What's new

Turkish Naval Programs

Armerkom changed the design of the U-209/1400 AIP.
Our subs will be longer as the initial German design, that may be a hint for modified tubes to launch Atmaca- or sub Gezgin. First sub will be operational 2020.

Also the Spanish design of ANADOLU - carrier vessel was modified from Armerkom. Details are not available. Steel cut in expected in Spring 2016.
Expected to be operational 2021 together with I-class frigates.

First ATR-72 modified at TAI for antisubmarine warfare was send to Italy for certification.
It will carry MK-54 and MK-46 torpedoes, sophisticated magnetic anomaly detectors, ELOP suite, tactical consoles, advanced radars and communication systems, EW and Self Defence systems .

6 systems will be delivered until 2018. 2 ATR-72 are already flying in Multi Role cargo missions for Turkish Navy.
 
. .
12592728_1101888583168275_7759972019107724332_n.jpg
?????
 
. . . .
S&H: IDEF ‘15 Fuarı sırasında; bir Türk Özel Sektör Tersanesi olan Sedef, Türk Deniz Kuvvetleri için ATHLAS 26.000/Juan Carlos I LHD tasarımı üzerine şekillendirilecek bir LHD Gemisinin tasarımı ve inşasına yönelik olarak Savunma Sanayi Müsteşarlığı [SSM] ile bir sözleşme imzaladı. Navantia’nın teknolojik ortak olarak yer aldığı söz konusu Programda yaşanan en son gelişmeler ve Navantia Türkiye Şube Ofisi’nin aynı zamanda Navantia’nın Türk pazarına girmesi anlamına gelen bu Sözleşmenin kazanılmasındaki rolü hakkında bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?

J. G. MONEDERO: Sizin de bildiğiniz üzere, 27 Aralık 2o13’te ihalenin ortağımız Sedef tarafından kazanılmasının ardından gerçekleşen uzun ve zorlu bir görüşme sürecinin sonrasında 7 Mayıs 2o15’te IDEF Fuarında bir sözleşme imzalandı ve bu Sözleşme 18 Eylül’de yürürlüğe girdi. Tasarım faaliyetleri devam ediyor ve tüm taraflar Programın başarıya ulaşması için sıkı bir şekilde çalışıyor.
Açıkça görüldüğü üzere, en başından beri Türkiye Ofisinin süreçte büyük bir rolü oldu, ancak Program şimdi LHD Program Müdürünün sorumluluğunda. Kendisini ve ekibini ihtiyaç duyduğu her konuda destekleyeceğiz, ancak Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ana sorumluluk onlarda. Öte yandan, ben de LHD Programımız için Offset Müdürü olarak görevlendirildim. Dolayısıyla bu Programda iki kimliğim bulunuyor...





S&H: TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi [LHD], Türk Deniz Kuvvetleri’nin bugüne kadar sahip olduğu en büyük ve en ağır muharip gemi olacak. Program takvimi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Program kapsamında Sedef Tersanesi personelinden kaç kişi eğitilecek? Sözleşmede istenen yerli katkı payı hakkında bilgi alabilir miyiz?


J. G. MONEDERO: Programdaki ana kilometre taşları; To+8 ayda geminin inşasında kullanılacak 1.ooo ton çelik sacın kesimi, To+4o ayda geminin denize indirilmesi ve To+67 ayda geminin geçici tesliminin yapılması ve 12 aylık garanti süresinin ardından nihai kabulün gerçekleştirilmesidir.
Sedef’ten Programın ilk aşamalarından itibaren bizim tasarım ekibimizle çalışacak bir tasarım ekibi bekliyoruz. Aynı zamanda teknik yardım, teknoloji transferi sağlamak ve inşa sürecinin denetimi için Sedef Tersanesi’nde kalacak bir ekibimiz olacak.
Türk LHD’nin %65’den daha fazla olan oldukça iddialı bir yerli katkı hedefi bulunmakta. Sedef dışında diğer önemli yerel aktörler arasında muharebe sistemleri sağlayıcısı Aselsan ve Havelsan, Türk Loydu, Entegre Platform Kontrol ve İzleme Sistemi [EPKİS/IPMS] ortağımız Ayesaş ve pek çok mühendislik şirketi ile birlikte gemi için ürünlerini sunan yerel tedarikçiler yer alıyor.





