What's new

TF-X Turkish Fighter & Trainer Aircraft Projects

Prime Minister Binali Yıldırım
Undersecretary of Defense Industry İsmail Demir
Rolls Royce Ceo Warren East
UK Ambassador Richard Moore

B816OL.jpg

vZl8Vm.jpg

pEa8kJ.jpg


+

2016-10-05-RollsRoyce.jpg

rEaM0B.jpg
 
Last edited:
According to the news, main interview subject is helicopter and tank engines

Rolls Royce milli silah işbirliği için geldi
Rolls Royce CEO'su Warren East Çarşamba günü Ankara'da üst düzey görüşmeler yaptı. East' tam da şirketinin geçen yıl TÜBİTAK ile imzaladığı işbirliği anlaşmasının yıldönümünde geldi. Al Jazeera'ya bilgi veren savunma kaynakları Rolls Royce ile milli silahların üretiminde işbirliği yapılacağını belirtti. Türkiye'nin uluslarlararası savunma ihalelerinden elenmesine neden olan motor konusu ön sırada olacak. 5 Eki 2016 Güncelleme 18:29 TSİ




rolls-royce-erdogan.jpg

[Fotoğraf: AA]
Bilinirliği arabadan gelse de aynı zamanda dev bir uzay ve havacılık şirketi olan Rolls Royce'un CEO'su Warren East Çarşamba günü Ankara'da Savunma Bakanı Fikri Işık, Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Görüşmelerde Türk bürokrasisinden iki isim daha yer aldı: Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir ve Başbakanlık Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut.

Gündem milli silahlarda işbirliği

Al Jazeera'ya bilgi veren savunma kaynakları, Rolls Royce ile savunma sanayinde birlikte çalışılacağını belirtti. Özellikle helikopter ve tank motoru üretiminde işbirliği planlandığını vurgulayan kaynaklar, "şirket kendi motorumuzu üretecek şekilde bize destek verecek." dedi.

Özellikle savunma araçlarının motoru konusunda işbirliği yapılması büyük önem taşıyor. Çünkü Türkiye bugün savunma sanayindeki üretimlerinde en büyük sorunu bu alanda yaşıyor. Türkiye'nin savunma aracı ihracatçısı olmak için katıldığı uluslararası ihalelerden elenmesinde araçların motor lisansının kendisine ait olmaması, başka bir ülkeye ait motoru kullanması en önemli gerekçe.

İmzanın yıldönümünde geldi

Rolls Royce CEO'sunun ziyareti işbirliği anlaşmasının yıldönümüne denk geldi. Türkiye'nin milli projelerinin temelini oluşturması, endüstriyel beceri ve yeteneklerin geliştirilmesi amacıyla kısa adıyla bir mükemmeliyet merkezi kurulmasına karar verildi. 5 Ekim 2015'de de bunun için İstanbul'da imzalar atıldı. TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Mehmet Çelik ve Rolls Royce Küresel Üretimden Sorumlu Direktörü Dr. Hamid Mughal imzaları atan isimler oldu.
Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi’nin kamu-özel sektör ortaklığı modeli ile işleyecek başta havacılık olmak üzere bir çok sektöre yönelik teknolojileri imalat ve uygulama kapasitesini artırması hedeflendi.

'Kötü komşu mal sahibi yaptı'

3 Ekim günü Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizler bir basit tüfek yapamıyorduk. MİLGEM ile artık kendi gemilerimizi üretiyoruz ama yetmiyor. İnşanının yanı sıra bunun makinesini üretir duruma gelmeliyiz. Artık Türkiye İnsansız Hava Aracı'nı mühimmatlı olarak üretir hale geldi. Amerika'dan istedik ama kongreden geçmemişti. En son İsrail'den 10 tane aldık. Sağolsunlar bu komşular bizi mal sahibi yaptı. Bunlar artık operasyonlarda kullanılıyor" demişti.
 
What's the latest expected date for first functioning prototype ? And what's the latest with countries invited to participate eg pk ?
 
Rolls-Royce eyes Turkey's fighter jet program
BARIŞ ERGIN
ISTANBUL
PublishedOctober 7, 2016
The reason behind Rolls-Royce CEO Warren East's earlier visit to Turkey was actually about Turkey's indigenous fighter jet project, according to sources. The British automotive and aviation giant was reported to undertake a joint production with a local partner in Turkey and provide all of the technological support needed for the manufacturing of the indigenous fighter jet. Rolls-Royce CEO Warren East, who paid a visit to President Recep Tayyip Erdoğan and Prime Minister Binali Yıldırım on Wednesday, was actually interested in Turkey's indigenous fighter jet project TF-X. A deal with Rolls Royce for the revival of the project is expected to be signed any minute. The sources Sabah contacted suggested that the reason behind the said meeting was the TF-X Project. The same sources also noted that the British giant made an offer including all design, development and production processes, and stressed that the company was in talks with a local partner in order to undertake all procedures including the development of TF-X project and manufacturing of its engine in Turkey.

