiye, İran ve Rusya'nın kabul edileceği yeni bir hükümete geçiş yapılır Suriye tek parça halinde kalır,
-Türkiye'nin hamleleri engellenir Rusya ve Amerika anlaşır PYD kuzeydeki kantonlarını birleştirir Esad hükümeti üzerinden akdenize açılır kürt bölgesi kısa süre içerisinde batı destekli İsraile dost güçlü bir devlet haline getirilir,
-Rusya ve İran halkı yıldırır ve bastırır bölgeyi şiileştirir ve İran-Irak-Suriye hattı birleştirilerek İsrail ve Türkiye için tehdit bir pakt oluşturulur.
-Türkiye PYD ve DEAŞ tehditini ortadan kaldırır muhalifler güçlenip sahada büyük alanlar kazanır tampon bölge kurulur Rusyayı geçiş hükümetine ikna eder Suriye tek parça kalır ve Türkiye bu hat üzerinden Arap dünyasına açılır,
-PYD sahada güçlenir Beklenmedik bir olay olur ve İsrail güneyden taraf gözetmeksizin müdahale eder NATO Rusya'yı geri çekilmeye mecbur eder ve kuzeyden güneye İsrail'in kontrol edeceği bir pakt oluşur.
-İslam devletleri Ürdün ve Türkiye üzerinden ortak bir operasyon yapar ve bölgeden Rusya ve İran geri çekilmek zorunda kalır.

Bu senaryolar çoğaltılabilir,

Burda mühim olan Türkiye'nin dışarıda bırakılmadığı Türkiye'nin de menfaatine olan bir senaryoda Doğu ile bağlarımızın kesilmeyerek ilişkilerimizin devam etmesi, karşımıza çok kötü yada tahminmizden iyi tabloların çıkması olası, zamanın ne zaman neyi getireceğini kestirmek şuanda cidden zor.

Ben şahsi olarak devletimizin milli bir dış politika güddüğünden dolayı sorunlar yaşadığımızı düşünüyorum, sizinle paralel olarak zamansız veya hatalı politikaların zaman zaman yaşandığını da farketmekteyim, ancak hükümetin devlet menfaatini gözettiğini düşünerek devletimizin bekası için arkalarında desteğimi sürdürüyorum.

Biz devletimizin yanında durdukça Türk devleti daha güçlü olacaktır, hayatımızı idame ettiğimiz bu vatan bizim gemimiz, fırtınanın yaşandığı şu havada bu gemiyi sağlam tutmak ise hepimizin görevi. Bu yüzden farklı fikirlere farklı renklere sahip olsakta bir arada uyum sağlayarak bu gemiyi sağa sağalim hedefine ulaştırmak zorundayız diye düşünüyorum.

Ahmet kalemine kuvvet. Insallah bu Kurtulus Savasidan da zaferle cikacagiz. 21Yy düsmanlar ve metodlari artik cok farkli. Allaha emanet ol.
 
en basiti rte meydanlarda konuştukça bombalar patladı kiliste, sınırda. şimdi neden her gün esad demiyor? kişisel ego dedigin gibi

Ego tatmin etmegi birakin. Türklügü bilerek ya da yanilarak yok ettiler.
Az önce Viyana göbeginde süpermarket kasasinda sirada beklerken önümde 72 Euro Cent degerinde 2 kücük sise su alan Türkce konusan 2 türbanli kiza, yürüyen bantta müsteri ayirimi yapan, plastik bloku uzattim ve buyrun dedim.


Cevap neydi ? Inanilmaz yav.

" Scheiss Türk" .
Ikiside 20 yaslarinda türbanli ama daracik tayt giymis kültürsüz yaratikdi,
insan demeye bin sahit lazim.


Almanca siz nesiniz diye sorunca " Wir sind Muslime" cevabi geldi.
Bu kadar ahlaksizlik olmaz.


Siradaki herkes " Secimlerde kime oy verecegimizi biliyoruz" diye slogan atmaya basladilar.

Bizi maalesef böyle temsil ediyorlar. Düsmanlik tohumunu bunlar ekiyor. Yaziklar olsun.
 
Cogunuz Türkiye'nin tekrar Kurtulus Savasi yasadiginin farkinda degil.



Ahmet kalemine kuvvet. Insallah bu Kurtulus Savasidan da zaferle cikacagiz. 21Yy düsmanlar ve metodlari artik cok farkli. Allaha emanet ol.

Yo gayette farkındayız. Hatta durumun sizin sandığınızdan daha vahim olduğunun da farkındayız. Ama sizin gibi suçu her daim dışarda aramıyoruz. Bu vaziyetin en büyük sorumlularının içeride olduğunu biliyoruz.
 
Yo gayette farkındayız. Hatta durumun sizin sandığınızdan daha vahim olduğunun da farkındayız. Ama sizin gibi suçu her daim dışarda aramıyoruz. Bu vaziyetin en büyük sorumlularının içeride olduğunu biliyoruz.

Dahili ve harici
 
Arkadaşlar bugün çok önemli Türkiye tarihi için çok önemli birisini, çocukluğumuzda (benim gibi 1977liler içi ) içimizi ısıtan, basit hayatımızda eğlendiren filmlerin eşşiz oyuncusu Halit Akçatepeyi kaybettik.
Güdük Necmide gitti hayat giderek sıkıcı hale geliyor. O insanlardaki samimiyeti mumla arıyorum.
Gittiği yerde Işıklarla olsun.
 
Evet kardeşim, katıldım... Ama yine Bulgaristan'da değişimin rüzgarı gelmedi. Yine aynı komünistler, hırsızlar ve yalancılar girdi Parlamentoya, sadece reklerini ve pezevenklerini değiştiler. :D
 
Back
Top Bottom