S&H: Dizel motorlar ve EPKİS/IPMS dahil olmak üzere Sözleşme kapsamında Navantia’nın temin edeceği hizmet ve komponentler hakkında neler söyleyebilirsiniz?


J. G. MONEDERO: Navantia’nın LHD Gemisine ilişkin yürüteceği tedarik çalışmaları üç ana faaliyet grubundan oluşmaktadır. Bunlardan ilki mühendislik faaliyetleridir. Sedef’e sağlayacağımız hizmetler arasında LHD ve Mekanize Çıkarma Aracı [LCM-1E, dört adet, Sedef Tersanesinde inşa edilecek] tasarımı ve tüm malzeme ve ekipmanın temini için Satın Alma Teknik Şartnamesi’nin sağlanması yer alıyor. İkinci grubu ise destek faaliyetleri oluşturuyor. Bu kapsamda tedarik faaliyetleri ile birlikte geminin inşası ve nihai teslime kadar Navantia, Sedef’e teknik yardım ve destek sağlayacak. Sonuncu ama son derece önemli olarak Navantia Sedef’e gemide kullanılacak aralarında beş dizel motor ile IPMS’in de yer aldığı bazı önemli ekipmanı da sağlayacak.





S&H: Her ne kadar TCG Anadolu LHD’nin tasarımı halihazırda İspanya ve Avustralya Kraliyet Deniz Kuvvetleri [RAN] hizmetinde görev yapan LHD Juan Carlos I/Canberra Sınıflarına dayandırılmış olsa da bu Platformda Türk Deniz Kuvvetlerinin gereksinimlerini karşılamak amacıyla, havuz bölümünde aynı anda iki LCAC ile görev yapabilme kabiliyeti ve Juan Carlos I & Canberra Sınıflarında kullanılan CODAG [iki MAN 16V32/40 Dizel Motoru ve bir LM2500 Gaz Türbini] Sisteminden farklı olarak bir CODAD [beş MAN 16V32/40 Dizel Motoru] Tahrik Sisteminin kullanılması gibi belli başlı bazı farklılıklar da olacak. Türk Deniz Kuvvetleri için inşa edilecek LHD’nin sahip olacağı konfigürasyon ve bu kapsamda orijinal ATHLAS 26.000 tasarımında gerçekleştirilecek önemli uyarlama/özgünleştirme faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?

J. G. MONEDERO: İhale sürecinde ve ardından sözleşme görüşmeleri sırasında referans tasarım üzerinde pek çok değişiklik yapıldı ve yerel sistem ve ekipmanın entegrasyonu ile birlikte çok daha fazla değişiklik yapma gereği oluşacak. Bu çerçevede; Aselsan-Havelsan İş Ortaklığının sağladığı GENESIS ADVEnt [Ağ Destekli Veri Entegre] Savaş Yönetim Sistemi [SYS], aynı anda iki LCAC [Hava Yastıklı Çıkarma Aracı] ile harekat icra edebilme kabiliyeti için havuz bölümünde yer alan çelik konstrüksiyon ara perdenin [Central Steel Fender] çıkarılması ve son olarak tahrik sistemi konfigürasyonu değişikliği gibi en önemli değişiklikler müşteriden gelen spesifik gereksinimlere göre gerçekleştirildi.



S&H: Türk Deniz Kuvvetlerinin inşa edilecek LHD’nin tahrik sistemi konfigürasyonunda CODAG’dan CODAD’a geçiş yapmasına ilişkin kararı hakkında neler söyleyebilirsiniz?