Production plan with a local partner

The operation model, which will be developed following the completion of the agreement, was also determined, according to the relevant sources. Accordingly, Rolls-Royce will undertake the production in Turkey with a local partner that will be provided with all of the tech and know-how needed for the production of the engine by the British firm. Production for nuclear power and the navy was also reported to be among the topics of discussion in the meetings. The company is said to be eager to work with a local partner in the field of energy and make technology transfers. If the contract is signed, the establishment of a joint company with the local partner is expected to kick off by early 2017.

Rolls-Royce eyed the project last year

The selection of engines for the said fighter jet, which is replacing the F-16s in Turkish Air Force's inventory as of 2020s, is of grave importance. Speaking at a press conference last year, Patrick Regis, Rolls-Royce Regional Director for Turkey and Central Asia, referred to the project in question and said, "If the jet has twin engines, we will take part as well with our EJ200 engine. If we are included in the project, we will establish a jet factory in Turkey in 2054." Al Jazeera reported on Thursday that Rolls-Royce is eager to work with Turkey in the defense industry.
http://www.dailysabah.com/money/2016/10/08/rolls-royce-eyes-turkeys-fighter-jet-program
 
They mean 2024 probably

and 2025 serial production i assume and by 2030 we have our faire share of TF-X
 
Is there any good articles comparing all three designs ? Final design is not ready rite?

Is the EJ230 engine in production? @mike2000 is back
 
Last edited:
TUSAŞ'ın genel müdürlüğüne getirilen Temel Kotil, yeni göreviyle ilgili ilk kez konuştu

Uzun yıllar THY genel müdürlüğünü yapan ve geçtiğimiz günlerde istifa ederek TUSAŞ’ın başına geçen Temel Kotil, milli havayolundan ayrılmasından sonra ilk kez konuştu. Temel Kotil, 'Türkiye kendi savaş uçağını yapacak. Hem de F16’dan daha iyisini. Dünyaya teknoloji ihraç edeceğiz. 1 milyar dolarlık ciroyu 10 milyar dolara çıkartma hedefimiz var' dedi.

Türkiye'nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), yerli savaş uçağının üretilmesi çalışmalarına hız verdi. Bu doğrultuda THY’de 13 yıl başarılı bir dönem geçiren ve THY’nin global bir dünya markası olmasında emeği geçen Temel Kotil, Genel Müdürlük görevine getirildi. Kotil, havacılık ve uzay sanayisini en iyi bilen isimlerden biri olarak biliniyor. TUSAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, göreve gelir gelmez ilk röportajını Ekovitrin’e verdi. Kotil, yüksek lisans ve mastır bursu aldığı kurumda genel müdür olarak göreve başladığı için çok mutlu olduğunu söyledi ve şöyle konuştu: “13 yıl boyunca THY’de çok önemli işlere imza attık. F 16 ve CASA uçakları Türkiye’de üretildi. Bunu çok çok daha ileriye taşımamız gerekiyor. Bundan sonraki çalışmalarda benim de bir katkım katkılarım olursa ne mutlu bana.”

Türk Hava Yolları’ndan (THY) Türk Havacılık ve Uzay Sanayii şirketine (TUSAŞ) genel müdür olarak atanmanız kamuoyunda sürpriz bir gelişme olarak algılandı. Bu geçiş nasıl oldu, anlatır mısınız?

TUSAŞ’ın kurulmasında rahmetli Necmettin Erbakan öncülük etmişti. Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın TUSAŞ’tan sonra Turkish Aerospace Industries’i (TAI) kurduğu dönemdi. TAI, aslında Türk Havacılık Sanayii’nin İngilizcesi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kurum olarak faaliyet gösteriyordu. TUSAŞ, 1983 yılında doktora ve mastır çalışmaları için ABD’nin Michigan eyaletinde bir burs veriyordu. Bursa başvurdum ve kabul edildi. Bakanlık beni ABD’ye git uçak dizaynı yap, doktoranı tamamla diye göndermişti. Bu burs bana kısmet olmuştu. TAI adına ABD’de eğitimimi tamamladım. 1991’de doktoramı tamamladım Türkiye’ye döndüm. O dönem İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Fakültesi’nde eleman ihtiyacı vardı. İTÜ’de öğretim görevlisi olarak görev yapmak nasip oldu. Sonrasında 13 yıl boyunca THY’de çok önemli işlere imza attık. Kader o ki bugün TUSAŞ’a, TAI’ye genel müdürlük görevine getirildim. Bu benim için çok anlamlı. Özüme döndüm diyebilirim. Kendimi yuvaya dönmüş hissediyorum.

