Hatta fark edildi mi bilmiyorum ama partisiz başkanlık sistemini savunuyorum. Siyasi partilere her yıl 2 milyar tl ayırmak cidden aptalca.
Keşke yoksulluğun getirdiği çaresizlikten bunalıma girip kendini yakan adamı eleştirebildiğimiz kadar; saltanat sahiplerinin devlet kesesinden yaptığı israfı, görgüsüz lüks yaşantıyı, yolsuzlukları da eleştirme cesaretimiz olsaydı.
O terörist Gül'ü kim cumhurbaşkanı yaptıysa vaktinde, onlardan da hesap sormak lazım
E tamam bunu söyleyerek sen de bana, "günü kurtarmak için" dediğime katılıyorsun. İdeal sistem topyekün ortadan kaldırır olasılığı. Ben yeni sistem kötü demiyorum dikkat ettiysen, günü kurtarmalık diyorum. Bugün işe yarar, yarın erdoğan nalları dikerse ne halt yiyecek bu ülke? Bu kadar büyük bir kumarın parçası yapılmaz ülkelerin gelecekleri.
Yahu öyle bir diyorsun ki sanki cemaat "Fethullah Gülen Partisi" diye bir parti kurar da millet ona oy verir miyi tartışıyoruz asdfghha, adam anti-Fethullah görünüp ele geçirir partiyi, Arınç'ı kullanır Davutoğlu'nu kullanır Abdullah Gül'ü kullanır, hala bir dolu fethullahçı var akp'nin içerisinde. Bunlardan biri başa geçti mi gg wp.
Evet, dediğim sistemde herkes "bağımsız vekil" gibi seçilecek, 600 farklı seçim bölgesi olacak haliyle her bölgeden tek vekil seçecek halk. Ama kafasına göre aptalca hareket edemez seçilen vekil, çünkü böyle hareket ederse sonraki seçimde halk onu seçmez.
Esas şuanki sistemde vekiller kafasına göre aptalca hareket ediyor, çünkü biliyor ki kendisini halk değil, genelbaşkan seçiyor. Halk milletvekiline değil partiye oy veriyor. Bu da milletvekillerinin istediği arsızlığı yapmasına olanak sağlıyor.
İyi de meclis yürütme gücü değil ki, meclis yasama gücü. Yürütme gücü hükümettir. Başkanlık sistemi kalmaya devam edecek, yine başkanı doğrudan halk seçecek, seçilen başkan da hükümeti kuracak, yani yürütmeyi.
Hukumet ne zamandan beri tek basina kanun veyahut yasa cikarabiliyor? Sen milletvekillerinin gucunu yok sayiyorsun. Komisyon uyeleri partilere gore secilir. Her uye partinin aldigi kararlar dogrultusunda hareket eder. Komisyonlardaki yasanmis olan kavgalari gorduk. Senin dusundugun gibi olursa her kes kendi fikrine gore hareket eder ve uyum saglanamaz. Cunku ortada cogunluk gibi bir durum olmuyor.
Çıkarmıyor, böyle birşey iddia etmedim ki yahu. Meclis çıkartır kanunu, yasama gücü meclis.
Tam tersi, sen milletvekillerinin gücünü yok sayıyorsun. Eğer hem milletvekilleri hem hükümet tek bir adam tarafından (parti genelbaşkanı) seçilirse, ve bu parti genelbaşkanı bir FETÖ'cü olursa, ülke düşer. Tamamen düşer.
Ve bunun adı diktatörlük, oldukça tehlikeli. Düşünebiliyor musun partinin başında bir FETÖ'cü olduğunu? Elinin altında kendi isteği doğrultusunda hareket edecek bir meclis çoğunluğu olacak
Bunu nasıl kabul edebilirsin sadfdg bu sefer 15 temmuz yaşanmadan ülke işgale uğramış olur.Hayır, vekiller ülke menfaatine göre hareket etmek zorunda kalır. Örneğin; Hükümet bir konuda yasa hazırlanmasını istedi meclisten, eğer o konu ülke menfaatineyse ve yasa hazırlanmazsa, halk o yasaya karşı olan vekilleri bir daha seçmez.
Aslında tarihin başından beri bu sistem uygulanıyordu, antik yunanistanda ilk demokrasi benim bahsettiğim non-partisan democrasy idi. ABD'de 1865'e kadar bu seçim sistemi uygulandı, sonra zaten ABD derin devleti kurulup siyasi partiler aracılığıyla sürekli olarak seçilen başkanları kontrol etme/kendi adamlarından seçtirme siyasetine geçtiler. Fakat o sistem bile çuvalladı, mesela Trump seçilmesi çok büyük bir acziyet göstergesi oldu ABD derin devleti için.
Çıkarmıyor, böyle birşey iddia etmedim ki yahu. Meclis çıkartır kanunu, yasama gücü meclis.
Tam tersi, sen milletvekillerinin gücünü yok sayıyorsun. Eğer hem milletvekilleri hem hükümet tek bir adam tarafından (parti genelbaşkanı) seçilirse, ve bu parti genelbaşkanı bir FETÖ'cü olursa, ülke düşer. Tamamen düşer.
Fakat sen partileri kapatırsan, seçimi kazanan cumhurbaşkanı bir FETÖ'cü dahi olsa, meclisteki çoğunluğu hiçbir zaman elde edemez çünkü milletvekili aday listesini kendi hazırlayamaz, halk kendi bölgesinde istediğini seçer, bu da meclisin bağımsız çalışması anlamına gelir.
Ve bunun adı diktatörlük, oldukça tehlikeli. Düşünebiliyor musun partinin başında bir FETÖ'cü olduğunu? Elinin altında kendi isteği doğrultusunda hareket edecek bir meclis çoğunluğu olacak
Hayır, vekiller ülke menfaatine göre hareket etmek zorunda kalır. Örneğin; Hükümet bir konuda yasa hazırlanmasını istedi meclisten, eğer o konu ülke menfaatineyse ve yasa hazırlanmazsa, halk o yasaya karşı olan vekilleri bir daha seçmez.
Ama şuanki sistemde, bir sürü terörist var CHP-AKP-HDP listelerinde, ve bunlar her seçim tekrar seçiliyor. Neden? Çünkü halk milletvekiline oy veremiyor şuanki sistemde, partiye veriyor. Bu da ülke menfaatine aykırı çalışan vekillerin de sürekli seçilmesi anlamına geliyor.
Aslında tarihin başından beri bu sistem uygulanıyordu, antik yunanistanda ilk demokrasi benim bahsettiğim non-partisan democrasy idi. ABD'de 1865'e kadar bu seçim sistemi uygulandı, sonra zaten ABD derin devleti kurulup siyasi partiler aracılığıyla sürekli olarak seçilen başkanları kontrol etme/kendi adamlarından seçtirme siyasetine geçtiler. Fakat o sistem bile çuvalladı, mesela Trump seçilmesi çok büyük bir acziyet göstergesi oldu ABD derin devleti için.
Günümüzde halen birkaç ufak devlette ve birçok devlet içi eyalette bu uygulanıyor, Nebraska, Northwest Territories, Nunavut, Glarus vb.
Madde değiştirmesi gerekmiyor, atıyorum Erdoğan öldü, Arınç veya Davutoğlu başa geçti. Zaten Ohal var, tek yapmaları gereken, bundan önceki bütün KHK kararlarını iptal eden bir KHK kararı çıkartmak