J. G. MONEDERO: Öncelikle hem LHD referans tasarımı, hem de Türk Deniz Kuvvetleri için inşa edilecek LHD’nin tamamen elektrikli gemiler olduğunu söylemem gerekiyor. 6.6KV elektrik üreten bir elektrik santralimiz var ve bu enerji hem gemi üzerindeki genel elektrik ihtiyacı, hem de kıçtaki iki Pod Sistemi ile baş bölümünde yer alan baş manevra pervaneleri [bow thrusters] üzerine kurulu elektrikli tahrik sistemi için kullanılıyor.
Bahsettiğiniz gibi, referans geminin iki dizel motoru ve bir gaz türbini var ve Türk LHD’nin nihai konfigürasyonunda referans tasarımdakiyle eşdeğer olan dizel motor sayısı beşe çıkarıldı. Bu karar, elektrik tahrik sistemi kapasitesinin yedeklenmesi, birden fazla sayıda arıza çalışma modu, ekonomik hızın biraz daha artırılması isteği ve diğer pek çok hususa ilişkin gereksinimler göz önünde bulundurularak tüm taraflar ile ortak bir şekilde alındı. Tahmin edebileceğiniz gibi değişimin tasarım üzerinde dikkate alınması gereken pek çok etkileri olabiliyor. Bunlardan ilki de elektrik tahrik sisteminin ağırlığında gerçekleşen bariz artıştır.



ZkNlrg.jpg



İspanya’dan Dünyaya Açılan Denizci: Navantia Tersanesi | Facebook
 
Last edited:
.
ASELSAN Asistant General Manager: TF-2000 will be shaped according to the CAFRAD requirements..
1:33:55
 
.
NAVAL FORCES magazine
NAVAL FORCES (NAFO) the World's leading Naval Defence & Maritime Security Journal. Since 1980, NAFO is committed to attending and supporting the world's major international expos, specialist conferences, and expert symposia. NAFO provides readers with the most compelling news, opinions, analysis, products information and programme requirements. It is regularly updated by Dr Stefan Nitschke, NAVAL FORCES' Editor-in-Chief and Stephen Elliott, NAVAL FORCES' Co-Publisher.

NAVAL FORCES magazine: DIMDEX 2016 Preview









Monday, 29 February 2016
DIMDEX 2016 Preview

Tomorrow's Armed Forces' Needs
Roketsan Presents New Defence Solutions

The L-UMTAS long-range anti-tank missile can be integrated on various platforms, including helicopters, light assault aircraft, UAVs, land vehicles, stationary platforms, and naval platforms.
(All photos: Roketsan)


Less than a month to DIMDEX 2016, NAVAL FORCES looks at some of the latest defence solutions Roketsan, one of Turkey’s leading defence equipment manufacturers, will present in Doha. The country’s missile house par excellence offers a bundle of defence systems and solutions military forces need to cover most of today’s and tomorrow’s battlespace requirements. Roketsan announced that it will have on display the CİRİT laser-guided missile; the UMTAS long-range anti-tank missile; the OMTAS medium-range anti-tank missile; the HİSAR air defence missile system; and a completely new Anti-Submarine Warfare (ASW) rocket and launching system. All of which were originated and supported by the Turkish Ministry of Defence’s SSM (Savunma Sanayii Müsteşarlığı) armament procurement arm.
Also on display is Roketsan’s latest weapon system for agile manoeuvre forces, the Multi-Barrel Artillery Rocket Launching System (MBRLS). It is designed as a fire support system with a “mass lethal fire range” varying between 3km and 100km. MBRLS includes the T-107/122 (107/122mm) and T-122/300 multi-calibre (122/300mm) multi-barrel rocket launchers that are available in wheeled and tracked versions. Another innovation – called TEBER – is described by Roketsan as a new-generation Laser Guided Kit, consisting of a Semi-Active Laser (SAL) seeker and an Inertial Navigation System (INS) combined with a GPS/GNSS receiver. Roketsan expects growing interest in the TEBER system from Gulf countries.


The shipboard Roketsan ASW weapon system is designed to be used against subsurface targets at ranges varying between 500m and 2,000m.

Exceptional Innovations
Roketsan describes its 2.75” CİRİT laser-guided missile as a “unique all-up round missile” designed to eliminate light armoured stationary and moving targets with high precision and at affordable cost. Although CİRİT is designed for rotary-wing aircraft like the T-129 ATAK Turkish attack helicopter and AH-1W COBRA combat/support helicopter, the weapon has also been adapted to fixed-wing aircraft, Unmanned Aerial Vehicles (UAVs), and both “stationary and moving land platforms”. CİRİT is a combat-proven system, Roketsan said, and it is the first weapon of this kind to be delivered to allied Armed Forces on the basis of series production contracts. The missile can be deployed from a smart launcher with “various configurations”, depending on customer requirements. Quoting a range of OVER 10km, the precision-guided weapon contains an Inertial Measurement Unit (IMU) based on Micro-Electro-Mechanical (MEMS) technology. Additionally, the warhead and rocket motor are insensitive against bullet impacts and liquid fluid fire. Under contract with Tawazun in the United Arab Emirates (UAE), CİRİT has been successfully integrated and is currently being deployed on AT- 802i border patrol aircraft. In addition, integration of the system is ongoing for Bahrain Air Force AH-1E COBRA attack/support helicopters.