Bu görev size hükümet tarafından mı tevdi edildi?

TAI, özel bir şirket, ama Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) tarafından kuruldu. Vakfın Mütevelli Heyet Başkanı Milli Savunma Bakanımız Fikri Işık’ın görevi bana tevdi etmesiyle başlayan bir süreç oldu. Tabi bir anlamda Hükümetimizin de teveccühü oldu diyebilirim.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu göreve gelmenizde bir arzusu var mıydı?

Sayın Cumhurbaşkanımızla belediye başkanlığı döneminde çok yakın çalışma imkanımız olmuştu. Yine Sayın Başbakan Binali Yıldırım’la da çok yakın çalıştım. Tabi Hükümetimizin ve büyüklerimizin aldığı bir karardır. Ancak bu karar bana Sayın Bakan Fikri Işık tarafından tevdi edildi. Sayın Bakan bana özellikle yerli savaş uçağı konusundaki çalışmalara ağırlık verileceğini ve bu nedenle TUSAŞ’a geçmemi istedi. Zaten ben bu konuda eğitim almıştım. THY’de önemli işler yaptık. Burada THY’den daha başarılı olmak için çalışacağım. THY’nin başarısında birçok parametre var. Ama asıl parametre bence dünya markası olmasıydı. THY’de çalışanların gönülden çalışması, özverili olması ve THY’nin yetkin insanlara sahip olması bu başarıda etkili oldu diyebilirim. TUSAŞ’ta da aynı şeye ihtiyacımız var. TUSAŞ, TAI ile yılda 1 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketi olma özelliğine sahip. Tabii bu alanda diğer şirketler de var. Örneğin Aselsan… Göreve atanmamla ilgili küçük bir anektod söylemek istiyorum. Türklerin uçak yapımına başlaması Batı’dan önceye dayanıyor. Avrupa’daki diğer ülkelerde örneğin Fransa’daki çalışmalar bizden sonra başladı. Ama biz bu konuda çok geri kaldık. Batı ile aramızda şu anda 50-100 yıllık bir fark var. Biz o boşluğu doldurmaya geldik.

Bu görev size tevdi edildiğinde neler hissettiniz?

Tabi THY’den ayrıldığım için hüzünlüyüm. 13 yıl boyunca THY’de çok değerli çalışmalara imza attık. Ama yetiştirildiğim bir kurumda olduğum için de çok mutluyum. TUSAŞ’ta olmak benim için çok anlamlı. Heyecanlıyım, mutluyum.

TUSAŞ’ın Türkiye’nin 2023 hedefleri açısından önemi nedir?

Özellikle ülkemizin stratejik hedeflere ulaşmasındaki rolünü nasıl ifade edersiniz?

Sayın cumhurbaşkanımız geçtiğimiz ay içinde üniversitelerin rektörleri ve akademisyenlerle bir araya gelmişti. Orada bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmanın bir kısmında Türkiye’nin uçak sanayisinde yapması gerekenlerden bahsediyordu. Türkiye’nin artık kendi savaş uçağını, helikopterini yapması gerektiğini ifade etmişti. Ülkemizde bu konudaki ihtiyaçların tespit edilmesi gerekiyor. Havacılıkta, uzay sanayiinde adımlar atılmalı. Bunun muhatabı TAI’dir. Tabi ki TEİ gibi motor üretimi yapan önemli bir kurumumuz var. Aselsan gibi bir markamız var. Aselsan TAI’den de ciro olarak da büyük. 1 milyar doların üzerinde ciro gerçekleştiriyor. Özel sektör var. Çok bileşenli bir yapı. Bunların asıl muhatabı TAI ve TUSAŞ’tır. Bana bu kurumun genel müdürlüğü nasip oldu. Birbirinden önemli projelerimiz var. Biliyorsunuz muharip savaş uçağı projemiz var. F16’dan daha iyi bir proje olacak. Helikopter, uydu ve İHA gibi projelerimiz var. TAI gibi kuruluşların daha başarılı olabilmesi için elit bir mühendis kadrosuna ihtiyacı var. Bu kadro İngilizcesi çok iyi olan ve çok iyi eğitim görmüş farklı özelliklere sahip insanlar anlamına geliyor. Bizler bunları belirli eğitimden geçirerek savaş uçağı projesini en kısa zamanda gerçekleştireceğiz.

Türkiye’nin kendi savaş uçağını üretmesi çok önemli bir konu. Bu üretimin hayata geçirilmesinin bir zamanlaması var mı?