The CİRİT laser-guided missile has been delivered to the Turkish Armed Forces in 2012 and to the UAE Armed Forces in 2014.

Another precision-guided weapon Roketsan is promoting in Doha, the UMTAS long-range anti-tank missile system, comes in two versions – one equipped with a laser seeker named L-UMTAS and a follow-up version featuring an imaging infrared (IIR) seeker. Both variants are labelled as “effective against all armoured threats.” According to the manufacturer, the development and qualification of L-UMTAS have been completed in 2015, and the system has demonstrated its capability to engage land targets (when launched from the T-129 ATAK helicopter) and targets at sea when adapted to and launched from the SH-60 SEA HAWK helicopter. With the success of recent test firings, production of the L-UMTAS missile has already been started for the Turkish Armed Forces, with the system scheduled for delivery in early 2016. UMTAS/L-UMTAS is capable of operating in all weather and day/night conditions in Fire-and-Forget and Fire-and-Update modes with a maximum combat range of 8km, according to Roketsan. The system’s Lock-On-Before Launch (LOBL), Lock-On-After Launch (LOAL), and Lock-On-Update capabilities enable the weapon to engage ‘masked’ targets.


SOM-J is offered as an anti-surface stand-off missile for F-35 JSF fighter aircraft.

Also on display is Roketsan’s next-generation Stand-Off Missile (SOM), which is a long-range (250km), fully autonomous Air-Launched Cruise Missile (ALCM) featuring low observable (‘stealth’) technologies and both a modern seeker head and warhead to engage highly defended stationary and moving targets on land and at sea. Designed as a version for the F-35 Joint Strike Fighter (JSF), SOM-J is on offer as an “anti-surface stand-off missile” for carriage on the Turkish Air Force’s (TuAF; THK Türk Hava Kuvvetleri) upcoming F-35 fighter aircraft. Roketsan and Lockheed Martin’s Missiles and Fire Control division already signed a contract for aircraft integration. Both companies will jointly develop, produce, market, and support SOM-J for internal carriage on the JSF or external carriage on other aircraft. Roketsan expects flight tests of SOM-J from TuAF F-16 Block 40 fighter aircraft to begin during the first quarter of 2017. Series production is expected to begin in 2018.
Already under series production, the ‘basic’ SOM is already in use with the TuAF, which deploys the weapon from its F-4E/2020 Terminator and F-16 Block 40 fighter aircraft. Roketsan also signed a cooperation agreement with Airbus Defence and Space for integration on the Eurofighter TYPHOON fighter aircraft and other future platforms. Negotiations are also ongoing in the Gulf region.
By Stefan Nitschke

NAVAL FORCES magazine: DIMDEX 2016 Preview
 
. . . .
Hard kill range being 250 km is nothing, detection range is 250 km is bad as well.
WTF it is not even matching technology from 20th century.

this is just an amateur video we dont know official details. Actually we wont know till launch.
 
.
Hard kill range being 250 km is nothing, detection range is 250 km is bad as well.
WTF it is not even matching technology from 20th century.

What? What do you mean by the above?

Able to have a hardkill against approaching jets at 250km is pretty awesome.

Detection range of 250km is bad. That I can accept.
 
.
What? What do you mean by the above?

Able to have a hardkill against approaching jets at 250km is pretty awesome.

Detection range of 250km is bad. That I can accept.
Hard kill range being 250 km is nothing, detection range is 250 km is bad as well.
WTF it is not even matching technology from 20th century.
As far as i heard (nothing official yet)
It's 250 NM = 470 KM

CAFRAD is a pretty awesome radar....not many countries have ability to produce such a radar.

JAap7j.png
 
.

Latest posts

Pakistan Defence Latest Posts

Pakistan Affairs Latest Posts

Back
Top Bottom