Bunlar kısa dönemli projeler değil. 8-10 yıllık projeler. Böyle heyecan veren projelerin aslında stratejik yani askeri açıdan önemli olduğu kadar ekonomik önemi de bulunuyor. Tabi teknolojik önemi de var. Havacılıkta ve uzay sanayisinde yaptığımız bu çalışmalar 17 alt sektörün mükemmelleşmesini sağlıyor. Uçak yaptığınız zaman bu sektörleri mükemmelleştiriliyor.

TUSAŞ’ın şu anki yapısından ve projelerinden bahseder misiniz?

Şu anda 5 bin çalışanımız var. 1 milyar dolar ciro yapıyoruz. Muharip savaş uçağı ana projemiz. Helikopter ve Anka projelerimiz devam ediyor. Göktürk gibi önemli projelerimiz var. Yine eğitim uçağı ve Hürkuş projemiz var. Tabi tüm bu projelerin en önemlisi muharip savaş uçağı projesidir.

TUSAŞ-TAI sadece Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mı faaliyetlerini sürdürecek?

TAI ya da herhangi bir sivil bir kurum sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayarak yaşayamaz. Türkiye’nin havacılık ve uzay sanayisinde ciro olarak dünya pazarındaki payı yüzde 1 seviyesinde. Bu çok düşük bir rakam aslında. Teknoloji firmalarının tutunabilmesi için bunun yüzde 10’lara ulaşması gerekiyor. Tabi bunlar bir günde olacak şeyler değil. Her zaman TAI’nin ihracat hedefi vardı. TAI, diğer uçak üreticilerine ciddi sayıda parça üretiyor. Bunlar özgün üretimden oluşuyor. Türkiye’nin bu anlamda daha fazla söz sahibi olması için bugünden kat kat fazla ihracat yapması gerekiyor.

Teknoloji ihraç eden bir konuma gelmemiz gerekiyor?

Yavaş yavaş geliyoruz aslıda. THY’ye geldiğimde bir şey söylüyordum. En büyük hedef cironun artırılmasıydı. THY’nin markalaşma sürecine başladığımızda mevcut rakamların sağına birkaç sıfır ekleyin demiştim. Onu yaptık. THY’de bu bize nasip oldu. THY tam 6 kat büyüdü. Bunu şimdi TAI’de yapacağız. Şu anda 1 milyar dolarlık bir ciro söz konusu. 1 milyar dolarlık ciromuzu 10 milyar dolara çıkartma hedefimiz var.

TUSAŞ’ta hissedarların yapısından bahseder misiniz?

Çoğunluk hisse yüzde 54.49’la Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nda. Diğer hissedarlar yüzde 45.45 ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve yüzde 0.06 ile Türk Hava Kurumu. THY’de de kamu ortaklığı bulunuyordu. Özel sektör mantığıyla THY’yi dünyaya açtınız. Ve bugün dünya devi oldu…

THY, kamu başladı ama sonrasında özelleşti. Ben tüm süreçlerde bulunan biriyim. O süreçleri çok iyi biliyorum. “Kalben devlete, ticari olarak özele bağlıyız” derdim hep. TAI de özel bir şirket. Vakıf bünyesinde olması onu özel yapıyor. TAI, THY’ye göre daha stratejik bir şirket. Biz bugün hava uzay şirketi Boeing’den daha kıvrak olmak zorundayız. Ama kalbimiz devlet olmaz zorunda.

THY’deki uzun soluklu ve başarılı bir dönemin ardından TAI’deki hedefleriniz nelerdir?

THY’de çok güzel günlerim geçti, çok güzel arkadaşlarım oldu. Herkese teessürdür ediyorum. Başarı kendi kendine gelmiyor. 45 bin kişinin verdiği güçle bu başarı yakalandı. Herkesin desteği oldu. Çalışanların kalbi ne kadar yüksek tonla atıyorsa o kadar başarılı oluyorsunuz. TAI’de de bu böyle olacak. Buradaki sorumluluğum THY’deki gibi değil. Türkiye’nin havacılık sanayii ve muharip uçak konusunda bir ihtiyacı varsa bunun birinci sorumlusu benim diyebilirim. TAI’nın gelişiminde, bugünlere gelmesinde rahmetli Erbakan ve rahmetli Özal’ın yaptığı çalışmalar çok önemli. F 16 ve CASA uçakları Türkiye’de üretildi. Bunu çok çok daha ileriye taşımamız gerekiyor. Türkiye kendi savaş uçağını yapacak. Hem de F16’dan daha iyisini. Bundan sonraki çalışmalarda benim de bir katkım katkılarım olursa ne mutlu bana.

http://www.kokpit.aero/kotil-yeni-goreviyle-ilgili-ilk-kez-konustu
 

Latest posts

Back
Top Bottom